AY’IN ARDINDAN
Cenk Yiğiter
Babu Yayınevi CopyLeft 2011 ‘Özlem Genç’ ve ‘Zeliha Hacımuratlar’ için Özel Basım
Babu Yayınevi
Babu Yayınevi: 1 Çağdaş Edebiyat Dizisi: 1 Şiir Dizisi:1
Ay’ın Ardından Cenk Yiğiter “Özlem Genç” ve “Zeliha Hacımuratlar” için Özel Basım 2011
Copyleft Bu kitapta yer alan şiirlerin tamamı ya da bir bölümü şairin izni olmadan, sadece kendisine haber verilmek suretiyle, bestelenebilir, kopyalanabilir, başka yayınlarda kaynak göstermek suretiyle kullanılabilir. Dizgi: Duygu & Cenk Matbaası Kapak fotoğrafı: Duygu Nesli Yiğiter Kapak tasarım: Cenk Yiğiter
Babu Yayınevi 0505 687 12 64
[email protected]
Cenk Yiğiter
Ay’ın Ardından
Babu Yayınevi
Sevilay Kaygalak’a Zafer Ekin Karabay’a Ve tüm çocuklara,
İyi Yolculuklar Şiiri
İyi yolculuklar Babu, Selam söyle, Ankaram'a Ankaran'a Ana Karam'a hatta Yolunun üzerinde Konya'dan hemen önceki Ülkenin en sıkıcı kentine Karaman'a da söyle selam Hatta Ankara'ya varınca Orhan'ın dükkandan Beni Araman'a da Bir mola yerinde belki Rastlarsın o Farısi çocuğa Raman'a Aman kimi görürsen söyle işte selam Aman'a da söyle mesela amman ammana da Yolda gördüğün kamyonlara Kamyonlar MAN marka Man'a da söyle selam
1
Tek ölümsüz olana An'a da tabi ki Sımsıkı sar onları Öp Bir daha öp bu sefer benim için... Yanağını yanaklarına yasla....
Çank Usta Tarsus'ta
Berlin, Ekim 2007 2
Ay'ın Ardından
Ay'ın ardından Biliyorum Artık bırakılmamalı Hiçbir mektubunun elleri Soldurulmamalı hiçbir yaprak Düşürülmemeli
Gerekirse, öyle gerekiyorsa illa ki Kalmamalı geride Üzerinden geçilmemiş, ayaklarımızla Ezilmemiş bir sokak
Sokağımın ayı düştüğünde Yere, hafifçe eğildiğinde, incecik Ellerini sürdüğünde Benimkiler solmuştu, bizimkiler Yorulmuştu
Çünkü ben hep aynı köşesinden düşmüştüm Evime, öte köşe, gidilmedik kaldı, Ezilmedik! Sevilmedik...
3
Bir gündü bir gün Bir tarla görmüştüm Ekin'e çalmıştım ben, Ağustos'ta Üşüdüm, Şubat'a çaldım Ölüme çaldım Kıyısında çaldım, çırptım Çarptım, durdum Durundum.
Sonra Cemal'in çocuğu söylerdi ya boyuna mavi Hani Taranta'nın torunu, Ay'ı bile görmüştü O çocuk işte o çocuk beni tuttu, silkeledi Uyuttu. Maviydi, durulttu.
Kaçtım sonra, tarladan göle kaçtım Ölmüştüm, doğuma çaldım. Ekin'e çaldım, Şubat'a çaldım. Çaldım çırptım işte, çaldım çalındım. Kitab'a çaldım, çocuğa çaldım, Salınırdı bir çocuk, tepinirdi içimde Onu birden Yine...
4
Sokağımın Ay'ı düştüğünde Hemen mi doğdu güneş? Doğmadı. Karalar mı bağladık peki biz? Bağlamadık, ne karaları! Kızıllar bağladık, kızıllar kor kızıllar Umudun en hayvanından Salınmamış mıydı bir kere?
