6
B‹ R‹ NC ‹ BÖLÜ M A VRUPA B ‹RL‹⁄‹ N ED‹R?
Avrupa Birli¤i, çok eski bir rüya olmas›na ra¤men çok yeni bir proje ol...
42 downloads
671 Views
314KB Size
Report
This content was uploaded by our users and we assume good faith they have the permission to share this book. If you own the copyright to this book and it is wrongfully on our website, we offer a simple DMCA procedure to remove your content from our site. Start by pressing the button below!
Report copyright / DMCA form
6
B‹ R‹ NC ‹ BÖLÜ M A VRUPA B ‹RL‹⁄‹ N ED‹R?
Avrupa Birli¤i, çok eski bir rüya olmas›na ra¤men çok yeni bir proje olarak karfl›m›za ç›kar. Nitekim John Lucas Yirminci Yüzy›l›n ve Modern Ça¤›n Sonu adl› eserinde, “Avrupal› olmak bilinci ne yayg›nd›r ne de eski.” der ve ekler, “Befl yüz y›l önce Avrupal›lar yeni k›talar bulmak için denize aç›ld›klar›nda ‘Asya’ ve ‘Afrika’ çok kullan›lan sözcüklerdi. ‘Avrupa’ ad› pek kullan›lmazd›. Kullan›lan sözcük: ‘Hristiyan dünyas›’yd›.” Yine de Avrupa Birli¤i düflüncesi 1300’lü y›llardan beri Avrupal› filozof, tarihçi ve siyaset adamlar›nca tart›fl›la geldi. Meselâ tarihte haçl› seferlerini Avrupa devletlerinin eylemsel olarak örgütlenmelerinin ilk büyük örne¤i olarak tan›mlamak mümkün. Meselâ 1589–1610 y›llar› aras›nda Fransa Kral› olan IV. Henry de Avrupa Birli¤i’nden söz etti ve hatta bugünkü Fransa topraklar›nda bulunan flehir devletlerini birlefltirip o zaman mevcut olan feodal yap›y› k›rarak ilk ad›mlar› att›. AB düflüncesinin 18. yüzy›ldaki en atefl7
li savunucusu ise Papaz St. Pierre’dir. Onun görüflleri siyasî, ekonomik bir birli¤i ve refah› amaçl›yordu. 1848 y›l›nda ‹sviçre’de siyasî entegrasyon gerçekleflti. On üç kanton bir araya gelerek ‘‹sviçre Federasyonu’nu oluflturdular. Federasyon içerisinde, mallar›n ve insanlar›n serbest dolafl›m› uygulamas›na geçildi. Ayn› yüzy›l içerisinde, ‹ngiltere’de klâsikleflmifl feodal yap›dan vazgeçilerek siyasî liberal birlikler oluflturuldu. Hemen ard›ndan Alman prenslikleri yaln›zca gümrük birli¤i çerçevesinde, ‹talyan flehir devletleri de tar›ma dayal› ekonomik entegrasyon konusunda birlikler oluflturdu. Büyük Frans›z edebiyatç›s› Victor Hugo, “Avrupa Birleflik Devletleri” deyimini tarihte ilk kullanan kiflidir. Hugo’nun 1869’da Paris’te yapt›¤› “bar›fl” konulu bir konuflmada aç›klad›¤› esasen tam bir ütopyad›r. Ona göre “Yirminci Yüzy›l”da, görülmedik büyük bir ulus ortaya ç›kacakt›r. Bu ulus, ünlü, zengin, kafal›, bar›flç› ve bütün insanl›¤a dost bir ulus olacak; geçilmez s›n›rlar ortadan kalkacakt›r. Nehirlerin ortak kan damarlar› olaca¤› bu ülkede bir köprü uçurmak, bir insan bafl›n› uçurmak kadar imkâns›z olacakt›. Bu ulusun uygarl›ktan da üstün bir aile olaca¤›n› savunan Hugo’ya göre dil, para, ölçü ve yasa birli¤inin tesis edilece¤i bu ülkede para hiç durmadan el de¤ifltirecek, cebinde 20 frank olan, bir mülk sahibi gi8
bi zengin kabul edilecek ve kimse, kimseyi sömürmeyecekti. Dolafl›m›n on kat artmas› hâlinde üretim ve tüketimin yüz kat artaca¤›n› savunan Hugo’ya göre ekme¤in ço¤almas›n›n, mucize olmaktan ç›k›p gerçek olaca¤› bu ülke, Birleflik Avrupa idi. Hugo, yaflad›¤› 19. y.y. Avrupa’s›nda gelecekteki devletin nabz›n›n att›¤›n›, 20. y.y. bu yeni ulusun iki kanad›n› açaca¤›n› savunur. Bu kanatlardan biri özgürlük, di¤eri ise iradedir. 19. y.y.’da da birçok Avrupal› yazar, eserlerinde Avrupa devletlerinin birli¤i fikrini ele ald› ve bunun yöntemlerini araflt›rd›. 1894-1972 y›llar› aras›nda yaflam›fl olan Coudenhove Kalergi’nin, Avrupa Birleflik Devletleri’nin kurulmas›na iliflkin çabalar› bu araflt›rman›n denemelerinden biridir. Kalergi 1920’de Pan-Avrupa adl› bir kampanya bafllatt›. 1922’de Pan-Avrupa Birli¤ini kurdu ve Viyana, Berlin, New York kongrelerini toplad›. Ayn› y›l birleflmeler, kanton ve flehir devlet kapsam›n›n d›fl›na ç›kt› ve Belçika ile Lüksemburg aras›nda ekonomik bir iflbirli¤i kuruldu. 1944 y›l›nda bu birli¤e Hollanda kat›l›nca, BENELUX olarak an›lan kurulufl meydana ç›kt›. 1941 y›l›nda Avrupa Birli¤i’ni konu alan Ventotene Manifestosu’nu haz›rlayan ‹talyan Federalist Altiero, 1985 y›l›nda AB Taslak Anlaflma Metni’ni haz›rlad› ve bu iki metin 1986 y›l›nda kabul edilen Avrupa Tek Senedi’nin öncüsü oldu. 9
1943’te Avrupa Birleflik Devletleri anayasas›n› haz›rlayan Kalergi, tasla¤› Avrupa devletlerinin d›fliflleri bakanlar›n›n onay›na sundu. Kalergi 1947’de Avrupa Parlamenterler Birli¤ini kurdu ve genel sekreteri oldu.
‹LK ADIMLAR
Avrupa Birli¤i hayalinin gerçekleflmesi için at›lan ilk ciddî ad›mlar ise II. Dünya Savafl›’ndan sonra, savafl›n yaralar›n› saran Avrupa’da öncelikle ekonomik, k›smen de siyasî iflbirli¤in güçlenmesi gerekti¤i görüflünün ifade edilmesiyle at›ld›. ‹kinci Dünya Savafl›’yla beraber Avrupac›l›k tart›flmas› hem ivme kazand› hem de genifl bir kamuoyunu arkas›na ald›. Ancak Avrupa Birli¤i rüyas›n›n realize edilmeye bafllanmas›n› sadece ‹kinci Dünya Savafl›’na ba¤lamak do¤ru olmaz. Anlay›fl Dergisi’nin A¤ustos 2003 tarihli üçüncü say›s›nda yer alan imzas›z “Topluyorum” bafll›kl› yaz›s›, AB’nin ne menem bir korku üzerine infla edildi¤ini çok isabetli analiz ediyor: “Tarihte en fazla savafl›n oldu¤u yer Avrupa’yd›. Birbiriyle bu kadar bo¤azlaflan Avrupal›lar, ancak ‘öteki’ korkusuyla bir araya gelebildiler hep. Haçl› seferleri bunun bir örne¤i. AB bir korkunun üstüne kuruldu, bir baflka korkuyla gelifliyor. Merkezî K›ta Avrupa’s› bir savafl daha olursa tarihten silinebilece¤inden korkuyordu. Almanya ve 10
‹talya baflka türlü merkeze kabul olmayacaklar›ndan, Fransa ve Benelüks, sürekli sürtüflmelerin, ‹ngiltere ve ABD baflta olmak üzere sadece k›ta d›fl› güçlere yarayaca¤›ndan korkuyorlard›.” Avrupa haritas› 20. y.y.’da yaflanan iki dünya savafl› ile önemli de¤iflimlere u¤ram›fl ve özellikle ‹kinci Dünya Savafl›’ndan sonra oluflan bloklaflmalar Avrupa’y› siyasî, ekonomik ve güvenlik aç›s›ndan ikiye bölmüfltü. Bloklaflman›n bir yan›nda geliflmifl Bat› ülkeleri yer al›rken di¤er taraf›nda bafl›n› Rusya’n›n çekti¤i COMECON ülkeleri (Do¤u Bloku, Varflova Pakt›) oluflmufltu. Nitekim 1947 y›l›n›n 5 Haziran’›nda Amerika Birleflik Devletleri (ABD) D›fliflleri Bakan› George Catlett Marshall, ‹kinci Dünya Savafl› s›ras›nda yan›p y›k›lan Avrupa’ya genifl kapsaml› yard›mda bulunabileceklerini, ancak bu yard›m›n daha etkili olabilmesi için Avrupal›lar›n dayan›flma içerisinde olmalar› gerekti¤ini belirtti. Marshall’›n nutkunda aç›kça belirtilmemifl olmakla birlikte yard›m, Avrupa’n›n komünist olmayan ülkelerine yap›lacakt›. ABD yard›m›na talip olan ülkeler, 12 Temmuz 1947 tarihinde çal›flmalar›n› bafllatt›lar. Bu çal›flmalardan, 16 Nisan 1948’de Avrupa Ekonomik ‹flbirli¤i Teflkilât› (Organisation for Eurepean Economic Cooperation-OEEC) do¤du. 5 May›s 1949’da ise daha sonraki y›llarda, Avrupa Birli¤i (AB) organizasyonunun önemli bir biri11
mi hâline gelen Avrupa Konseyi kuruldu. Bu sebeple her y›l›n 5 may›s› Avrupa Günü olarak kutlan›r. Konseyin kurucular›; Belçika, ‹ngiltere, Danimarka, Fransa, Hollanda, ‹rlanda, ‹sveç, ‹talya, Lüksemburg ve Norveç’tir. Sonraki y›llarda Avusturya, ‹spanya, ‹sviçre, ‹zlanda, K›br›s Rum kesimi, Liechtenstein, Malta, Portekiz, Türkiye ve Yunanistan üye oldular. Merkezi Fransa’n›n Strazburg flehrinde olan konseyin bünyesinde Avrupa Suç Problemleri Komitesi, Avrupa ‹nsan Haklar› Komisyonu, Avrupa ‹nsan Haklar› Divan›, Avrupa Mahallî Yönetimler Konferans›, Kültürel ‹flbirli¤i Konseyi, Avrupa Hukukî ‹flbirli¤i Komitesi, Avrupa Kodeks Komisyonu, ve Avrupa ‹skân Fonu gibi de¤iflik amaçl› birimler vard›r. Konseyin amac›, AB’nin geliflmesini sa¤lamak, insan haklar›n› korumak, sosyal ve ekonomik kalk›nmaya katk›da bulunmakt›r. 1950’lerin Bat› Avrupa’s›, h›zla sömürgecili¤in tasfiye edildi¤i, sosyal devlet prensibinin yerleflti¤i ve liberal ekonominin tüm kurumlar›yla uyguland›¤›, demokrasi ve insan haklar› gibi evrensel de¤erlerin yerlefltirilmeye çal›fl›ld›¤›, art›k hiçbir vatandafl›n› savafllarda kaybetmeme noktas›nda da kararl› bir blok hâline gelmiflti. Di¤er tarafta ise daha sonra Demir Perde Ülkeleri olarak da adland›r›lacak blok, kapal›, bir o kadar da so¤uk bir görünüme büründü. Hatta bu so¤uklu¤un ür12
kütücü boyutu NATO’nun kurulmas›na, yine 50’li y›llarda Avrupa Savunma Toplulu¤u gibi giriflimlerin ortaya at›lmas›na sebep oldu. Avrupa Birli¤i, hukukî ve siyasî aç›dan yekpare bir yap› de¤il, daha ziyade “Üç Ayak” üzerinde duran politik bir çat› görünümündedir. AB’yi flekillendiren Maastricht anlaflmas›, Avrupa Toplulu¤u’nu, ortak d›fl ve güvenlik politikas›n› ve adalet, iç iflleri alanlar›ndaki ifl birli¤ini birlefltirmektedir. Bu arada, Avrupa Toplulu¤u’nun da üç ayr› anlaflmadan meydana gelen bir kurum oldu¤unu unutmamak gerekir. Avrupa Ekonomik Toplulu¤u (AET), Avrupa Kömür ve Çelik Toplulu¤u (AKÇT) ile Avrupa Atom Enerjisi Toplulu¤u (AURATOM); dolay›s›yla kamu oyunda k›saca AB ile ifade edilen kurum, asl›nda hukukî ve siyasî aç›dan çok karmafl›k iliflkilere dayanan bir yap›d›r.
‹K‹ ÖNCÜ: SCHUM AN VE MONNET
Avrupa Kömür ve Çelik Toplulu¤u (AKÇT), Avrupa Ekonomik Toplulu¤u (AET), Avrupa Topluluklar› ve nihayet Avrupa Toplulu¤u olarak isimlendirilen süreç, 1950 y›l›nda iki dünya savafl›n›n y›k›nt›lar› aras›ndan s›yr›lmay› amaçlar biçimde ilk ad›m›n› att›. AKÇT’nin kurulmas› yönündeki ilk giriflim ise 9 May›s 1950 tarihinde Frans›z D›fliflleri Bakan› Robert Schuman’dan geldi. Schuman, 13
bas›n mensuplar›na flu tarihî aç›klamay› yapar: “Frans›z hükümeti, Frans›z-Alman kömür ve çelik üretiminin tümünü, öbür Avrupa devletlerine de aç›k olacak ortak bir örgüt içinde yüksek bir kurulun denetimi alt›na sokmay› öneriyor. Fransa, Almanya ve öteki üye devletleri birbirine ba¤layacak bu üretim ortakl›¤› bar›fl›n korunmas› için kaç›n›lmaz olan Avrupa konfederasyonunun ilk sa¤lam temeli olacakt›r.” Böylece Avrupa ülkelerine yap›lan ça¤r›da, savafl sanayiinin ana maddeleri olan kömür ve çeli¤in üretim ve kullan›m›n›n uluslarüstü bir organ›n sorumlulu¤unda yönetilmesi öngörülür. Fransa D›fliflleri Bakan› Robert Schuman ve Frans›z iktisatç› ve maliyeci Jean Monnet imzal› plan›n bildirisinde amaç, Frans›z ve Alman demir ve çelik üretimini üstün yetkilerle donat›lm›fl bir kurumun denetimine vermekti. Jean Monnet ise Avrupa’n›n kendi içindeki rekabet ve sinsi oyunlar› b›rak›p ortak ç›karlar için bir araya gelmesi gerekti¤ini belirterek, Avrupa’n›n ilerleyiflini engelleyen ulusal egemenlik sisteminin modas›n›n geçti¤ini savundu. Ona göre, eski dünya ülkeleri ya marjinalleflecekler ya da birlefleceklerdi. Schuman plan›na göre, öncelikle Fransa ve Almanya aras›nda uzun süre devam eden sorun çözülmeliydi. Bunun için iki dünya savafl›nda da birbirine has›m olan Fransa ve Al14
manya’n›n ortak kömür ve çelik üretimini sa¤layacak bir örgüt kurmak ve söz konusu örgütü bütün Avrupa ülkelerinin ifltirakine aç›k tutmak bir bafllang›ç olabilirdi. Öncelikli olarak iktisadî bir plan olarak alg›lansa da önemli ölçüde siyasî uzant›lar› olacakt›. Schuman Plan›, esas al›narak yap›lan görüflmeler sonunda AKÇT’yi kuran ve ayn› zamanda bugünkü Avrupa Birli¤i’nin temelini oluflturan Paris Antlaflmas›, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, ‹talya ve Lüksemburg aras›nda 18 Nisan 1951 tarihinde Paris’te imzaland› ve 25 Temmuz 1952 tarihinde yürürlü¤e girdi. “Montanunion” olarak da an›lan bu anlaflma ile, üye ülkeler aras›nda bir ortak kömür ve çelik pazar› oluflturulmas›, ekonominin gelifltirilmesi ve istihdam ile hayat seviyesinin yükselmesinin sa¤lanmas› hedeflendi. AKÇT’nin kuruluflunda Fransa’n›n oynad›¤› öncü rolü Anlay›fl Dergisi’nin A¤ustos 2003 tarihli üçüncü say›s›nda yer alan yaz›s›nda Mustafa Özel flöyle yorumlamaktad›r: “AB projesinin gündeme getirilmesinde dikkatimizi çeken ilk husus, Frans›z devlet adamlar›n›n bu iflin planlay›c›s› ve bafllat›c›s› olmalar›d›r. Frans›zlar, savafl›n (‹kinci Dünya Savafl›) galip taraf›ndayd›lar ama herkes biliyordu ki, asl›nda savafl› ABD kazanm›flt›. As›l mesele dünya sisteminde ‹ngiltere’nin do¤al geri çekilifliyle boflalan yeri hangi 15
devletin dolduraca¤›yd›. Almanya, 1914-18’deki ilk savafl› kaybetmekle beraber, iddias›n› kaybetmemifl, tam aksine, Hitler’le beraber yeni bir hamle yapm›flt›. Bu hamleyi Sovyetlerin karadan deste¤iyle bofla ç›kartan ABD, savafl sonras›n›n mutlak hegamonu olacakt›. Birkaç as›rd›r dünya ekonomisinin merkezinde yer alan, fakat üst üste iki savaflla kendine olan inanc›n› yitiren Avrupa, Berlin Duvar›’yla ikiye bölündü; bir yan› Washington’a, di¤er yan› Moskova’ya ba¤land›. AB projesi, bir yandan bu bölünmeyi ortadan kald›r›p, Avrupa’ya dünya sistemi içinde yeniden a¤›rl›k (ve onur) kazand›rma; bir yandan da, bölünme ve zay›flaman›n ana nedeni say›lan Almanya’y› denetim alt›nda tutma giriflimiydi. Elli y›ll›k bir çabayla her iki amaca da önemli ölçüde ulafl›ld›¤› söylenebilir.” AKÇT öz itibar›yla, kömür ve çelik üretimine iliflkin olarak bir ortak pazar, ortak hedefler ve bunlar› yönetecek ortak kurumlar› oluflturuyordu. Toplulu¤un görevi, bir ortak pazar kurulmas› yoluyla ve üye ülkelerin genel ekonomileriyle uyum içinde, bu ülkelerde iktisadî büyümeye, istihdam›n gelifltirilmesine ve hayat seviyesinin yükseltilmesine katk›da bulunmakt›. Ayn› zamanda en yüksek üretkenlik düzeyinde üretimin en ussal da¤›l›m›n› sa¤layacak koflullar›n yerleflme16
sini gerçeklefltirmekti. Bu yap›, uluslarüstü bir yap›y› arz ediyordu ve toplulu¤un dört temel kurumu vard›: Yüksek Otorite Ortak Meclis Bakanlar Özel Konseyi Adalet Divan› AKÇT büyük ölçüde baflar›l› oldu. Kuruluflunda gözetilen hedeflere ulaflt›. Avrupa Birli¤i’ni gerçeklefltirecek di¤er organizasyonlar›n kurulmas›na hem manevî hem de maddî yönden küçümsenmeyecek yard›mlarda bulundu.
B A Z I B A fi A R I S I Z L I K L A R
1952 y›l›nda Avrupa Savunma Toplulu¤u ve 1953 y›l›nda Avrupa Siyasal Toplulu¤u (European Political Economy) olarak somutlaflan d›fl politika ve savunma politikas› alanlar›ndaki bütünleflme giriflimleri baflar›s›zl›kla sonuçland›. 1952 tarihli Avrupa Savunma Toplulu¤u, 1954 tarihinde onaylanmak üzere getirildi¤i Frans›z parlamentosunda reddedildi. Bu siyasî toplulu¤u oluflturma çal›flmalar›n›n baflar›s›zl›¤a u¤ramas› ve federasyon düflüncesinin terk edilmesi sonucunu do¤urdu. Bu sebeple ekonomik entegrasyon gerçeklefltirilmeksizin siyasî entegrasyona ulafl›lamayaca¤› fleklindeki görüfl or17
taya ç›km›fl ve bu do¤rultuda ekonomik entegrasyon çabalar› yo¤unluk kazand›. Bunun üzerine, ‹talya’n›n Messina kentinde, 1-2 Haziran 1955 tarihinde düzenlenen konferansta iki yeni Avrupa Toplulu¤u’nun daha kurulmas› kararlaflt›r›ld›. Uzun süren görüflmeler ve teknik çal›flmalardan sonra 25 Mart 1957’de, bu kez Roma’da imzalanan antlaflmalar ile Avrupa Ekonomik Toplulu¤u (AET) ve EURATOM kuruldu. Avrupa Ekonomik Toplulu¤u, 1957 y›l›nda alt› Bat› Avrupa devleti (Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve ‹talya) aras›nda imzalanan Roma Antlaflmas› ile kuruldu. AET’ye hukuken ve fiilen uluslararas› bir kurulufl olma niteli¤ini kazand›ran antlaflma, 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlü¤e girmifltir. Roma Antlaflmas›, 248 madde, ekler ve protokollerden oluflmaktad›r. Paris Antlaflmas›’n› imzalayan alt› ülke aras›nda AKÇT ile s›n›rl› bir alanda bafllat›lan bütünleflme çabalar›n› çeflitli alanlara yayg›nlaflt›rma giriflimleri kapsam›nda, öncelikle, Avrupa genelinde siyasî alanda bir bütünleflme gerçeklefltirme yoluna gidildi. AET’nin nihaî hedefi ise Avrupa’n›n siyasal bütünlü¤e ulaflmas›yd›. Bu hedefe varmak için öngörülen ekonomik dengeyi sa¤lamak üzere, ilk araç olarak üye ülkeler aras›nda mallar›n, hiz18
metlerin, sermayenin ve eme¤in serbestçe dolaflt›¤› bir Ortak Pazar ve Gümrük Birli¤i kurulmas› öngörüldü. Roma Antlaflmas›’n›n ikinci maddesinde AET’nin hedefi, “Toplulu¤un görevi, ortak pazar›n kurulmas› ve üye ülkelerin ekonomik politikalar›n›n giderek yaklaflt›r›lmas› suretiyle, toplulu¤un bütünü içinde ekonomik etkinliklerin uyumlu olarak geliflmesini, sürekli ve dengeli bir yay›lmay›, artan bir istikrar›, yaflam düzeyinin h›zla yükseltilmesini ve birlefltirdi¤i devletler aras›nda daha s›k› iliflkileri gerçeklefltirmektir.” fleklinde ifade edildi. Roma Antlaflmas›’n›n 1958 y›l› bafl›nda yürürlü¤e girmesinden sonra, her üç topluluk (AKÇT, EURATOM, AET) bak›m›ndan, özellikle de Roma Antlaflmas›’n›n uygulanmas› aç›s›ndan baflar›l› olarak nitelendirilebilecek bir dönem bafllad›. 1960’l› y›llar, AET bünyesi içinde de¤iflik alanlarda önemli geliflmelerin gerçeklefltirildi¤i dönemdir. 1962 y›l›nda topluluk aç›s›ndan en önemli konulardan biri olan tar›m politikas› belirlenmifltir. 1961 y›l›nda siyasal birli¤in gerçeklefltirilme esaslar›n› saptayan taslak, Fouchet’in baflkanl›¤›ndaki bir komisyon taraf›ndan haz›rlan›r fakat bu da kabul edilmez. Üye devletler aras›ndaki gümrük birli¤i, Roma Antlaflmas›’nda öngörülen tarihten bir buçuk y›l 19
önce, 1 Temmuz 1968’de gerçekleflti. Ulaflt›rma ve enerji alanlar›ndaki gecikmelere ra¤men AET, “geçifl dönemi” ad› verilen ilk uygulama devresinin sonunda 31 Aral›k 1969 tarihinde antlaflma ile saptanan hedeflerin ço¤una ulaflt›. 70’li y›llar, siyasal iflbirlik yönündeki at›l›mlar›n y›llar›yd›. Davignon Raporu onayland›. Lüksemburg Raporu olarak da adland›r›lan bu raporla üye ülkelerin d›fliflleri bakanlar›n›n periyodik olarak toplanmas› sa¤land›. 1974 y›l›nda ise Paris zirvesinde Avrupa Toplulu¤u Konseyi kuruldu.
SANCILI BÜYÜME
Bu tohumun at›lmas›ndan sonra ilk geniflleme hayli gecikti. Churchill’in ‹ngiltere’si kendini o dönemde hâlâ bir ‘süper güç’ görüyor, di¤er Avrupa ülkeleri ile birleflme ihtiyac›n› hissetmiyor, buna gerek görmüyordu. (ki ayn› Churchill, ‹kinci Dünya Savafl›’n›n hemen akabinde, 19 Eylül 1946 tarihinde, Zürich’te yap›lan bir toplant›da ilk defa Avrupa Birleflik Devletleri düflüncesini seslendirmiflti ama onun planlad›¤› devlet ‹ngiltere merkezliydi). ‹ngiltere, ilerleyen y›llarda ekonomik ve siyasî nedenlerle tavr›n› de¤ifltirdi¤inde ise bu defa Fransa’n›n, daha do¤rusu dönemin cumhurbaflkan› De Gaulle’ün itirazlar›yla karfl›laflt›. De Gaulle, Washington ile yak›n iliflkileri 20
nedeniyle Londra’y› AET’ye istemiyordu; zira Paris’in lider konumunu tehlikeye düflebilirdi. Avrupa’daki ilk geniflleme bu ve çeflitli ekonomik-siyasî nedenlerle tam 16 y›l gecikti. ‹ngiltere, Danimarka ve ‹rlanda 1973 y›l›nda AET’ye girdiler. Norveç’in kat›l›m anlaflmas› ise, ad› geçen ülkede yap›lan bir referandum ile reddedildi. Avrupa entegrasyonunun önemli ad›mlar›ndan biri de, 1979 y›l›nda Paris’te toplanan Avrupa Toplulu¤u Konseyi taraf›ndan Avrupa Para Sistemi’nin yürürlülü¤e konulmas› karar›d›r. Bu arada AB’nin genifllemesi a¤›r da olsa devam ediyordu. Albaylar cuntas›’n›n devrilmesiyle demokrasiye geçiflten hemen sonra 1975 y›l›nda AB’ye baflvuran Yunanistan, 1980 y›l›nda üyelik anlaflmas›n› imzalad›, bir y›l sonra fiilen AET üyesi oldu. 1981 y›l›nda Yunanistan’›n da toplulu¤a kat›lmas›yla üye say›s› 10’a ç›kt›. 1.1.1986 tarihinde ‹spanya ve Portekiz’in kat›lmas›yla toplulu¤un üye say›s› 12’ye yükseldi. ‹ki ülke de ilk olarak 1977 y›l›nda baflvuruda bulunmufllard›. ‹spanya General Franco’nun ölümünden iki y›l sonra, Portekiz de diktatör Kaetano’nun devrilmesinden üç y›l sonra baflvurular›n› yapm›fllard›. Toplulu¤a üye ülkelerin say›s›n›n 12’ye yükselmesi sonras›nda, üyelik için baflvuruda bulunan ülkelerin say›s›nda da art›fl gözlendi. Türkiye’nin 14 Nisan 1987 tarihinde toplulu¤a tam üyelik 21
baflvurusunda bulunmas›n›n ard›ndan, 17 Temmuz 1989’da Avusturya da müracaatta bulundu. 4 Temmuz 1990’da K›br›s Rum Kesimi, 16 Temmuz 1990’da Malta, 1 Temmuz 1991’de ‹sveç, 18 Mart 1992’de Finlandiya, 20 May›s 1992’de ‹sviçre, 25 Kas›m 1992’de Norveç, 31 Mart 1994’te Macaristan, 5 Nisan 1994’te Polonya, 22 Haziran 1995’te Romanya, 26 Haziran 1995’te Slovakya, 13 Ekim 1995’te Letonya, 24 Kas›m 1995’te Estonya, 8 Aral›k 1995’te Litvanya, 14 Aral›k 1995’te Bulgaristan, 17 Ocak 1996’da Çek Cumhuriyeti,10 Haziran 1996’da Slovenya bu do¤rultuda karar ald›lar. 1 Ocak 1995 tarihi itibar›yla, daha önce Avrupa Serbest Mübadele Bölgesi (EFTA) üyesi olan Avusturya, Finlandiya ve ‹sveç AB’ye tam üye oldular. Avrupa Konseyi, Aral›k 1997 Lüksemburg’da gerçekleflen toplant›s› s›ras›nda, 30 Mart 1998’de on Orta ve Do¤u Avrupa aday ülkesi ve K›br›s ile genifl kapsaml› bir geniflleme prosesi bafllatmaya ve 30 Mart 1998’de K›br›s, Macaristan, Polonya, Estonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovenya ile üyelik müzakereleri amac›yla iki tarafl› hükümetleraras› konferanslar bafllatmaya karar verdi. Geniflleme prosesi, on bir ülke için bafllat›ld›, fakat Avrupa Konseyi, Bulgaristan, Litvanya, Lettonya, Romanya ve Slovakya için ald›¤› kararla bu devletlerin, ölçütleri yeterli ve memnuniyet verici bir biçim22
de yerine getirmelerine dek geniflleme prosesini erteledi. Avrupa Birli¤i’ne aday devletlerin uymas› gereken siyasî kriterler, Avrupa Konseyi’nin Haziran 1993’te Kopenhag’da yapt›¤› toplant›da saptand›. Bu toplant›da, “demokrasiyi garanti eden kurumlar›n istikrar›, yasalar›n egemenli¤i, insan haklar› ve az›nl›klara karfl› sayg› ve onlar›n korumas›, devletlerin, çal›flan bir piyasa ekonomisine sahip olmalar› ve birlik içindeki rekabet bask›lar› ve pazar güçleriyle bafla ç›kabilmeleri, politik, ekonomik ve parasal birli¤in amaçlar›na ba¤l›l›¤› da içeren üyelik görevlerini üstüne alabilmeleri” gerekti¤i fleklindeki kararlar al›nd›.