Yezit'in torunuyduk belki, öyle doğmuştuk Ama alnımıza Ali'nin kızılından bağlandı Büyüdük öylece Bağlamadık belki de, oradaydı hep Kor'a çaldı iyice Al'a çaldı Ay'a çaldı
Varmak için, oraya Günahlardan geçtik, hala geçiyoruz Belki de erdik sonunda Erdik, erkektik, kadındık, Çocuktuk, Erdal'dık, Eren'dik...
5
Ay'ın ardından, biliyoruz Bundan böyle Aramayacağız Ölmesek Apartmanı'nı Yok böyle bir ev, yok bu biçimde Bir sokak, varsa bile dönülmez Hiçbir ucundan, hiçbir köşesinden Yol vermez Barikatlar örülmüş etrafına Barikatlar ayakkabılardan Değil öyle bir tek ayakkabı gibi, Tek hani, sokakta başıboş kalmış, ürpertir Hani öyle değil, milyonlarca Milyonlarca milyonlarca Auschwitz'in ayakkabıları onlar
Belki de yıkaydık ya barikatı, geçeydik ya öte yana Ancak hangimiz Sığabilirdik ki o sokağa O eve, o apartmana Ben mi sen mi biz mi hep mi hiç mi Memet'in dediği gibi Biz sığmayız, sığamayız Bırak öteye geçmeyi Önce oturduğumuz apartmanların adları değişmeli 6
Biz kaçmayak yani bir yere, Kanırta kanırta değiştirmeli Geceleri bazen, gizli gizli Yazmalı belki de Ölmesek! Tükenmesek! Elenmesek! Gücenmesek!
Kızılları bağladık ey Ay! Batarkenki Kızılların onlar! Karalar karaladık önce Sonra boğduk, durulduk Durunduk! Karaları burduk, yürerklerimize durduk Yürerkekleriz biz, yürkadınlar, Çocuklarız, yükseklere süren ellerini
Yürüyeceğiz yahu! Bırakmayacağız Hiçbir köşe hiçbir sokak Ay'ın ardından Geçilmedik, Sevilmedik.... Berlin, Kasım 2007 7
Başka Bir Biçimde
Bir kedinin ayaklarına takılmıştı Salınıyordu, yürüyordu Yumuşacık deyiyordu yeryüzüne Yer yüzüne deyiyordu
Ve döküyordu Bir plağın dönüşüne Takılmıştı da Döküyordu Hüzünü Dönüyordu Dönemiyordu kendine
Susmuştu Büzülmüştü Ürkmüştü Düşmüştü
8
O hep Başka bir biçimde Küsmüştü O hep Aşka bir biçimde Küsmüştü
Onun adımlarına sarıldığım bir gecede Anlamıyordum o ayakları Ama o ritmde Kaybetmiştim müziğimi Başka bir armonide Büyüyordum artık
Anlamadım o elleri de Bir felaket gizliydi gecede Anlamıyordum belki Dinliyordum Gözyaşına ayak uydurdum Sürüyordum
9
Onun gibi çekiliyordu içim Kanım Ona çekiliyordu Bir felaketin yarı çapında Sönüyordum Dönüyordum Duruyordum sonra
Benden tam on kat ağırdı Bir felaketti Gizlenmişti geceye Sonunda işte Herşeyin başındayız Sanıyordum oysa
Gecikmiş bir patlamada Gecikmiş bir sarılmanın Yardım ve yataklığıydı Mevzumuz: Ölmedim!
10
Yatmadım içeride bile! En içimdeydi o felaket İçten patlamalıydım İçten içe saklıyordum Hiçten hiçe Aklıyordum kendimi Arınıyordum
Bir kedinin ayaklarındaydı Belki. Yürümekte ise Bir fil kadar maharetsiz. Kesin.
Gece karanlığında Neye çarptıysa Düştü üstüne, Üstüne düştü Yer yüzüne indi.
11
Büyüyecekti elbet Kanıya tanıya Ben büyütememiştim ya Onu Onaydı hırçınlığım Sırf Onaydı...
Berlin, Kasım 2007 12
Hani Der Ya
Hani der ya Der Ya, hani
Sen delisin! Halbuki ben Bir mektubun eliyim
O mektup, Bir çocuk Dayamış çatağıma Kocaman silahını da Yaz ha! diyor yaz! Yaz diyor, yaz Geçti ama Yazmazsan yine gelir haaa...
13
Halbuki elindeki O kocaman dab anca Anca anca ıslatır beni Halbukidüfengi Elindeki olsa olsa
Oysa ben yağmurda Islanayım deyi Sırf ıslanayım deyi Bile bile Çile çile, üşüye üşüye Kaşına kaşına, Taşına taşına Yaşına başına Yani Kaçırırken otopüsttü Hep kaçırırken Başarırken treni değil ama Püst'ü kaçırmayı, Hep başarırken Ürküyorum da yazıyorum Sırf bi Dab'anca'dan
14
İşte bundan, Delirmem ben. D'eliyim çünkü.
Yani O'nadır demem Yok bende bir kabahat Ama bizim Sabahat
Ay gibi dikilmiş de karşıma Ten'ime koymuş da elini
İyi sorar: İyi miyim deyi? Pek bir iyiyim hemi de İç güveysinden bile hallice:
Tay'larla koştum geçen Lan'etli bir kentin sihirli bebeleri onlar...
15
Sanır ki Tay, yavandır yaşam Eh be deli, Zır'eli, Kızıldere'li! Sen varsın ya işte, Siz varsınız ya! Böyle bir hayatın Nesi yavan...
Sen korkma Savan, Delirmem ben D'eliyim zaten, Bir mektubun eliyim Eliyim bir çocuğun, Ne biri! Üç çocuğun, Bir Çoğun...
16
Korkmasın çocuklar Dabancadan düfenkten deyi Sundum kendimi En yünksenktekilerin önüne Yorulmuyor muyum sandındı? Yoruyor. Dört bacağımdan biri dutmaz oldu Ama üç bacağımla da goşuyom ne olmuş Daha bile hızlıyım, Bir su kuşunu aşık oldum da Onun dilini bile Öğreniyorum geceleri.
Er geç öğrenecem de, ne olmuş yani! ne olmuş? Han'i, ne olmuş bir kaç ay uyumasam?
Oysa kaba saba Bir ördeğin teki Vak dedi de, Onun peşine gitti Benim guşların Hep İsi
17
Ben umudumu düşürmedim Ama suya, Su ya! Ben pek değil ama Umudum çok korkar sudan. Çok! Bildiğin gibi. Değil.
Ben çok korkuttum da Bi tane bebeyi İstemeden oldu vallahi
Geceleri geceleri, Sabahları zabahları Çıktım da mağramdan dikili Dikilivedim karşısına Yahu be çirkin adam! Var mı ki senden ürküncü Sok bakam o kılıcı kınına, Tutma artık Tutma tutma!
18
Si'nemada korkmuşun da Sevdiğim'in elini tutar gibi Nem'lenmiş de hava, ne giysen ısıtmıyormuş gibi,
Bırak artık bu üşenmeyi, o tutuyor ya işte seni Tutuyor ya hep, Seni, elini, enini, tenini D'elini, belini, yelini, Lenin'i Sıkı sıkı, fıkı fıkı. Başka kim tutuvese seni, Yarısı boşa gider tutuşunun
Bu çirkinliğinle geceleri Sırf çıkmak için sokağa Ruhsat alman lazım, Bu biiir!
Boynuna nal takmak lazım senin Zil lazım sana, sonra Bu ikiiii!
Zu'l lazım sana Hal'in varsa hala,
19
Gelsene hadi gelsene gelsene! Çıksana hadi o sokağa!
Haklıydı bebe haklıydı, Ben de haklıydım amma...
Şimdi onun T'eni üşümesin deyi Uyku'su bölünmesin deyi
Onun da eliyim, İşte bu yüzden de Delirmiş değilim Zati bundan da biraz D'eliydim, D'eliyim...
20
Üstüme üstüme vurur Derya deniz de Ben canavarların en şapşalı Korkarım hala Islanmaktan İslenmekten Korkarım gecenin vakti Belirsiz karanlıktan Çıkıveren müzüğü duyunca..
Sanki korkmazmış mı ki O müzük benden? Ben korkarım da Gidemem peşinden. Şımarma D'eli! Şeberme, şoparma! Şeytanlanma, Otur da dinlen biraz İnlen biraz, D'enlen biraz..