A B’YE N ASIL ÜYE OLUNUR?
Avrupa Konseyi, Haziran 1998’de Kard›ff’te toplanarak bütün aday devletlerin afla¤›daki hususlar› yerine getirmek zorunda olduklar›n› aç›klad›: “Birlik, öncelikle Lüksemburg’daki toplant›n›n neticesinde aday olarak gösterilen ülkeler için geniflleme prosedürünü muhafaza edecektir. Bu ülkeler Kopenhag ölçütlerini de içeren üyelik görevlerini üstüne alarak ilerlemelidir. Bu aday devletlerin her biri, ayn› ölçütlere dayanarak yarg›lanacak ve üyelik sürecine kendi haz›rl›¤›na göre devam edecek. Her aday devlet taraf›ndan ölçüt23
lere ulaflmaya yönelik yap›lacak çabalar büyük rol oynayacakt›r. AB’nin, aday devletlere uygulad›¤› prosedür, “acquis screening” ve “özlü müzakereler” adl› iki safhadan ibarettir. Birinci safha, aday devletin tüm hukuku, yasalar›, kurumlar› ve prosedürlerinin AB’ninkine, yani acquis communautaire’e (birlik müktesebat› analitik incelenmesi) hangi derecede uydu¤unun ayr›nt›l› olarak incelenmesiyle ilgilidir. ‹kinci safha ise geçici muafiyetler veya geçiflli dönem düzenlemelerinin müzakereleriyle ilgilidir. Bugünkü hâliyle “acquis” (müktesebat) afla¤›dakilerden ibarettir: Antlaflmalar›n uygulanmas›ndan do¤an yasal hükümler ve Adalet Divan›’n›n genel kurallar› ve kararlar›; birlik çerçevesi dahilinde kabul edilen deklarasyon ve kararlar; ortak d›fl politika ve güvenlik politikas› çerçevesinde müflterek eylemler, ortak pozisyonlar, deklarasyonlar, sonuçlar v.s.; adalet ve içiflleri çerçevesinde müflterek eylemler, ortak pozisyonlar, imzalanm›fl anlaflmalar, kararlar, ifadeler v.s.; topluluk taraf›ndan kabul edilen uluslararas› anlaflmalar ve birlik faaliyetleriyle ilgili üye devletlerin aralar›nda akdettikleri anlaflmalar.
Acquis communautaire’den hiçbir daimî muafiyete izin verilmez. Ola¤anüstü durumlarda yeni 24
üyeye ciddî zorluklar çekti¤i baz› sektörlerde zamanla acquis’e uymaya çal›flmas›na müsaade etmek amac›yla geçici muafiyetler ve geçifl dönemleri sa¤lanabilir. Ancak, birli¤in kazan›mlar›n›n korunabilmesi için temel ilke, acquis’in kabul edilmesi flartt›r. Bugün acquis communautaire 80 000 sayfadan oluflur. Ancak, Avrupa Birli¤i’nin ilerlemesiyle devaml› olarak de¤ifltirilir, düzeltilir ve geliflir. Üyelik sürecinin birinci safhas›, aday devletin yasalar, kurallar ve kurumlar›n›n acquis communautaire’e hangi derecede uyumlu olduklar›n›n incelenmesiyle ilgilidir. Bu prosedür “acquis analitik incelenmesi” (acquis screening) olarak da bilinir. Bu prosedür, Avrupa Komisyonu taraf›ndan hem alt› ana aday ülkeyle beraber (yani çok tarafl› görüflmeler), hem de onlar›n her biriyle yap›lan (iki tarafl›) görüflmeler vas›tas›yla üstlenilir. Çok tarafl› görüflmeler s›ras›nda komisyon, alt› aday ülkenin temsilcilerine acquis communautaire’i sunup aç›klar. Komisyon ile her devlet aras›ndaki iki tarafl› görüflmelerde ise proses, her devletin kendi yasal yap›, kurumlar ve politikas›n›n acquis communautaire’e hangi derecede uydu¤unu bildirmesiyle devam eder. Bunun yan› s›ra, her devlet, acquis’e uyma prosesinin tamamlanmas› için teklif edilen zaman 25
süresini de belirtir. Bu iki tarafl› görüflmelerde her aday devlet, bölümlere uyan özel anlaflmalar üzerinde müzakere etmek niyetini ilk defa olarak ifade edip, aç›klar. Bu bölümlerde ya üyeli¤e gösterilen tarihte uyum sa¤laman›n mümkün olmayaca¤› ya da böyle bir durumda ülkenin ciddî problemlerle karfl›layaca¤› önceden tahmin edilerek beklenir. Üyeli¤in gerçek tarihi, her aday devletin yapaca¤› ilerleme ve birli¤in karfl›layaca¤› problemlerin çözülmesine ba¤l› olur.
BÜYÜMEN‹N SON PERDES‹
Önümüzdeki 10 ile 20 y›l içinde üye say›s›n›n iki kat›na ç›kma ihtimali AB’nin baflta 6 ülke için öngörülen kurumsal çerçevesini ve karar mekanizmalar›n› köklü biçimde gözden geçirme ve de¤ifltirme gereklili¤ini beraberinde getirdi. Aksi takdirde, AB bugün 15 üye ülke ile oldu¤undan çok daha hantal bir yap› hâline gelme tehlikesi ile karfl› karfl›ya kalacak. Ayr›ca, geniflleme esnas›nda, toplulu¤un ekonomik alandaki bütünleflme sürecinde ortaya ç›kmas› beklenen sorunlara da flimdiden önlemler almas› gerekiyor. Bugün bile 15 üye ülkenin ihtiyaçlar›n› ve beklentilerini karfl›layacak politikalar üretmek ve uygulamak hiç de kolay de¤il. Örne¤in, AB ülkelerinde, çevre, sa¤l›k vs. gibi konulardaki farkl› al›flkanl›klar 26
ve davran›fl kal›plar›, mallar›n serbest dolafl›m›nda herkesin uydu¤u ortak kurallar›n uygulanmas›n› zorlaflt›r›yor. Artan üye say›s› ile birlikte, ülkeler aras›nda varolan bu farkl›l›klar artacak ve karar mekanizmalar›n›n t›kanmas› ihtimali yükselecek. Avrupa bütünleflmesi, birkaç kuruluflun gayretleri ve uluslar aras›ndaki temaslar›n artarak çeflitlenmesi ile geliflmektedir. En eski kurulufl olan Avrupa Konseyi, Avrupa’da hayat kalitesinin yükseltilmesi amac› ile insan haklar›ndan bafllayarak çeflitli alanlarda normlar getirmekte ve devletler aras›nda birçok alanda hudut ötesi iflbirli¤ine yol açacak sözleflmeler haz›rlamaktad›r. Kuzey Atlantik ‹ttifak› belirli de¤erlere ve müflterek mirasa sahip devletlerin güvenli¤ini sa¤lamaya çal›flmaktad›r. Bunlar›n en kapsaml› bir flekilde yerine getirilmesini ve Avrupa’n›n bir birlik içerisinde toplanmas›n› amaçlayan kurulufl ise Avrupa Birli¤i’dir. Bu birli¤in hangi ülkeleri içerisine alaca¤›, ulusal hükümranl›klar›n nas›l etkilenece¤i, Avrupa Parlamentosu’nun ve ulusal parlamentolar›n, Avrupa antlaflmalar›n›n gelece¤i her zaman oldu¤u gibi bugün de tart›fl›lmaktad›r. Bu tart›flma konular› aras›nda en önemlisi hiç flüphesiz ulusal hükümranl›¤›n, Avrupa bütünleflmesinden ne flekilde ve ne kadar etkilenece¤idir. 27
Tek bir para birimine do¤ru giden Avrupa’da ekonomik bütünleflme bak›m›ndan ulusüstü kurumlara ve özel ekonomik kurulufllara hatta yerel yönetimlere yetki devri konusunda Avrupa hükümetleri ve uluslar› pek ciddî bir tart›flma ve aray›fl içindedir. Bu konuda tek bir para birimine geçmeyi reddeden ülkeler dahi ekonomik bütünleflme ve d›fl ticaret konular›nda karar yetkisini hükümetler aras› bir kurulufl olan Avrupa Konseyi (European Council) ile Avrupa Komisyonu’na ve bir ölçüde Avrupa Parlamentosu’na b›rakmay› kabul etmifllerdir. Ayr›ca sosyal, içiflleri, hukuk düzeni gibi alanlarda da üye ülkeler aras›nda belirli normlara göre uyum sa¤lanmas› çabalar› süregelmektedir. Bununla beraber, Avrupa Birli¤i’nin hükümetleraras› bir kurulufl olmaktan ç›kar›larak tek bir anayasa etraf›nda birleflmifl yeni bir ulus, federasyon veya konfederasyon hâline dönüfltürülmesi için bazen sorumlu liderler taraf›ndan ortaya at›lan öneriler, pek çok üye ülke halk› taraf›ndan hâlâ so¤uk bir flekilde karfl›lanmaktad›r. Avrupa insan›, di¤er Avrupa insanlar› ile her alanda iflbirli¤ini ve yak›n iliflkilerini bar›fl içinde gelifltirme iradesini gösteriyor ve ulusal egemenli¤inden fedakârl›k yapmaya devam ediyorsa da, henüz ulusal kimli¤inden vazgeçmifl de¤ildir. Bu 28
yüzden, bir Avrupa kimli¤inin oluflabildi¤ini söylemek mümkün de¤ildir. Her ne kadar müflterek de¤erlerden bahsediliyorsa da, demokrasi, insan haklar›, piyasa ekonomisi gibi ögeler bugün art›k Avrupa k›tas›na has özellikler de¤ildir. Kültür ve din bak›m›ndan da Avrupa, heterojen bir yap›ya sahiptir. O hâlde diyebiliriz ki, henüz oluflmam›fl bulunan Avrupal› kimli¤i, zaman içerisinde uluslar›n, insanlar›n ve kurumlar›n bir arada yaflamalar›ndan ve karfl›l›kl› de¤er, kültür ve deneyim paylafl›m›ndan oluflacak bir kimlik olacakt›r. Bu yüzden, Avrupa Birli¤i ülkeleri bu paylafl›mlar› art›racak ad›m ve öneriler peflinde olduklar›n› göstermektedirler. Avrupa d›fl ve güvenlik politikas› ve daha sonraki Avrupa güvenlik ve savunma kimli¤i, Avrupa güvenlik ve savunma politikas›, Avrupa Birli¤i’ne bir devlet görünümü vermeyi hedeflese de çok üyeli hükümetleraras› bir kuruluflun yönetim zaaflar›ndan kurtulamamaktad›r. Asl›nda küçük devletlerin birlik yönetimindeki etkinli¤ini azaltacak, buna karfl›l›k birli¤in daha etkin bir politika uygulayabilmesine imkân sa¤layacak nice antlaflmas›n›n, ‹rlanda halk› taraf›ndan yap›lan referandumda reddedilmesi, Avrupa’da millî hükümranl›¤›n paylafl›lmas›na karfl› direniflin bir baflka ifadesidir. 29
Ulusüstü kurumlara erk devrindeki bu tereddütlü durumun uzun bir süre daha devam edece¤i ve Frans›z ‹htilâli ile gelen ulus devlet kavram›ndan vazgeçilmesinin kolay olmayaca¤› düflünülebilir. Ancak, ulusal erkin alt kurulufllara, yani sivil kurulufllarla bölgesel ve yerel yönetimlerle paylafl›m›n›n artmas› ve özellefltirmenin çeflitlendirilerek yayg›nlaflt›r›lmas›, ulus devletin, ulus üstü kurumlara yetki devretmesini kolaylaflt›rmaktad›r. ‹ç kurulufllara yetki devrinde de bir Avrupa Birleflik Devletleri’nin kurulmas›na yetecek kadar geliflme oldu¤unu söylemek mümkün de¤ildir. Almanya, ‹spanya, Belçika, ‹ngiltere ve ‹talya’da bölgesel yerel yönetimler oldukça ileri düzeyde otonomiye sahip olmakla beraber merkezî hükümetler ve parlamentolar, bu ülkelerde dahi, vazgeçilmesi son derece güç, genifl yetki ve erk sahibidir. Avrupa Birli¤i’nin, kendi gelece¤ini düflünürken, önümüzdeki y›llarda daha büyük bir birli¤e do¤ru gidebilmek için çözmesi gereken sorunlar›n bafl›nda Avrupa Birli¤i ile üye devletlerin yetkilerini daha kesin hatlarla ay›rmak ve bu ayr›m›n nas›l izlenebilece¤i meselesi en önemli sorun olarak ortaya ç›kmaktad›r. Tabiat› ile, bu yetki ve sorumluluk ayr›m› yap›l›rken, halka en yak›n düzeyde karar alma prensibi de korunmal›d›r. Avrupa Birli¤i için temel haklar flart› ise, AB’nin tüm üyelerinin içinde bulundu¤u Avrupa Konse30
yi ‹nsan Haklar› ve Temel Özgürlükleri Sözleflmesi ile temelde ayn› prensiplerden hareket etmektedir. Bu alanda AB’nin ayr› bir flart yaratmak yerine Avrupa Konseyi’nin bu alandaki sözleflmelerine kat›lmas›, daha mant›kî ve daha az bölücü bir etki yapacakt›r. Esasen Avrupa Birli¤i, flimdiye kadar Avrupa Konseyi’nin pek çok sözleflmesine taraf olmufltur. AB’nin kurucu antlaflmalar›n›n basitlefltirilmesi, bunlar›n anlam›n›n de¤ifltirilmeden daha anlafl›l›r hâle getirilmesi, flayan› arzu olmakla beraber bu basitlefltirmenin yine de anlam de¤iflikli¤ine yol açmas› pek çok ahvalde kaç›n›lmaz olacakt›r. Ayn› zamanda AB’nin ve kendi kurulufllar›n›n daha fazla demokratik meflruiyet kazanmas›, fleffaflaflt›r›lmas› ve halka daha yak›n hâle getirilmesi, son zamanlarda tart›fl›lan önemli konulardan biridir. Hükümetler taraf›ndan tayin edilen komiserlerin, komisyon çerçevesinde ald›klar› kararlar ve bakanlar veya temsilcilerden oluflan konseyin ald›¤› kararlar kanun niteli¤i kazand›¤›ndan ulusal parlamentolar›n denetiminin d›fl›nda kalmakta ve bu yüzden demokratik meflruiyet bak›m›ndan yetersiz kalmaktad›r. Çok elefltirilen bu eksikli¤in giderilmesi ihtiyac› her geçen gün artmaktad›r. Bu yüzden, Avrupa mimarisinde ulusal parlamentolar›n rolünün yeniden tan›mlanmas› ve yerel parlamentolara nazaran daha az yetkiye sahip 31
olan Avrupa Parlamentosu ile ulusal parlamentolar›n iliflkilerinin nas›l tan›mlanaca¤› önem kazanmaktad›r. Bu konuda çeflitli fikirler ileri sürülmekte ise de as›l sorun ulusal ve yerel parlamentolar›n yetkilerinin ne ölçüde AB’ye devredilmesinin kamuoyunda kabul edilebilir oldu¤unda dü¤ümlenmektedir. 14-15 Aral›k 2001 tarihleri aras›nda gerçeklefltirilen Avrupa Konseyi zirvesi, Avrupa Birli¤i’nin tek para birimini kullanmaya bafllayaca¤›, genifllemenin geri dönülemez bir sürece girdi¤i ve birli¤in gelece¤ine iliflkin tart›flmalar›n yol ald›¤› bir zamanda gerçekleflerek entegrasyon sürecine yeni bir ivme kazand›rd›. Zirvede Avrupa Birli¤i’nin gelece¤i, Euro, Avrupa güvenlik ve savunma politikas›, geniflleme süreci, terörle mücadele, ekonomik ve sosyal geliflme, adalet ve içiflleri ve d›fl iliflkiler gibi konular tart›fl›larak bir dizi karar al›nd›. Ayr›ca, zirve sonuç bildirgesine ek olarak AB’nin gelece¤ine iliflkin bildiri de kabul edildi. AB liderleri, ayr›ca Laeken zirvesinde gelece¤in ortak Avrupa anayasas›n›n oluflumunda bir platform niteli¤i tafl›yacak Kurultay’› ilân ederek yeni bir sayfa açt›lar. Laeken deklarasyonunda, “AB yeni bir dönemece girdi ve bu, varl›¤› için belirleyici bir and›r.” denildi. Euro, ka¤›t ve madenî para olarak 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren kullan›lmaya baflland›. Laeken Zirve Sonuç Bildiri32
si’ne eklenen AB’nin gelece¤ine iliflkin bildiride, ‹kinci Dünya Savafl›’n›n ard›ndan bar›fl›n süreklili¤inin sa¤lanmas› yönünde AB’nin ilerleme kaydetti¤i, ayr›ca ekonomik bütünleflmesini tamamlad›¤› belirtildi. 10 y›l önce Maastricht Antlaflmas› ile ortaya koyulan siyasî bütünleflme hedefini gerçeklefltirme yönünde sosyal politika, istihdam, mülteciler ve göç politikas›, polis ve adli makamlar›n iflbirli¤i, d›fl politika gibi alanlarda emin ad›mlarla ilerledi¤i ifade edildi. Avrupa Birli¤i’nin, 2002 y›l› sonuna kadar, haz›r olan aday ülkelerin üye ülke olarak 2004 y›l›nda gerçeklefltirilecek Avrupa Parlamentosu seçimlerine kat›l›m›n› sa¤layacak flekilde müzakerelerin sonuçland›r›lmas› yönünde kararl›l›¤› ifade edildi. “Adaylar tek bafllar›na gösterdikleri performansa göre de¤erlendirilecek ve Avrupa Konseyi, komisyonun raporuna göre hareket edecektir.” Mevcut ilerleme raporuna göre, Güney K›br›s, Estonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Polonya, Letonya, Litvanya ve Malta öngörülen tarihte haz›rl›klar›n› tamamlad›. Bulgaristan ve Romanya’n›n çabalar› memnuniyetle karfl›land›. Aral›k 2002’de Danimarka baflkanl›¤›nda Kopenhag’da yap›lan toplant›da ise 10 aday ülkenin 2004’te üye olmas›na karar verildi. Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Estonya, Letonya, Lit33
vanya, Malta, K›br›s, Slovakya ve Slovenya’dan oluflan bu 10 ülkenin kat›l›m anlaflmalar› 16 Nisan 2003’te Yunanistan’›n dönem baflkanl›¤›nda Atina’da imzaland›. Zirvede Bulgaristan ve Romanya’n›n 2007 y›l›na kadar üye olmas› kararlaflt›r›l›rken, Türkiye ile 2004 y›l› sonunda üyelik görüflmelerinin bafllan›p bafllanmayaca¤›n›n kararlaflt›r›lmas› kabul edildi.
A B A N A Y A S A S I T A R T I fi M A L A R I
Ortak bir anayasan›n tesisi bafltan beri AB tart›flmalar›n›n odak noktalar›ndan biridir. 2001 y›l›nda Belçika’n›n dönem baflkanl›¤›nda Leaken’de gerçeklefltirilen zirvede bir AB anayasas› tasar›s› haz›rlanmas› için Avrupa Konvansiyonu kuruldu. Konvansiyonun, çal›flmalar›n› Haziran 2004’te yetifltirmesi planlan›yor. Nitekim Duygu Lelo¤lu’nun 30 Ekim 2002’de Radikal Gazetesi’nde yer alan haberine göre AB’nin gelecek perspektifini çizmek amac›yla 15 üye ve Türkiye dahil 13 aday ülkenin, 105 temsilcisinin oluflturdu¤u Avrupa Konvansiyonu, sekiz ayl›k çal›flman›n ard›ndan üç bölüm ve 414 maddelik AB anayasas› tasla¤›n› aç›klad›. ‘‹skelet’ olarak an›lan bu anayasa tasla¤›, AB’nin geliflmesine büyük eme¤inin geçmesi vesilesiyle Avrupa Konvansiyonu Baflkanl›¤›’na getirilen eski Fransa Cumhurbaflkan› Valery Gis34
card d’Estaing taraf›ndan tan›t›ld›. D’Estaing konuflmas›nda, tasla¤› ABD’nin kurucular›n›n 1787 tarihli Philadelphia Konvansiyonu’yla karfl›laflt›rd›. Birli¤in, art›k Avrupa Toplulu¤u, Avrupa Birli¤i, Birleflik Avrupa ya da Avrupa Birleflik Devletleri ad›n› almas›n› önerdi. Tasla¤›n, Avrupa’n›n gelecek 50 y›l›n› biçimlendirece¤ine dikkat çeken d’Estaing, “Yeni üyeleri aram›za katarken tüm vatandafllar›n kendilerini Avrupal› olarak tan›mlayaca¤› bir Avrupa’n›n bafllang›c›n› iflaret edecek anayasal anlaflmaya ihtiyac›m›z var.” dedi. 2003 y›l›n›n Ekim ay›ndan 2004 y›l›n›n Mart ay›na kadar sürmesi planlanan Hükümetleraras› Konferans’a haz›rl›k amac›yla bir anayasal antlaflma tasla¤› haz›rlama görevini üstlenen Avrupa’n›n gelece¤ine iliflkin konvansiyon, 28 fiubat 2002 tarihinde çal›flmalar›na bafllam›flt›. AB’ye üye ve aday ülkelerin hükümet ve parlamento temsilcileri ile Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu temsilcilerinden oluflan konvansiyon, 2003 Haziran ortalar›nda çal›flmalar›n› tamamlayarak, haz›rlad›¤› anayasa tasla¤›n› 20-21 Haziran 2003 tarihlerinde gerçeklefltirilen Selanik Avrupa Konseyi Zirvesi’nde AB devlet ve hükümet baflkanlar›na sundu. Taslak anayasa, 400’ün üzerinde madde, bir önsözün yani s›ra, 4 bölüm ve 5 protokolden oluflmaktayd›. 35
• Bölüm I: Anayasal Yap› (Constitutional Structure) • Bölüm II: Temel Haklar fiart› (Charter of Fundamental Rights) • Bölüm III: Birli¤in Politikalar› ve ‹flleyifli (The Policies and Functioning of the Union) • Bölüm IV: Genel ve Nihaî Hükümler (General and Final Provisions) • Yetki ‹kamesi ve Oransall›k ‹lkelerinin Uygulanmas›na ‹liflkin Protokol (Protocol on the Application of Principles of Subsidiarity and Proportionality) • Ulusal Parlamentolar›n Avrupa Birli¤i’ndeki Rolüne ‹liflkin Protokol (Protocol on the Role of National Parliaments in the European Union) • Vatandafllar›n Avrupa Parlamentosu’nda Temsili ve Avrupa Konseyi ve Bakanlar Konseyi’ndeki Oy A¤›rl›¤›na iliflkin Protokol (Protocol on the Representation of Citizens in the European Parliament and the Weighting of Votes in the European Council and the Council of Ministers) • Eurotom Antlaflmas›’na De¤ifliklik Getiren Protokol (Protocol Amending the Euratom Treaty) • Euro Grubuna ‹liflkin Protokol (Protocol on the Euro Group) 36
Konvansiyon Genel Kurulu, Anayasa Tasla¤›’nda baz› teknik de¤ifliklikler yapmak üzere Temmuz ay› boyunca 2 defa daha topland› ve 10 Temmuz 2003’te nihaî Anayasal Antlaflma Tasla¤›’n› imzalad›. Nihaî anayasa metni, aday ülkelerde sürmekte olan kat›l›m referandumlar›n›n sonuncusunu (Letonya-20 Eylül 2003) takiben ‹talya dönem baflkanl›¤›nda bafllayan Hükümetleraras› Konferans’ta (HAK) tart›fl›larak kabul edildi ve 1 May›s 2004 tarihinde AB’nin genifllemesinden sonra imzalanmas› kararlaflt›r›ld›. Anayasal Antlaflma Tasla¤›, önceki kurucu antlaflmalara göre daha basit bir antlaflmad›r. Daha önceki antlaflmalarda (Roma, Maastricht, Amsterdam, Nice) 15 civar›nda olan yasal araç say›s› 5’e indirilecek (Avrupa yasalar›, Avrupa çerçeve yasalar›, Avrupa yönetmelikleri, Avrupa kararlar›, tavsiyeler ve görüfller); AB tek bir tüzel kiflili¤e ve tek bir yasal çerçeveye sahip olacak; daha önce Adalet Divan› içtihatlar› do¤rultusunda kabul edilen Birlik Hukuku’nun ulusal hukukun üstünde oldu¤u ilkesi ilk defa yaz›l› olarak belirtilecektir. Grev hakk› dahil, temel haklar› ortaya koyan Temel Haklar fiart› yasal olarak ba¤lay›c› hâle gelecek; AB, resmen “Avrupa Birli¤i” (European Union) olarak adland›r›lacakt›r. Tasla¤›n önsözünde Avrupa’n›n “kültürel, dinî ve insanî miras›”n›n alt› çizilmekte ancak, Avrupa Halklar› Partisi ve Va37