21
İşte biraz da İste biraz da! Bu yüzden işte Bir mektubun eliyim...
Gücenmesin hiç kimse Gizledim hep'piniz'i..
Berlin, Kasım 2007 22
Sevda Mı Demişti
Sevda mı Demişti biri İzleri sürülen İçinden süzülen Bir obsesif yoldu Sevda.
Her çekik gözlü Çin'liydi bizim orada Her uzaktaki biraz Japon'du. Yamyamdı bazen Her Kara Kuru.
23
Ne bir takdirdi Beklediği Sevda'nın. Ne yüreksiz bir Uyarma! Bir uyarlama. Çoktan koyulmuşken yola. Kimse inanmazdı Sevda'ya, sevdana Bu denli Sevebileceğine Bu enli Bir çırpı çocuğun.
Bir billahi Yapıştı kaldı ağzımıza Oysa ne kocaman Adamlardı onlar Ne toraman Adımlardı Hayatı hayattan iyi Bile bilirlerdi. Geçer kaşısına, kürsüden Bile anlatırlardı O'nu O'na, beni Bana. 24
Hangi şarkıya vursan Kimi kime sarsan Neyi üstüne salsan Olmazdı artık Olmaz'dı. Bir kere olmamıştı Ya olmazdı Hiç olmamıştı ya Hayat 'ta Olmaz'dı Oysa.
İş arayan bir çırpı çocuğun Yürekli sözleri, fazladan Parlayan gözleri, özgüvenli Omuzları, dizleri kadar Sahteydi artık Ne söylesek.?
Kanlarımız kurudu Kaldı. Öyle yapacağız Böyle edeceğiz. Derken Biz çocuklara Bağırırken! 25
Oysa kan Dediğin durmazdı Durmadı da. Aldı. Aktı. Akmalıydı. Aktı da. Bir kere ak'tı ya Al'dı ya bir kere Artık Durmaz'dı.
Ve bir nehre soruldu hesabı Bu da oldu işte Bu da oldu Nehir vadilerden yorgundu. Ağzına bir billahi doladı Dolandı Yuvar'landı. Pullandı. Denize düşürdüğü her bir Damlanın hesabını Koydu. Masa Çökmüştü. Sabah Olmuştu bu da Olmuştu işte Deniz. Dolmuş'tu. 26
Her bir damla Bin özürdü artık Nehir Hayatın özrüydü. Neleri kusmuştu. Neleri Susmuştu. Şimdi Neleri Yutmuştu.
Bu da olmuştu İşte Olmuş'tu.
Berlin, Kasım 2007 27
İz
Hangi akılların Neresinden geçti Görüntümüz, sisli Ve bulanık Minik ve köhne Bİr kayıktı Salınımlı
Kime değdi ki sesimiz Neye değdi Değdi mi gerçekten Buna değdi mi Değdi mi sana Sesimizin bir duvara Çarpıp sonra usulca Yok oluveren son Kesiti Sesim İz.
28
Nasıl yankı bulduk O akıllarda Bilebilecek miyiz? Bir gün bir muciyeye Can verdik mi? Verebilecek miyiz? Bir gün çatlatabildik mi? Ölümlerden kirlenmiş Toprakların içinden geçen Ama bir gün Bir yerde kuraklanmış Yeniden. Yolları, Damarları.
29
Hangi şüphenin İzleri acıttı Bizi, dağıttı Kanattı Ne zaman yitirdik Cesaretimizin en zayıf kalkanını Hesapsızca yola koyulan Nice toprakları oyan Eyvallahsız hacmimiz Neredeydi şimdi. Umut. Bir kanattı. Pir kanattı. Kırıldığında Kan aktı.
Değdiğinde En yorulmuş bedenime Bedeninin en çocuk Sahiden yeri Bir mucizeye mi Yol vermişti hayat Yoksa hayata mı Kol germişti Bir mucize
30
İşte o yolda Çırpılan Salınan savrulan Kaybolan Kanattı Umut
O, geri döndüğümüzde Karşılayacak olandı Hep karşılardı, karşıdaydı Ve emzirecekti en baştan Hiç hayıflanmadan Dolandırmadan Döndüğümüzde Aynı kalmamış olacaktı Yüzlerim İz.