tikan’›n, yo¤un lobi faaliyetlerine ra¤men Tanr› ve Hristiyanl›¤a at›fta bulunulmamaktad›r. “Federal” kelimesi, ‹ngiltere’nin ›srar› üzerine anayasa tasla¤›ndan tamam›yla ç›kart›ld›. Buna karfl›l›k “her zaman oldu¤undan daha yak›n bir flekilde birleflmifl” (united ever more closely) ifadesi önsözde yer ald›. ‹ngiltere ve Fransa’n›n bask›s› sonucu ortak d›fl ve güvenlik politikas› üye devletlerin tekelinde kald›. (Ulusal veto korunacak. AB d›fl ve güvenlik politikas› konusunda üye devletler oybirli¤i ile karar alacak.) Böylece tasla¤›n kabul edilmesiyle savunma alan›nda güçlendirilmifl iflbirli¤i imkân› do¤acak; (ortak d›fl ve güvenlik politikas›n›n ayr›lmaz bir parças› olan ortak güvenlik ve savunma politikas›n›n kademeli bir flekilde çerçevesi çizilecek; Avrupa Konseyi’nin oybirli¤i ile karar almas›n› takiben ortak savunma politikas› oluflturulacak; üye devletlerin askerî kapasitelerini artt›rmalar› amac›yla bir Avrupa Silâh, Araflt›rma ve Askeri Kapasite Kurumu (European Armaments, Research and Military Capabilities Agency) kurulacak; herhangi bir üye devletin terörist sald›r›ya maruz kalmas› durumunda birlik ve üye devletler dayan›flma içinde hareket edeceklerdir. ‹ngiltere, ‹rlanda ve Lüksemburg vergilendirme38
nin ulusal devletlerin yetkisinde kalmas›n› sa¤lad›lar. (Vergilendirme konusunda da Avrupa Konseyi’nde oybirli¤i ile karar al›nacak.) Avrupa Konseyi’nce nitelikli oy çoklu¤u ile 2.5 y›l için seçilecek ve AB’nin siyasî yönünü tayin edecek bir AB baflkan› pozisyonu oluflturulacak (Mevcut sistemde AB baflkanl›¤›n› üye devletle, alt› ayda bir de¤iflen bir rotasyon çerçevesinde yürütmektedir); D›fliflleri Bakanlar› Konseyi d›fl›ndaki konseylerin baflkanl›¤› üye devletlerden eflit rotasyon (equal rotation) sistemine göre seçilecek; ilgili bakanlar taraf›ndan en az bir y›ll›k bir dönem boyunca yerine getirilecek; birli¤in, ortak d›fl ve güvenlik politikas›n› idare edecek bir AB d›flisleri bakan› pozisyonu oluflturulacak; AB d›flisleri bakan›, AB komisyonu üyesi olacak ve komisyon baflkan›n onay› ile Avrupa Konseyi taraf›ndan atanacak; AB d›flisleri bakan›, görevini yerine getirirken yeni oluflturulacak Avrupa D›fl ‹liflkiler Servisi’nden yard›m alacak; AB komisyon baflkan›n›, Avrupa Konseyi aday gösterecek ve Avrupa Parlamentosu onaylayacak; 1 Kas›m 2009 tarihine kadar her bir üye ülke komisyonda bir üye bulundurma hakk›na sahip olacak; 1 Kas›m 2009 tarihinden itibaren ise komisyon, bir baflkan, bir baflkan yard›mc›s›/AB d›fliflleri bakan› ve eflit dönüflüm sistemine göre üye devletler aras›ndan seçilmifl 13 komisyon üyesi olmak üzere 39
toplam 15 üyeden oluflacak; komisyon baflkan› (komisyon üyesine sahip olmayan), di¤er üye devletlerden oy hakk› olmayan delegeler atayacakt›r. (Oy hakk› olmayan delegelerin say›s› anayasa tasla¤›nda belirtilmedi. Ancak tart›flmalarda -oy hakk›na sahip 15 üye+oy hakk›na sahip olmayan delegeleri kapsayan- bir sistemin komisyon üye say›s› azalt›l›rken komisyonda oy hakk›na sahip olan üyesi bulunmayan ülkelerin de Komisyon’da temsil edilmesine imkân tan›nd›¤› ifade edildi.) Avrupa Parlamentosu üye say›s› 732’yi geçmeyecek; ortak karar alma mekanizmas› genel kural hâline getirilecek; böylece, Avrupa Parlamentosu’nun yetki alan›, fikrî mülkiyet, enerji, sosyal güvenlik gibi alanlar›n da ortak karar prosedürü içine al›nmas›yla büyük ölçüde geniflleyecektir. (Ortak karar alma mekanizmas›: Avrupa yasalar› ve çerçeve yasalar›, Avrupa Parlamentosu ve Bakanlar Konseyi’nin ortak karar›yla kabul edilir. ‹ki kurumun bir anlaflmaya varamamas› durumunda yasa kabul edilmez). S›¤›nma ve göç, enerji, uzay araflt›rmalar› gibi alanlarda birli¤e yeni yetkiler verilecek; ulusal parlamentolar›n yasa önerilerine veya kendilerini ilgilendiren di¤er konulara iliflkin görüfllerini ifade etme olanaklar› art›r›lacak, AB’nin iflleyiflindeki rolleri güçlendirilecek; Avrupa Konseyi ve Bakanlar Konseyi, nitelikli oy 40
çoklu¤u (qualified majority voting) sistemini kural hâline getirerek, (ulusal vetolar, d›fl politika, vergilendirme gibi) k›s›tl› bir alanla s›n›rland›racak; (oybirli¤i ile karar al›nmas› öngörülen alanlarda ise Avrupa Birli¤i, oybirli¤i ile nitelikli oy çoklu¤unun yeterli görülmesine karar verebilecek); 1 Kas›m 2009’dan itibaren Avrupa Konseyi veya Bakanlar Konseyi’ndeki kararlar, çift ço¤unluk ile al›nacak (Çift ço¤unluk: Bir karar›n al›nmas› için söz konusu karar›n üye devletlerin en az yar›s› taraf›ndan kabul edilmesi ve bu karar› onaylayan üye devletlerin, birlik toplam nüfusunun %60’›n› temsil etmesi gereklili¤idir.); 1 Kas›m 2009’a kadar ise her üye devletin belirli bir oranda oy a¤›rl›¤›na sahip oldu¤u Nice Antlaflmas›’n›n kurallar› uygulanacakt›r. (Bu yeni oy sistemi ile 3 büyük devlet, 22 üye devletin karar›n› bloke edebilecek. Ayr›ca ParisBerlin-Roma’n›n destekledi¤i bir karar›n di¤er üye devletlerce bloke edilmesi çok zor olacakt›r. ‹spanya ve Polonya, getirilecek bu yeni sistemin kendi etkilerini azaltaca¤›ndan endifle ediyorlar. Bu iki ülke, oy sisteminin de¤ifltirilmemesi için di¤er 16 aday ve üye ülke taraf›ndan da destekleniyor.).
Euro bölgesi üyeleri kendileri ile ilgili konularda daha fazla özerkli¤e sahip olacak (Euro bölgesi ülkelerinin bakanlar› kendi aralar›ndan 2,5 y›l için bir baflkan seçecek ve kendilerini ilgilendiren konularda görüflmek üzere gayr’i resmî ola41
rak toplanacaklar); Bakanlar Konseyi, Avrupa Parlamentosu’nun onay›n› ald›ktan sonra oybirli¤iyle s›n›r ötesi suç ve terörizmle mücadele edecek bir Avrupa Savc›l›¤› kurulmas›na karar verebilecek. Bir milyonun üzerinde Avrupa vatandafl›n›n imzalad›¤› bir dilekçe ile baflvurulmas› hâlinde, anayasa çerçevesinde kal›nmas› kofluluyla komisyondan herhangi bir konuda öneride bulunmas› istenebilecek. Yeni bir hüküm, üye devletlerin gönüllü olarak birlikten çekilmelerine imkân tan›yacak (‹lgili devlet, çekilme iste¤ini Avrupa Konseyi’ne bildirecek. Avrupa Birli¤iyle ilgili devletin müzakereleri sonucunda bir anlaflmaya var›lacak. Söz konusu anlaflma Avrupa Parlamentosu onay›n› ald›ktan sonra nitelikli oy çoklu¤u ile AB ad›na hareket eden Bakanlar Konseyi taraf›ndan imzalanacak). Anayasa, sadece tüm üye devletlerin (kendi anayasalar›nda belirtilen hükümlere göre) onaylamas›ndan sonra yürürlü¤e girecek (Ayr›ca Avrupa genelinde bir referandum yap›l›p yap›lmamas› gereklili¤i tart›flmalar› devam ediyor. Konvansiyonun 96 üyesi ve 25 ülkeden 120 örgüt bir referandum yap›lmas› yönünde Baflkanl›k Divan›’na bir önerge sundular. Danimarka ve ‹rlanda, anayasalar› uyar›nca referanduma gidecekler. Fin42
landiya, Belçika, Hollanda, Fransa, ‹spanya, Portekiz ve Almanya’da da referandum yap›lmas› yönünde tart›flmalar sürüyor. Ancak ‹ngiltere gibi baz› ülkeler, kamuoyunun anayasan›n onaylanmas›ndan yana olmamas› endiflesi ile referandum yapmak istemiyorlar.). Gelecekte, anayasada yap›lacak de¤ifliklik de (bu anayasay› haz›rlamakta uygulanan) konvansiyon yöntemiyle gerçeklefltirilecek (ancak, getirilmesi düflünülen de¤iflikli¤in kapsam›n›n konvansiyonun toplanmas›n› gerektirmedi¤i hâllerde, Avrupa Konseyi oy çoklu¤uyla konvansiyon toplanmamas›na karar verebilecek). Ancak aç›klanan ‘iskelet’, federasyona kap› aralad›¤› için ‹ngiltere’nin tepkisini çekti. ‹ngiliz yetkililer hemen, “Birleflik Avrupa Devletleri denemez. ‹llâ bir ad› olacaksa Avrupa Birli¤i denir.” diye tepki gösterdi. AB’yi “Avrupa Devletler Birli¤i” diye tan›mlayan taslak, “ulusal kimliklerin korunmas›, ancak devletler aras›nda s›k› iflbirli¤i ve zaman zaman federal temelde iktidar paylafl›m›n›” öneriyor. Baz› konularda kararlar›n ço¤unluk oyuyla al›nmas› gündeme getiriliyor. Ancak federatif e¤ilimleri dengeleyen maddeler de bulunuyor. Britanya’n›n destekledi¤i 8. madde, AB ülkelerine, “AB yasalar›n› frenleme” yetkisi veriyor. Bir AB ülkesinin parlamentosu, 43
AB yasalar›n›n afl›r› ve zamans›z oldu¤una karar verirse, “alarm sistemi”ni çal›flt›rarak, bu yasan›n kabul edilmesini engelleyebilecek. Ama taslak, Avrupa vatandafllar›n›n tümünün bir çat› alt›nda temsil edilmesini sa¤layacak bir kurum öngörüyor. Avrupa Halklar› Kongresi adl› bu kurum, hem Avrupa Parlamentosu hem de AB ülkelerinin ulusal parlamentolar›ndan üyeleri buluflturacak. Tasla¤›n sokaktaki insan aç›s›ndan en çarp›c› yönü, her vatandafl›n hem ülkesi hem AB’nin vatandafl› olmas›. Bu, Maastricht Anlaflmas›’nda da olan bir maddedir. ‘Yabanc›lara karfl› ayr›mc›l›k yap›lmamas›’ gere¤inin alt› çizilerek de çifte vatandafll›¤›n kap›s› aç›l›yor. AB temel haklar flart›n›n oluflturulmas› ve flu anda Javier Solana’n›n yürüttü¤ü AB d›fl politika ve savunma yüksek temsilcisi’nin rolünün daha önemli k›l›nmas› dikkat çeken di¤er bir öneri. Birli¤in ad›ndan sonraki en tart›flmal› konu ise, bir baflkan atanmas›d›r. Taslak, Avrupa Konseyi’ne befl y›l baflkanl›k edecek, birli¤in siyasî itici gücü ve temsilcisi olacak bir baflkan›n atanmas›n› öngörüyor. ‹ngiltere’nin karfl› ç›kt›¤› bu öneriyi, Fransa destekliyor. Taslak, ‹ngiltere’ye nazire yaparcas›na, ilk kez AB’den ç›kmak isteyen üyelere yol haritas› öneriyor. ‹ngiliz Baflbakan› Tony Blair, tasla¤a, “Avrupa’n›n federal süper devlet olarak de¤il bir devletler birli¤i olarak iflbirli¤i yapmas› gerekir.” yo44
rumunu getirdi.
Economist.com’un editörlerinden Robert Lane Greene, 17 Temmuz 2003’te Avrupa birli¤i anayasa tasla¤›n› flöyle analiz ediyordu: (Yaz›n›n tercümesi Radikal Gazetesi’nin 18 Temmuz tarihli nüshas›nda yer al›yor.) “AB liderlerine bugün resmen sunulacak taslak, bir insan haklar› bildirgesi, tek d›fliflleri bakan› ve tek ticaret politikas›na at›f yap›yor. Hatta “farkl›l›kta birleflmek” slogan›n› öneriyor. Fakat ABD’ye rakip olabilecek bir “Avrupa süpergücü”nün ortaya ç›kmas›n› umut eden ve böyle bir birli¤in Amerikan karfl›t› bir yap› olaca¤›ndan korkanlar hayal k›r›kl›¤›na u¤rar.” Evet, 15’ten 25 üye devlete genifllemenin sonucu olarak, birlik gelecek y›l 450 milyon vatandafl›yla ABD boyutunda bir ekonomiye sahip olacak. Fakat bir dizi müzakerenin ard›ndan, gelecek yaz nihaî flekline kavuflacak olan anayasa, uluslararas› sahnede süpergüç boyutunda bir aktör yaratmaktan uzak kal›yor. Birlik, tek ticarî blok statüsünün getirdi¤i etkiyi kullanacak, fakat on y›llard›r bu konuda yeni bir fley yapmad›. Tek bir d›fl politika ve güvenlik politikas›yla dünya sahnesinde ABD’ye karfl› duracak güçte birleflik bir Avrupa görmek isteyenler özellikle Frans›zlar ve Belçikal›lar- için anayasa 45
tasla¤› hata içeriyor. Çünkü tasla¤a göre, bir d›fliflleri bakan› olacak ama d›fliflleri politikas› oybirli¤i kofluluna ba¤l› kalacak. Bu da üyelerin Irak’ta oldu¤u gibi ihtilâfl› konularda ayr›l›¤a düfltükleri zaman d›fl politikada yine ulusal hükümetlerin bildi¤ini okuyaca¤› anlam›na geliyor. Ulusal hükümetler, devlet gücünün en büyük iki unsurunun kontrolünü de elden b›rakmayacaklard›r: para ve ordu. Birli¤in, fakir bölgelere ve tar›ma sübvansiyonlar ve d›fl yard›m gibi fleylere harcad›¤› büyük bir bütçesi (yaklafl›k 100 milyar Euro) var. Fakat bu harcamalar ulusal bütçelerin bir araya getirilmesiyle küçülecektir. Üstelik yeni anayasaya göre, birlik kendi vergilerini yükseltme gücünden yoksun ve bunu üye devletlerin inisiyatifine b›rak›yor. Makedonya (hâlen birçok birlik üyesinin birlik bayra¤› alt›nda askerlerinin oldu¤u ülke) gibi yerlerde görev alabilecek bir askerî müdahale gücü planlamas›na ra¤men birli¤in, ABD’ye yak›n bir askerî güce ulaflmas› imkâns›z görünüyor. En az›ndan bu, Avrupal›lar›n askerî donan›mlar›n›n kalitesini art›rmalar› için büyük para harcamalar›n› gerektiriyor. Anayasa tasla¤›nda birli¤in sahip olaca¤› güçleri önemli oranda geniflletece¤i alanlar var, özellikle ceza hukuku gibi. Bununla birlikte, Amerikan Anayasas›’ndaki 10. düzenlemeye benzeyen di¤er hükümler, birli¤i tan›nmayan güçlerin, üye 46
ülkelerde kalmas› gerekti¤ini bildiriyor. Bu da birlik düzeyinde daha çok fley yapmak isteyen ülkelerle, güçlerini kendi ellerinde tutmak isteyenler (özellikle Britanya ve ‹skandinavya ülkeleri) aras›nda çekiflmeye yol açabilir. Özetle, yeni anayasa, Avrupa’dan ABD’ye radikal bir meydan okuma de¤il. Ço¤u Avrupal› hâlâ kendi ulusal kimli¤ini güçlü flekilde hissediyor. Onlar, AB’nin karmafl›k kurumlar› taraf›ndan de¤il kendi hükümetlerince kalplerine ve cüzdanlar›na uygun olarak al›nan kararlar› destekliyor.”
T E K PA R A T E K AVR UP A
1 Ocak 1999 tarihi en az Avrupa Birli¤i’nin temellerinin at›ld›¤› Avrupa Kömür ve Çelik Toplulu¤u’nun kuruldu¤u gün kadar tarihi bir gündü. Kaydî para olarak ilk kez o gün tedavüle ç›kan Euro, 2002 bafl›nda bankac›l›k ifllemlerinde kullan›lmaya baflland›. 30 Haziran 2002’de ise Euro, üye ülkelerin tek ödeme arac› hâline geldi. Parasal birli¤e dahil olan ülkelerin sahip oldu¤u en önemli avantajlar ise flöyle: ticarî ifllemlerin maliyetlerindeki düflüfl, Euro’nun rezerv para olmas›n›n sa¤lad›¤› senyoraj gelirleri, uluslararas› ekonomik müzakerelerde daha güçlü bir pozisyon sa¤lamas›. ‹ngiltere, ‹sveç ve Danimarka’n›n dahil olmad›¤› bu ekonomik ve parasal birlik, k›47
sa sürede Amerikan Federal Rezervi’nin popülaritesini geride b›rakmay› baflard›. Haziran 2002’de Euro’ya dahil olmayan en önemli ekonomik güçlerden biri olan ‹ngiltere Baflbakan› Tony Blair’in “Bizim bu pazara, do¤ru zamanda ve do¤ru ekonomik göstergelerle girmemiz önemli.” aç›klamas› yapmas› 10 yeni üyeyle (bu ülkeler ayn› zamanda do¤rudan Euro bölgesine dahil olacaklar) ‹ngiltere’nin dünyan›n en büyük pazar›n›n d›fl›nda kalmak istemedi¤ini ancak, hakl› sebeplerle temkinli davrand›¤›n› özetlemektedir.
YEN‹ ÜYELER
Avrupa Birli¤i 1993 Kopenhag Zirve Toplant›s›’nda ald›¤› kararlar uyar›nca eski Varflova Pakt› ülkeleri olan Merkezî ve Do¤u Avrupa ülkelerini kapsayan bir geniflleme süreci bafllatt›. AB komisyonunun genifllemeye iliflkin stratejisine esas teflkil etmek üzere haz›rlad›¤› öneriler 16 Temmuz 1997 tarihinde Gündem 2000 bafll›kl› bir raporda aç›klan›rken, raporda Kopenhag Kriterleri denilen kriterlere genifl yer verildi. AB, Kopenhag Kriterleri ›fl›¤›nda, demokrasi, insan haklar›, ekonomik geliflme, topluluk müktesebat›n› benimseme ve en fazla uyum gösterebilme yetene¤ine sahip oldu¤u de¤erlendirilen Polonya, Macaristan, 48
Çek Cumhuriyeti, Slovenya ve Estonya, birinci; Slovak Cumhuriyeti, Litvanya, Letonya, Bulgaristan ve Romanya, ikinci kategoriye dahil edildi. AB’nin en büyük geniflleme hareketini oluflturan 10 yeni üye ülkenin kat›l›m anlaflmalar› 2003 Nisan›nda Yunanistan’da yap›lan zirvede imzaland›. K›br›s Rum kesiminin de bulundu¤u 10 yeni üye, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Litvanya, Letonya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovenya ve Slovakya, eski ça¤larda hem ticaret merkezi hem de herkesin görüfllerini dile getirdi¤i bir mekân olarak önemi bulunan, bu tören için restore edilen Akropolis eteklerindeki antik Attalos pasaj›nda AB kat›l›m anlaflmalar›n› imzalad›. Atina’da dokuz ülkeyle birlikte kat›l›m anlaflmas›na “K›br›s Cumhuriyeti” ad›yla imza atan Rum kesimi, 2004 y›l›nda kat›l›m süreci yasal prosedürünün tamamlanmas›yla, adayl›k sürecini 14 y›lda sonland›rm›fl olacak. Ancak, Avrupa Birli¤i’ne (AB) yeni 10 aday üyenin kat›l›m›yla oluflan dev AB’nin nas›l idare edilebilece¤i konusunda kimi soru iflaretleri mevcut. Nitekim Almanya CDU partisi eski Baflkan› Wolfgang Schaeuble, siyasî aç›dan hareket yetene¤ine sahip bir AB’yi s›n›rs›z düflünemedi¤ini ifade etti. Schaeuble, Financial Times Deutschland gazetesine yapt›¤› aç›klamada, Kopenhag zirvesinde Türkiye ile ilgili karar› elefltirerek, “AB zirvesinde al›nan karar, 49
Avrupal›lar›n öncelikle yo¤un flekilde tart›flmas› gerekti¤i gelece¤e yönelik at›lan bir ad›md›r. Gerçekten, s›n›rs›z bir Avrupa istiyor muyuz? Siyasî aç›dan hareket yetene¤ine sahip bir birli¤i s›n›rs›z düflünemiyorum.” dedi. Türkiye ile Avrupa’ya dahil olmas› konusunda görüflülmesi gerekti¤ini belirten Schaeuble, “Biz iktidara geldi¤imiz takdirde, Türkiye’ye AB üyeli¤i d›fl›nda bir hedef vermek istiyoruz. Seçenekler, imtiyazl› bir ortakl›k ya da bir ‘komfluluk anlaflmas›’ olabilir.” diye konufltu. Kimi uzmanlara göre ise AB’nin genifllemesi, derinleflmeyle beraber gitmeli. Fakat bunu söylemek, yapmaktan daha zor. AB liderlerinin, karmafl›k kurumlar› reformdan geçirip, geniflleme sürecinde karar alma sürecini kolaylaflt›rmak, ekonomik bütünleflmeyi iyilefltirmek ve uluslararas› iliflkilerde tek ses hâlinde konuflmak için çok u¤raflmas›na karfl›n henüz sonuç al›namad›. Bütçe kurallar›, tar›m sübansiyonlar› reformu ve Irak politikas›na dair tart›flmalar, AB’nin Lizbon’dan Helsinki’ye tek para birimi, Avrupa’n›n So¤uk Savafltaki bölünmüfllü¤ünü gidermek gibi büyük projelerini gölgeliyor. AB üyelerinin, Avrupa’n›n gelece¤ine dair vizyonu da birbiriyle rekabet hâlinde, çat›flmal›d›r. AB’nin mevcut üyelerinin ço¤u, özellikle de Eu50
ro bölgesi üyesi 11 ülke, daha yak›n bütünleflme, vergilendirme, göçmenlik ve d›fl politika gibi konularda daha çok karar›n ço¤unluk oyuyla al›nmas›n› istiyor. ‹ngiltere liderli¤indeki bir az›nl›k da, ulusal hükümetlerin bu konulardaki kontrolü ellerinde tutmalar› ve veto hakk›n› sakl› tutmalar›ndan yana. AB’nin daha küçük üyeleri, ortak ç›karlar› destekleyecek ve büyük üyelerin direktörlü¤ünü önleyecek güçlü bir AB komisyonu ile federal bir AB istiyor. Büyük üyeler ise ekonomik ve askerî güçlerine denk daha büyük güç, yetki istiyor. AB’nin 10 müstakbel üyesinden dokuzu küçük, Polonya ise kendini Fransa, ‹spanya ve ‹talya ayar›nda görüyor.
AVR UPA B ‹RL‹⁄‹ ’N ‹N Y A PISI
Avrupa Birli¤i’nin befl temel kurumu, AB Devlet Baflkanlar› Konseyi (Avrupa Doru¤u, Avrupa Konseyi), Avrupa Birli¤i Bakanlar Konseyi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Adalet Divan›’d›r.
A B D e v l e t B a flflkk a n l a r › K o n s e y i ( A v r u p a D o r u ¤ u , A v ru p a K o n s e y i )
Avrupa üyesi devletlerin devlet veya hükümet 51
baflkanlar›n›n bir araya gelmesinden oluflan ve y›lda iki defa toplanan konsey, AB’ye yol gösterici genel siyasî kurallar›n belirlenmesini amaçlar. A v r u pa B ir l i ¤i Ba kan l ar K o n s e y i ( A v r up a Bi r l i ¤i K on s e y i)
Avrupa Birli¤i’nin yasama organ› Avrupa Birli¤i Bakanlar Konseyi’dir (Bakanlar Konseyi olarak da isimlendirilir). AB mevzuat›n› büyük ölçüde belirleyen konsey, üye devletlerin politikalar› aras›nda eflgüdümü sa¤lar. Avrupa Birli¤i Konseyi’nde toplam 87 oy ülkelere göre afla¤›daki biçimde da¤›l›r: 10 oyu olan ülkeler: Almanya Fransa, ‹talya, ‹ngiltere. 8 oyu olan ülke: ‹spanya. 5 oyu olan ülkeler: Belçika, Yunanistan, Hollanda, Portekiz. 4 oyu olan ülkeler: Avusturya, ‹sveç. 3 oyu olan ülkeler: ‹rlanda, Danimarka, Finlandiya. 2 oyu olan ülke: Lüksemburg. Avrupa Birli¤i Konseyi her üye ülkenin belirli bir konuda görevlendirece¤i bakanlardan oluflmaktad›r. Di¤er taraftan, AB ülkelerinin devlet ve hükümet baflkanlar› 1974 y›l›ndan beri y›lda en az iki kez toplanarak (Avrupa Zirvesi), Avrupa Birli¤i’nin genel politikalar›n› belirlemektedir. Avrupa Birli¤i Konseyi’nde baz› kararlar oybirli¤iyle, baz› kararlar 62 oyla al›nmaktad›r. AB Konseyi’nin kabul etti¤i yönetmelikler tüm ülkelerde derhâl uygulan›r. AB Konseyi’nin kabul etti¤i yö52
nergeler tüm ülkeler için ba¤lay›c›d›r; ancak bunlar›n uygulanmas› ulusal mevzuatta bir düzenleme yap›lmas›yla gerçeklefltirilir. AB Konseyi’nin kararlar› yaln›zca ilgili ülkeyi ba¤lar. AB Konseyi’nin tavsiye ve görüflleri ise ba¤lay›c› de¤ildir.
A v ru p a K o m is y o n u
Avrupa Komisyonu, Avrupa Birli¤i’nin yürütme organ›d›r, hükümetidir. Avrupa Komisyonu’nun 20 üyesi vard›r. Üyeler bu göreve getirildikten sonra kendi ülkeleri ile iliflkilerini keserler. Fransa, Almanya, ‹talya, ‹spanya ve ‹ngiltere’den ikifler, Avrupa Birli¤i’nin di¤er ülkelerinden birer kifli Avrupa Komisyonu’na atan›r. Avrupa Komisyonu’na ba¤l› olarak (Avrupa Birli¤i görevlisi) 16 bin kifli çal›flmaktad›r. Komisyon 20 komiser ve 16 bin personelden oluflur. Mevzuat önerilerini haz›rlayan komisyon AB politikalar›n› yürütür.