Kasım 2007 31
Si'den
Bi! Allegro bitte! Nicht Andante! And Forte!
Sis indi yüzüme Bir yer Bir Si Sindi sesime Yüzümü dönmeliydim artık Yüzüm dönmeliydi Elim dövmeliydi Sesim damgalıydı artık
Ve bir sevdanın Arifesindeyim şimdi Yeni sevdaların. Oysa yine bir arifedeydim Bir gün Ariftim, arifeydin.
32
Uzak ülkede Bir bayramın arifesindeyiz Herkes giderken evine Bırak 'evde yoklar'ı Evde bile olmayacağız artık Evimde yalnızken Evimde olmayacağım Evim de olmayacak Herkes gidecek Ben kalacağım Bu böyle olacak Artık Böyle biline! Amin.
33
Param yetse Sesim yetmez gitmeye Hem kaç evim var benim Var mı bir evim Hangi birine gideyim Kaç hali var gitmenin Kaç halin varsa hala Kaç ne halin varsa Gör hadi! Kaç! Kaç?
Artık yoktu bir şeyimiz Bizim olan Adı koyulmamış Herşey Sisindi artık Ne senin! Ne benim! Ne bizim?
34
İsindi artık Herşey Tozundu Ona sormalıydı Hayır sormamalıydı! Yormamalıydı! Durmamalıydı! Kurmamalıydı! Vurmamalıydı! Kaçmalıydık sadece Kaçmalıydın Dönmeliydi yüzümüz Bundan böyle. Es.
Başka bir arifede Bu masal başka Bir tondan çalınmalıydı Artık Başka bir telden Ellerimi parçalamayan Bir sesten Si'den. Ve forte! Berlin, Kasım 2007 35
Çocuğun İçine Uyuduğu Gece
Soyundu girdi koynuna Karanlığın herşey artık Oyundu sarıldı da boynuna Hayatın uzattı boynunu Uyudu gecenin içine Gürül gürüldü gece Uyudu uyandı uyundu
Şiir fısıltıları çarptı Göğsüne yıllar öncesinin Çığlıkları çocukların Yarının Feryatları Figanları
36
İşte tam burada Gecede Her neresinde idiysek Dünyanın vazgeçtim Evrenin karanlığın Durmalıydı her kim Her neresinde idiyse Değil öyle Böyle bir durma Hem de hepiniz Hep'imiz durmalıydı Bir çocuk uyuyordu Ya burada bir Çocuk bir süre Susmalıydı Ölüm! Ve Zulüm!
37
Ben ki geceyi Bir ejderha nefesiyle Isıtabildiysem Size bile ulaşmıştı Soluğum elbet Solmuştum belki Ne fark eder Öyleyse hepiniz Susabilirdiniz Bir şarkıyı hep Bir ağızdan Sunabilirdiniz Bu kadarını En azından bu kadarını Hak ediyordu bu Çocuğun içine Uyuduğu gece
38
Söylenmemiş sözlerden İnşa edilmiş adamlar Yürüyordu sokağında Gecenin kadınlar Ben ki aynı Özden imal edilmiştim Bir de üstüne Söylenmemiştim O çığlıklar Bildiniz değmemişti İhmal edilmişti Duymamazlıktan gelmiştik Dönemedik dönmemiştik Kaç sarılmamanın Yükünden kamburluğumuzu Mahmurluğumuz sanmıştık
39
İşte Ben! Ben bile ejderhayım İşte gözlerim! Namluda tetikte No Pasaran! Nefesimi tuttuğumda bile Vallahi kül eder Ne soluğu Tek bir dokunuşum Benim demek Her haliyle anlamsız Bu çocuğun İçine uyduğu gece.