A v r up a Pa r l a m en t o s u
Avrupa Birli¤i’nin oluflum sürecinin ilk aflamalar›nda Avrupa Parlamentosu yaln›zca bir dan›flma organ›yd›. Ancak zaman içinde bu rol geliflti. 1986 y›l›ndaki Tek Senet, 1992 y›l›ndaki Avrupa Birli¤i Antlaflmas› ve 1997 y›l›ndaki Amsterdam Antlaflmas› ile Avrupa Parlamentosu’nun sorum53
luluklar›n›n kapsam› geniflletildi ve yetkileri art›r›ld›. Günümüzde yeni üyelerin kabulünde, di¤er ülkelerle ortakl›k anlaflmalar›n›n imzalanmas›nda, bütçenin kabulünde ve benzeri konularda Avrupa Parlamentosu’nun onay› aranmaktad›r. Avrupa Parlamentosu, AB üyesi ülkelerde yap›lan seçimlerde seçilen milletvekillerinden olufluyor. Her ülke 5 y›lda bir nüfusu ile ba¤lant›l› bir say›da milletvekili seçiyor. Avrupa Birli¤i’nin bugünkü üyeleri ve Avrupa Parlamentosu’ndaki temsilci say›lar› (toplam 626) flöyle: Almanya 99, Fransa 87, ‹talya 87, ‹ngiltere 87, ‹spanya 64, Hollanda 31, Belçika, Yunanistan ve Portekiz 25, ‹sveç 22, Avusturya 21, Danimarka 16, Finlandiya 16, ‹rlanda 15, Lüksemburg 6. Parlamento, yasama yetkisine sahiptir. AB bütçesini onaylar.
Avru pa Adal et Di van ›
Avrupa Adalet Divan›, topluluk hukukunun yürütülmesini sa¤lar. Üye devletlerle Avrupa toplulu¤u ve topluluk kurumlar› aras›nda do¤an anlaflmazl›klarda hakemlik yapar. Lüksemburg’da yer alan Avrupa Adalet Divan›’n›n yan› s›ra Strazburg Avrupa ‹nsan Haklar› Divan› ve Avrupa Adalet Divan›’n›n yükünü hafifletmek amac›yla 1989’da kurulan Asliye Mahkemesi de bulunmaktad›r. Bu temel kurumlar›n yan› s›ra Avrupa Birli¤i bün54
yesinde pek çok kurulufl da yer al›r. Bunlar›n bafll›calar›: Avrupa Say›fltay›, Avrupa Yat›r›m Bankas›, Avrupa Merkez Bankas›, Avrupa Denetçili¤i (Ombudsman), Ekonomik ve Sosyal Komite ve Bölgeler Komitesi.
AB’N‹N GELECE⁄‹
Akif Emre, Yönelifl Yay›nlar›’ndan ç›kan Küreselli¤in Fay Hatt› adl› kitab›nda Avrupa Birli¤i’nin sahip oldu¤u avantaj ve handikaplar› flöyle özetler: “Avrupa, gelecekteki siyasal haritas› ne olursa olsun, ortak para birimine geçmekle, 21. yüzy›lda dünyada oluflaca¤› öngörülen alt› nüfuz bölgesinden biri olaca¤›n› flimdiden göstermifltir. Ve bu Birleflik Avrupa’n›n da Amerika’ya rakip güç merkezlerinden biri olaca¤› flimdiden ileri sürülebilir. Ancak, Avrupa Birleflik Devletleri modeli için ayn› fleyi flimdiden rahatl›kla söylemek mümkün de¤ildir. Avrupa’n›n iç çeliflkileri, Birleflik Avrupa hayalinin, Amerika Birleflik Devletleri kadar kolay kurulmayaca¤›n› göstermektedir. Avrupa’n›n bunu aflabilmesi, afl›nmaya u¤rayan, modern dönemin üretti¤i kavramlar›n yerine yeni kavramlar üretilip üretilmeyece¤ine ba¤l›d›r. Uzun süredir, yar›nlara iz b›rakacak çapta düflünür yetifltiremeyen Avrupa düflüncesinin bu t›kan›kl›¤› aflmas› kolay de¤ildir.” 55
Avrupa Birli¤i’nin gelece¤ini ele alan kifliler, Fransa ve Almanya’n›n öncülü¤ünü yapt›¤› çekirdek Avrupa ile Avrupa’n›n flu anki yap›s›na devam etmesini savunan ve ‹ngiltere’nin bafl›nda yer ald›¤› ülkeler aras›ndaki ikilemin, AB’nin gelece¤ini flekillendirece¤ini savunuyorlar. Doç. Dr. Ahmet Çi¤dem, Avrupa’yla ilgili olarak Bielefeld Üniversitesi’nde gerçeklefltirdi¤i çal›flman›n Avrupa Günlü¤ü Dergisi’nin ikinci say›s›nda yay›nlanan girifl yaz›s›nda bu ikilemi flöyle aç›kl›yordu: “Esas yar›lma Avrupa’n›n bir “yer” olarak m›, yoksa “yasa” olarak m› konumland›r›laca¤›na iliflkindir. Sonuçta, Avrupa ad›na konuflmay› ve hareket etmeyi talep eden ittifakla, Avrupa’y› arkas›na alarak hareket etmek isteyen baflka bir ittifak›n Avrupa içerisinde oluflturdu¤u bölünmeyi dikkate almak gerekir. Avrupa’ya iliflkin muhtemel baflka oluflumlar ve sorunlar bu bölünmeden etkilenecektir; hatta deyim yerindeyse, Avrupa’n›n kaderini, Avrupa olarak kaderini bu bölünmenin varolma biçimi belirleyecektir.” ‹brahim Kiras ise Avrupa’da yaflanan ikilemin muhtemel sonuçlar›n› de¤erlendirirken, Türkiye’nin birli¤e üyeli¤i aç›s›ndan da karamsar bir tablo çizmeyi tercih ediyor. Gerçek Hayat Dergisi’nin 13 Aral›k 2002 tarihli nüshas›nda yay›nlanan analizin ilgili bölümü flöyle: “AB içinde orta vadede, Almanya liderli¤inde yeni bir oluflumun 56
gerçekleflmesi, tabiri caizse bir “çekirdek AB”nin ortaya ç›kmas› muhtemel görülmeli. Daha aç›k ifade etmek gerekirse, daha genifl, daha gevflek, daha esnek örgülü bir yap›ya dönüflmüfl olan flimdiki AB içinde hem ekonomik hem de politik anlamda gerçekten birleflmifl “ikinci bir AB” oluflabilir. Türkiye, do¤al olarak bu ikinci örgüt içinde yer alamayacak, ilkinin içine girmifl umdu¤u fayday› sa¤layamayacakt›r. Zaten bu ikinci örgüt içinde ‹spanya, ‹talya, Yunanistan vs.’ de yer alamayacak. Almanya, Fransa, Benelüks ve ‹skandinav ülkeleri d›fl›ndakiler “çekirdek AB”ye bir flekilde ba¤l›l›klar›n› sürdürseler de, Avrupa ölçekli bir BM teflkilât› türünden gevflek yap›l› bir örgüt hâline gelecek olan bugünkü AB’nin üyesi kalacaklar. Avrupa Birleflik Devletleri projesinin bugünkü “genifllemifl” AB yap›lanmas›n› aynen deruhte etmeyece¤i kabul edilirse, bunun bir “çekirdek AB”nin ortaya ç›kmas›yla mümkün olabilece¤i de anlafl›labilir. Demek ki, belki de Türkiye, uzak olmayan bir gelecekte AB üyeli¤ine al›nsa bile ortada bugünkü anlam›yla bir AB kalmayacak.” Durmufl Hocao¤lu da 2023 dergisinin 15 Haziran 2003 tarihli say›s›nda yer alan de¤erlendirmesinde Avrupa Birleflik Devletleri projesinin gerçekleflmesini mukadder bir son olarak görüyor.. Analizinde flunlar› dile getiriyor: “Öncelikle, 57
AB ve gelece¤i hakk›ndaki en genel ve kapsay›c› iki terimden söz etmeliyim: “Avrupa Birleflik Devletleri” (ABD; United States of Europe: USE) ve “Birleflik Devletler Avrupas›” (BDA; United Europe of States: UES). BDA’c›lar, AB’nin nihâî safhas›n›n, ulus–devletlerden oluflmufl siyâsî bir birlik olmas› gerekti¤i fikrini müdâfaa ederken, ABD’ciler ise, tam aksine, AB’nin, hâl–i hâz›rda mevcut olan ulus–devletleri potas›nda eritecek olan çok daha genifl çapl› ve çok daha kapsaml› bir siyasî birlik, bir “uluslar–üstü devlet” olmas› gerekti¤i fikrindedirler. J. Chirac taraf›ndan ortaya at›lan “BDA” tezi, tarihî olarak ikincisine göre daha gençtir ve esas olarak da, ikinci tezi daha ›srarla müdâfaa eden Almanya’ya karfl› gelifltirilmifl tepkici (reaktif) bir tezdir. ABD tezi ise, hem tarihî derinli¤i ve hem de felsefî altyap›s› bak›m›ndan birincisine göre çok daha bâriz üstünlüklere sâhip oldu¤u gibi AB’nin geliflme süreci bak›m›ndan da daha bask›n bir konumda olan bir aktif tezdir. Esâsen, AB’yi yaratan da bu tezdir. Temelleri çok eskilere kadar uzanan; H›ristiyanl›k, Eski Yunan ve Roma gelenekleri ve mîrâs› olarak özetlenebilecek üç ana unsur üzerine müesses “Ortak Avrupal›l›k De¤erleri ve Kimli¤i” üzerine binâ edilmesi düflünülen “Avrupa Birli¤i ‹deali”, bin y›ldan eski bir zamandan beri diri tutulan ve tümenler mesâbesindeki düflünürün 58
adetâ nak›fl nak›fl iflledi¤i son derece sofistike bir fikirdir ve özeti fludur: Bu k›t’a –Churchill’in ifâdesiyle, “H›ristiyan ahlâk›n›n ve H›ristiyan îmân›n›n çeflmesi olan asîl k›t’a”– evlâtlar› aras›nda as›rlarca süren ve bilhassa Ulus–Devletler ça¤›nda daha da fliddetlenen ve hemen hemen hiçbirisinin de di¤erine karfl› tam bir baflar› kazanamad›¤› y›prat›c› harplerle maddî ve mânevî kaynaklar›n› heder etmifl ve hassaten II. Harp’ten sonra adetâ ac›nacak bir sefâlete dûçâr olmufl, prestiji yok olma raddelerine gelmifltir. K›t’an›n bu bölünmüfllük durumu devam etti¤i müddetçe vaz›yetin daha iyiye gitmesi mümkün de¤ildir: Hiçbir Avrupa devleti, Eski’yi tek bafl›na geri getiremez. Avrupa’n›n Roma gibi münkarîz olmamas› ve k›r›lan gücünün, kaybolan haflmetinin ve çi¤nenen onurunun ihyâ edilebilmesi gibi en büyük mes’elenin nas›l halledilece¤i üzerinde ayr›ca düflünmeye hâcet yoktur: Yukar›da zikretti¤imiz Avrupa’n›n aksakall›lar›n›n yaz›p çizdikleri önümüzdedir; buna göre, tek çâre, her bak›mdan kompakt bir hâle gelmifl, “büyük ve birleflik bir Avrupa” inflâ etmektir.”