Wroclaw, Ocak 2008 40
Üstü Kapalı Altı Açık Mektup
1. Soğuk bir iklime giriyor Hızla dünya Böylece üşüyor Ellerin bendeki Bundan buz tutuyor Göğsümün içleri Acıyor dokunsan Kırılıyor. Dokunmasan kırılıyor Aramızdaki uzaklığı Metreler ölçmüyor artık Bize yeni ölçekler lazım Kapatmıyor adımlar Sayıklamalar mesafeyi. Hissedemiyorum nefesini Sendeki ben ufalıyor Günden güne Bendeki senin Uzuyor gölgesi
41
2. Kanatlarımız vardı oysa Kanatlanırdık da Şimdi bir tren garını Bir boydan bir boya Voltalayan güvercinleriz Ama üzerimizde hala Bir karganın kibri Ve hala özlüyorum Gidemediğimiz yerleri Koklayamadığım yerlerini
42
3. Hangi yanımdasın Bilemez oldum Her yanımdan akıyor kanın Duyamıyorum nefesini Öfke dinç kılar bilirim Hiç yoktan bir yaşam belirtisi Ve bana olan öfkeni Bir türlü öfkelenemeyişine Borçlusun bana Bu daha da hırçanlaştırıyor İşte öfkenin böylesi Saçma sapan kılan seni Ve bu saçmalıkta hala Yakışan bir şey var sana. Böylesi bir dünyada Dün olanlar henüz Di'li geçmiş oluyor Ömür bir gün Çok uzun geliyor Gözümde büyüyor Diğer gün Çok kısa
43
4. Yok artık kabuslarımdan haberin Birkaç kabus daha biriktirdim Oysa sen susadığında hala Ellerim kuruyor Işığını kapadığında Ürperiyor içim Kitaba dalsam geceleri Hala gizliyorum kendime saati O kolum tutmuyor işte Yastığın altındaki Bazen saçına sürünüyor. Sen uyanmadıkça Uyumuyorum hala Haberin yok ama Nöbetleşe katlanıyoruz hayata.
44
5. Ve hala bir ödleğim O yüzden cesaret Şarkılarını yüksek sesle İçimden söylemeliyim. Bir eksoz patladığında Ya da çatapat bir haylaz Bir fişek İlk önce yüreği Çarpan yine benim Sakınımlıyım dönerken köşeleri Burun kemiğim sızlıyor Henüz girmeden kavgaya O filmi ikinci kez izledim Bu kez yalnız da değildim O sahne işte Havaya sıçrayan gene Yalnız bendim
45
6. Yeni müzikler tadıyorum Hayatıma dair kararlar alıyorum Hayatıma dair kararlar almamaya Karar veriyorum yine bazen Her işim hala hep yarım Hem yamalak Aslında hep aynı şarkılar Aynı şairleri okuyup Duruyorum sürekli. Ellerin diyorum Ellerim titriyor Bir süre onları düşünüyorum Sonra hiç ara vermeden Kaldığım yerden Bir süre daha Komik oluyorlar bir süre sonra Gülüyorum, neye güldüğümü Tam olarak bilmeden İşte o zaman özlemiyorum ellerini Yine de özlediğim bir yerlerin kalıyor bende Yoruyor cümleler yine bazen Dili geçmiş bir dünyada Şakıyıp duruyorum körlemesine
46
Biliyorsun işte dedikleri gibi Ben dünyadan geçtim ama O benden geçmedi Haykırdım O'na Göçmedi.
Wroclaw – Berlin, Ocak 2008 47
Uykusuz
Böyle mi yaşamalıydı Bir şehri karnımda Issız bir sancı Her köşesinden uzattığım Elimi ne karanlık aldı Ne bir aydınlığa yollandı
Ve aynı yaranın solgunluğuyla Elime bulaşmış Bir çocuğun özlemini Sürdüm tüm duvarlarına O şehrin İsyan ve aşk her sokakta Hep aynı kimyadandı Bana ayrılan yer azdı Ne çıkardı Karşıma bir çukur Bir çentik belki
48
Bir yorgunluk aldı beni Yılgınlığım deliliğe vardı Yine de alıkoyuyordu Bunların hepsi Sadece güzel Bir hayaldi demekten Her sokakta karşıma Dikiliveren Che'nin resmi
Kendime ayrılan sessizlikte Parmaklarımın üzerinde Yürüdüm, koştum da Düştüm de Dizlerime ve düşlerime Derman lazımdı Uykusuz kaldıysam Uyutacaksın belki Bir gün diye beni Sessiz kaldıysam
49
Alnımın ortasından geçen Ağrı neredeyse Bir arsızlığa vardı Sırf bu bile yeterdi Yüklenmeye, koyulmaya Yenilgi ve de yengi Kaybettiklerim bir ormandı İçine kaybolduğum Her insan biricikti Bu bile bir aynılıkta Buluşturabilirdi bizi
İşte karşımda Suçlayacak koca bir dünya Üzerinde şarkılar söylenecek Tepinecek, dövünecek Bir sevdayı yüklenecek Ve yeniden karışacak Elimi batırdım karanlığa Dipsiz kuyuya, bataklığa Elime tutunan kendimdi Ne çekebildik yukarıya Ne aşağıya
Berlin, Şubat 2008 50
Kışın Ardından
Ardından dolandın kışın Ortalık blues kıyamet Harabeymiş yeryüzü Döndün ve gördün.
Bir çığlık gibi açıldığında kapı 'Tutun! ' diye bağırdı Ardından bin ülke boyu Talandı Ellerinde kandı Masal çocuk ve şarkı.
Bir garip neşeye sarılı Oyundan sevdaları Uzandın sevdin de Kaldın böylece Biraz daha Şiir oyun ve çalgı
Ankara, Haziran 2008 51
Başka Bir Eylül'e
Yaz Görünür kılıyor Yaralarımı bir ejder Soluyor göğsümde
Tek bir kelimem yok Bazen bir adımım Bir adım ötende Elim değmiyor Tenine
Bir ejder Bilemeden büyümeyi Yenemeden incinmeyi Ölüyor göğsümde Doğuyor yine
52
Büyüyor Günden güne Gözlerimin ardındaki Hapis. Sürgün sürüyor Olmadığın yerde Güneşsiz ve derinliğe
Ozan çağırıyor Deniz davetsiz Başka bir Eylül'e Kan oluksuz Sürgün sürüyor Dünden güne.
Silifke, Temmuz 2008 53
Hernerotik
Bırak Sessizlik girsin Aramıza dudaklarını Yorma sığındığın kara koçak Uykunda sokulacak Ilık bir yer aç Bana Neden diye sorma Çenem dökük tenim yenik Başlarsam konuşmaya Parmağını değdir Dudağıma Usulca Ya da Her ne gerekiyorsa Bahislerde kaybettim Ellerinden bahsettirme bana Uykumu getirebilir gözlerin Tutup da kanma Naif çocuğu oynadığımda Ele ver hinliğimi Kime gerek merhamet Hırpala 54
Her ne gerekiyorsa İzin ver bir süre de olsa Sert çocuğu oynamama Kedilere aldırma Boynun konusunda Güvenmelisin bana Saçların Girip durmamalı aramıza Ara ara nabzımı yokla Hareket edişime kanma Söz verecek değilim Omuzların hakkında Uzun sürebilir seyyahlığım Belinde ve sırtında Bozguncu bir ritm bulmalıyız Beni bir düzene koyma
Silifke, Ağustos 2008 55
Kalk Gidelim
Kalk gidelim Çirkinim Sevmediğin Ayakların sebebi Yere sağlam basışının Dimdik duruşunun Bu yüzden ben Ayaklarını çok severim Hadi basalım Hadi Gidelim
Kalk gidelim Şeker ezelim Büyüdük yeter Büyümeyelim Bebelere sataşalım Aslanlarla dalaşalım Masal uyduralım Aşka kışkırtalım çocukları Yollara düşürelim Yağmurun altında resim Suluboyadan bebek olalım 56
Kalkıp gidelim Teleferiğe binelim Sek sek oynayalım Oyuncaklar çalalım Muziplik yapalım sokaklarda Duvarlara boya çalalım Taşları en uzağa atalım Sekerek polisten kaçalım Ortasında koşunun Duralım Orhan'a Bir orta açalım
57
Kalk gidelim Çok güzel bir film izledim Sen hep çok güzel Şeyler söyledin Bunları daha önce de Duymuşumdur eminim Ama adam akıllı Bir tek senden dinledim Sesinde sesimi duyuyorum Sesimde sesini Küçük kızım benim Çikinim
Kalk gidelim Bırak artık Terk ettiğimiz yerlerin Aklıyla düşünmeyi Rüzgarıyla üşümeyi Hiç gitmediğimiz yerelere Gidelim Orada biraz da Gitmediğimiz Yerleri özleyelim Özlemim
58
Kalk gidelim Denize girelim En baştan öğret bana Yüzmeyi Kulaçlarımla yürümeyi Freud'a soru soralım Jung'a kına yakalım Ayşe'ye takı takalım İnan bana En uzak koya bile yüzerim Yakıları yakarım Doktorlara takarım Kurda kuşa yem etme beni Bir tek sen bil Gizli meziyetlerimi Mekteplim
59
Kalkıp gidelim Unutmayı reddedelim Devrimler yapalım gözleri gülen Çocuklar yapalım Evde saklayalım kaçakları koçakları Militanların yüzüne gülümseme asalım Molotofa tarçın katalım Boogieye dizelim partizanları Palyançolardan korkmayalım Ödleğim
Kalk gidelim Dükkan açalım Adlar takıyorlar burada bana Bazen o adlar oluyorum Koca kafalı diyorlar Oysa ben oraya sığmıyorum Adlarını unutuyorum Bazen sevdiklerimin Dünyayı büküyorum Kamburluğumla Tüneller kazıyorum Hep aynı yere çıkan Hadi gidelim
60
Kalkıp gidelim Öfkem ağır çekiyor Bazen kendimden Kavga arıyorum sokaklarda Bela kovalıyorum Tekmeliyorum çöpleri direkleri Yollar tabanlarımı aşındırıyor Kara sular önüme dolanıyor Üç adam aynı anda konuşuyor İnimin ortasında Bilirim beni bir tek sen Sakinleştirebilirsin Bilirsin
Kalk gidelim Çocuklara korku saldırtma Bana minnacık balıkların Ağzını yırttırma Gözlüklerin ardına Koyacaklar beni Karton kapakların Arasına sokacaklar Raflarda unutacaklar Benden adam yapacaklar Yoksa 61
Kalkıp gidelim Kız kaçıralım Kartaca'dan Fenike'den Üzüm getirelim Korykos'tan Diocaesarea'da Zeus'a nanik edelim Gök yüzünü seyredelim Eminim çok başka Göğü gözünde görmeliyim Toprağı gözünden sevmeliyim Bilmez misin göz yaşlanmaz O gözler hiç yaşlanmaz İnan bana Sırf bu yüzden Seni hep seveceğim
62
Kalkıp gidelim Kötü şeyler söylüyorlar Burada sana Gözlerinde deli görüyolar Beni hergün ele veriyorlar Ağzımı açsam Paylayıveriyor kimisi Çirkinsin kimine göre Kays'ı anlattırma şimdi bana Bilmiyorlar ki Senin burnunu En güzel ben silerim Çirkinim
63
Kalk gidelim Komik mısralar yazarız İnsanlara lakap takarız Ritmi bozuk şarkılara Bitmeyen oyunlara kaçarız Dinlerim uzun uzun sesini Yosma'ya koyma beni Kan oturuyor Bak parmaklarıma Bir süredir bakireyim Gitmeden bıçaklarını hazırla Gör bak Dişine göre kavgalar Ayarlayacağım sana Gladyatörüm Benim
64
Kalk gidelim Gitmesen ne yapacaksın Evde mi kalacaksın Koca mı bekleyeceksin Kocanı mı bekleyeceksin Sen kimi kekleyeceksin Aramızda kalsın Hiç böyle biri değilsin Hem ben Sen ne yapsan yerim
Kalkıp gidelim Uzun sürebilir çok uzun Yorulmaktan korkma Kötüyüm deyip durma Bu şekilde en fazla Seni daha çok severim Masallar okurum uykuna Sonra sabaha kadar Rokalı salatalar Biber kızartırım sana Kendi kollarımla Kendi yollarımla.
Ankara, Eylül 2008 65