TÜRK‹YE VE A B
Avrupa Birli¤i Komisyonu’nu, periyodik olarak yapt›rd›¤› yoklamalarla, üye ve aday ülkelerde 59
kamuoyunun AB ile ilgili genel e¤ilimlerini sapt›yor. “Eurobarometer” (Avrupa barometresi) ad›n› alan yoklamalar›n sonuncusunda May›s 2004’te üye olacak 10 aday ülkenin halklar›n›n AB üyeli¤i konusunda artan bir iyimserli¤e sahip oldu¤u ve birbirlerinin üyeli¤ine artan ölçüde destek verdi¤i anlafl›l›yor. Buna karfl›l›k geri kalan üç aday olan Bulgaristan, Romanya ve Türkiye’de, AB üyeli¤ini destekleyenlerin oran› yükseliflini sürdürürken, AB kurumlar›na güven, azalma e¤iliminde. Bu arada, AB hakk›nda en az bilgi sahibi olunan ülkenin Türkiye oldu¤u aç›kça görülüyor: 13 aday ülkede “AB hakk›nda hiçbir fley bilmiyorum” diyenlerin oran› ortalama % 14 iken, Türkiye’de bu oran % 25’e kadar ç›k›yor. Türkiye’de AB üyeli¤ine destek, aday ülkeler ortalamas›n›n üzerinde: AB üyeli¤inin “iyi bir fley” oldu¤unu düflünenler % 67 (ortalama: % 64). Yar›n bir referandum yap›lsa “evet” diyece¤ini söyleyenler % 73 (% 72). AB üyeli¤inin “ülkeye yararl›” olaca¤›n› düflünenler % 75 (% 71). AB üyeli¤inden “kiflisel olarak yararlanaca¤›n›” düflünenler % 67 ile ortalaman›n (% 54) çok üzerinde. Türkiye’de AB kurumlar›na güven duyduklar›n› söyleyenler ise son alt› ayda % 54’ten % 52’ye inerek ortalaman›n (% 61) iyice alt›na düfltü. Türk kamuoyunun AB’nin Türkiye’ye yaklafl›m› konusunda tafl›d›¤› kuflkular, bu sonuçlarda kendini belli ediyor. 60
Bu arada Türkiye’de AB’ye kat›l›m sürecinin yerinde sayd›¤›n› düflünenlerin oran› da son alt› ayda % 27’den % 34’e yükseldi. Aday ülkelerde liderlerin AB üyeli¤i için gereken çabay› gösterdiklerine inananlar, ortalama % 59 iken, bu oran Bulgaristan ve Romanya’dan sonra en düflük Türkiye’de: % 50. AKP hükümetinin, AB reformlar› için gösterdi¤i bütün çabalara ra¤men, halk›n ancak yar›s›ndan geçer not ald›¤› anlafl›l›yor. Aday ülke halklar›, ülkelerinin AB’ye yapaca¤› katk› konusunda o kadar emin görünmüyor. Ülkelerinin olumlu bir katk› yapaca¤›na inananlar›n oran› % 57’yi geçmiyor. % 59 ile Türkler (Polonyal›lar, Romenler ve K›br›sl› Rumlardan sonra) bu aç›dan en iyimser olanlar aras›nda. Aday ülkelerde AB üyeli¤inin ekonomiye büyük bir katk› yapaca¤›n› düflünenlerin oran› % 69, kendilerini “daha kaliteli bir hayat”a kavuflturaca¤›na inananlar›n oran› % 63. Bu oranlar Türkler aras›nda s›ras›yla % 70 ve % 64 ile ortalaman›n biraz üzerinde. AB ile artacak “hayat kalitesi” konusunda K›br›sl› Rumlar, Bulgarlar ve Romenlerden sonra en iyimser Türkler. Ülkelerinin tarihî ve co¤rafî bak›mdan AB üyeli¤ini hak ettiklerini düflünenlerin oran› % 67. Türkler aras›nda bu oran ortalaman›n biraz alt›nda: % 63. AB üyeli¤ini en az hak ettiklerini düflünenler, May›s 2004’te üye olacak Litvanya ve Estonya halklar›. Aday ülke 61
halklar›n›n büyük ço¤unlu¤u (% 69) genifllemenin AB’yi daha da güçlü k›laca¤›na inan›yor. Bu oran Türkler aras›nda en düflük düzeyde; ama yine de hayli yüksek (% 61). Sonuçlar toplu olarak ele al›nd›¤›nda, Türklerin AB konusundaki tav›rlar›n›n öteki aday ülke halklar›ndan büyük farkl›l›k göstermedi¤i görülüyor. Türkler aras›nda AB üyeli¤ine deste¤in ve üyelikten beklentilerin öteki aday ülkelere nazaran biraz daha yüksek, buna karfl›l›k AB kurumlar›na güvenin biraz daha düflük oldu¤u söylenebilir. Ama söz konusu güvensizlik, öteki “bekleyen adaylar” Bulgaristan ve Romanya’da oldu¤undan fazla de¤il. Sonuçlar› Zaman Gazetesi’ndeki köflesinde de¤erlendiren fiahin Alpay’a göre, “Türklerin öteki aday ülke halklar›ndan ciddî bir flekilde ayr›ld›¤› tek husus, AB hakk›nda en az bilgi sahibi olmalar›. Türk toplumunun gerek Brüksel gerekse Ankara taraf›ndan AB konusunda daha çok bilgilendirilmeye gereksinimi oldu¤u apaç›k görülüyor.”
62
‹K‹NC‹ BÖLÜM A VRUPA B‹RL‹⁄‹ YOLUN DA T ÜRK ‹YE
Türkiye’nin, Avrupa Birli¤i’ne girifl maceras› Tanzimat Ferman›’ndan beri (1839) süregelen bat›l›laflma gaye ve çabas›n›n bir uzant›s› olarak uzun süredir gündemimizde yer al›yor. Türkiye’nin, Avrupa Birli¤i (AB) maceras›, Adnan Menderes hükümeti döneminde 31 Temmuz 1959’da ortak üyelik için o zamanki ad› Avrupa Ekonomik Toplulu¤u (AET) olan kurulufla müracaat etmesiyle bafllad›. Türkiye’nin baflvuru sebeplerinin bafl›nda Yunanistan’›n 15 Temmuz 1959 tarihli resmen baflvurusunun arkas›ndan AET d›fl›nda kalma durumunda ülkenin Bat›daki konumunu yitirme olas›l›¤› vard›. Zira bat›l›laflma ile modernleflmenin efl tutulmas› sebebiyle Tanzimat Ferman›’ndan beri Avrupa merkezli bir perspektiften infla edilen politikalar›m›z sonucu özellikle ‹kinci Dünya Savafl›’ndan sonra Türkiye, Avrupa k›tas›nda veya onu merkez alarak kurulan siyasî ve güvenlik oluflumlar›n›n tümüne kat›lmay› amaçlad›. Böylece Türkiye, Avrupa Konseyi, OECD ve NATO’ya girdi. Ayn› neden, Türkiye’yi Avru63
pa’n›n bu en iddial› entegrasyon hareketine karfl› kay›ts›z kalmamaya ve Yunanistan’›n gerisinde kalmamaya sevk etti. Dolay›s›yla, Avrupa ile entegrasyonun, bafllang›çtan itibaren ülkemiz için ekonomik hedeflerden ziyade politik amaçlar› vard›. Avrupa Ekonomik Toplulu¤u’nun (AET) 1958 y›l›nda kurulmas›ndan k›sa bir süre sonra gerçekleflen bu baflvuruya AET taraf›ndan verilen cevapta, Türkiye’nin kalk›nma düzeyinin tam üyeli¤in gereklerini yerine getirmeye yeterli olmad›¤› bildirilerek, tam üyelik koflullar› gerçekleflinceye kadar geçerli olacak bir ortakl›k anlaflmas› imzalanmas› önerildi. Menderes hükümeti, Roma Antlaflmas›’ndan hemen sonra AET’ye -o zamanki tabiriyle “Müflterek Pazar”a- müracaat etti ve 12 Eylül 1963 tarihinde AET ile aram›zda Ankara Antlaflmas› imzaland›. Hemen ertesi gün Ankara’daki Hariciye Köflkü’nde antlaflman›n flerefine verilen ö¤le yeme¤inde zaman›n Baflbakan› ‹smet ‹nönü anlaflmay› flu sözlerle tan›mlam›flt›: “Bugün, Türkiye’yi ebediyen Avrupa’ya ba¤layacak anlaflmay› imzalam›fl bulunuyorsunuz...” Ertesi günkü gazeteler ise olay› daha sonra Avrupa Birli¤i söz konusu oldu¤unda pek çok defa tekrar edecekleri tez canl›l›kla okurlar›na müjdelemifllerdi: “Ortak Pazar’a girdik”. Oysa daha bafllang›c›n bafllang›c› bile ortada yoktur ve Avrupa Birli¤i adl› temcit pilav› sonraki k›rk y›l içinde daha defalarca ›s›t›lacakt›r. Üyelik için 64
gerçeklefltirilen müzakereler 28 eylül 1959’da bafllad›. 21 Ekim 1960 tarihine kadar devam eden görüflmeler sonunda, flu hususlarda anlaflmaya var›ld›: • Ortakl›k iliflkisi, gümrük birli¤i ilkesine dayal› olacak. • Türkiye, AET organlar›nda temsil edilecek. • Türkiye, AET’ye karfl› gümrüklerini 12 ve 24 y›ll›k sürelerde s›f›rlayacak. • Kay›plar›n› karfl›lamak amac› ile Türkiye’ye 200 milyon dolarl›k yard›m verilecek. • Nihaî hedef, toplulu¤a tam üyeliktir. 27 May›s 1960 darbesinden sonra müzakereler kesintiye u¤rad›. Çünkü Fransa Cumhurbaflkan› De Gaulle, Türkiye’deki ihtilâl yönetimi olan Millî Birlik Komitesi’nden; Adnan Menderes, Fatih Rüfltü Zorlu ve Hasan Polatkan’›n idam edilmemesi iste¤inde bulundu. ‹stek uygun görülmeyince De Gauille bask› yapt›, baflar›l› oldu ve Türkiye AET iliflkileri donduruldu. Yap›lan anlaflma hükümsüz kald›. Fransa’n›n vetosu 18 Haziran 1962’de kalkt›. Yeniden bafllayan müzakereler sonunda 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaflmas› imzaland›. Anlaflma ile ortakl›k süreci bafllat›ld›. Bu geliflmeler kamuoyuna “AET’ye girdik” müjdesi fleklinde yans›t›ld›. Oysa daha afl›lmas› gereken çok yol, engel vard›. 65
Ankara Anlaflmas›’n›n önsözünde Türk halk›n›n yaflam standard›n›n yükseltilmesi amac›yla Avrupa Ekonomik Toplulu¤u’nun sa¤layaca¤› deste¤in ileriki bir tarihte Türkiye’nin toplulu¤a kat›lmas›na yard›mc› olaca¤› belirtilmekteydi. 28. maddede ise, “Anlaflman›n iflleyifli, toplulu¤u kuran antlaflmadan do¤an yükümlülüklerin tümünün Türkiye taraf›ndan üstlenebilece¤ini gösterdi¤inde, akit taraflar, Türkiye’nin toplulu¤a kat›lmas› olana¤›n› incelerler.” denmekteydi. Yani Ankara Anlaflmas› uyar›nca kurulan Türkiye-AB ortakl›k iliflkisinin nihaî hedefi, Türkiye’nin toplulu¤a tam üyeli¤iydi. Ankara Anlaflmas›, 1 Aral›k 1964’te yürürlü¤e girdi. Anlaflmaya göre Türkiye, üç safhan›n sonunda düzenlenecek inceleme raporuna göre AET üyesi olabilecekti. 1- Haz›rl›k Dönemi: Befl y›l olan bu dönem, uzatma hâlinde on y›la ç›kart›labilir. Bu dönemde AET, Türkiye’ye 175 milyon dolarl›k kredi açacakt›. 2- Geçifl Dönemi: On iki y›ld›. Bu süre içerisinde Türkiye, gümrük vergisi oranlar›n› AET ülkeleriyle uyumlu hâle getirecek ve sürenin sonunda Türk ifl gücüne Avrupa’da serbest dolafl›m hakk› tan›nacakt›. 3- Son Dönem: Sa¤lanan geliflmeler AET taraf›ndan incelenecek, rapor düzenlenecek ve rapor, 66
AET’nin yetkili organlar›nda görüflülüp karara ba¤lanacakt›. Bu ifller için belirlenen süre, uzatmalar hariç, befl y›ld›. Haz›rl›k dönemi, 1 Aral›k 1964’te bafllad›. 1969’da bitmesi gerekirken dört y›l uzat›ld›, 1973’te sona erdi. Söz verilen 175 milyon dolarl›k kredinin yar›s›na yak›n bölümü al›nabildi. Al›nan para, Keban Baraj›, Bo¤aziçi Köprüsü ve Gökçekaya Baraj› projelerinde kullan›ld›. Avrupa Toplulu¤u (AT) ile Türkiye’nin ortakl›k iliflkisini belirleyen Ankara Anlaflmas›, Yunanistan’›n toplulukla yapt›¤› ortakl›k anlaflmas›ndan ve, daha sonra yap›lan ortakl›k anlaflmalar›ndan farkl› olarak, ortak üyeli¤i, tam üyeli¤e yönelik bir süreç olarak öngörür. Bu tutum, So¤uk Savafl döneminde iki ülkenin siyasî ve ekonomik istikrar›na, stratejik a¤›rl›klar› do¤rultusunda verilen önemi göstermektedir. Ankara Anlaflmas›, “haz›rl›k”, “geçifl” ve gümrük birli¤inin gerçekleflece¤i “nihaî aflama” olarak üç dönem kabul etti. Haz›rl›k aflamas› nisbeten sorunsuz geçti ve Türkiye geçifl aflamas›n› bafllatmak için May›s 1967’de toplulu¤a müracaat etti. Gümrük birli¤i iliflkisinin önem kazanmaya bafllad›¤› bu ikinci aflamaya esas teflkil eden Katma Protokol, Ortakl›k Konseyi’nde, Temmuz 1970’te kabul edildi. Katma Protokol’ün yürürlü¤e girme 67
ve uygulanma süreçleri ise, Türkiye ile Avrupa Toplulu¤u iliflkilerinde sorunlar›n artt›¤› bir döneme rastlad›. Zira, So¤uk Savafl’ta “yumuflama” dönemine geçilmesiyle birlikte, Avrupa’n›n uluslararas› olaylara bak›fl›nda güvenlik endiflelerinden ziyade iktisadî konular ve demokratikleflme a¤›rl›k kazanmaya bafllad›. 1970’li y›llarda Türkiye’yi etkileyen iç ve d›fl dinamikler, ülkemizin Avrupa Toplulu¤u’nun evrimine uyum sa¤lamas›n› zorlaflt›rd›. Gerek Ankara Anlaflmas› gerek Katma Protokol öngörüldü¤ü flekilde uygulanamad›. Bunun sorumlulu¤unu Türkiye ile topluluk aras›nda paylaflt›rmak gerekir. Ülkemiz 1970’li y›llarda içinde bulundu¤u ekonomik krizler ve baz› siyasî tercihlerle Katma Protokol’den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaç›nd›. O tarihlerde yayg›n olan kanaat, AET ile iliflkinin bir çeflit sömürü düzeni kurmakta oldu¤u, pazar›m›z› topluluk ürünlerine açman›n sanayileflmemizi ve kalk›nmam›z› baltalayaca¤›, dolay›s›yla koruma duvarlar›n›n muhafaza edilmesi gerekti¤i yolundayd›. Baflka bir deyimle, AB ile ortakl›k iliflkimizin ve gümrük birli¤inin temsil etti¤i kalk›nma modeli d›flar›ya aç›k, bütünleflmeyi öngören bir model iken, 1970’li y›llar›n tamam› boyunca bu modelin tam tersini sembolize eden içe dönük, ithalat ikamesine dayal› politikalar uyguland›. Türkiye kendi 68
yükümlülüklerini yerine getirmemeye ve toplulukla iliflkilere so¤uk bakmaya bafllay›nca, topluluk da kendi yükümlülüklerini aksatmaya bafllad› ve ortakl›k iliflkisinin gelifltirilmesi istikametinde çaba harcamaktan kaç›nd›. Avrupa Toplulu¤u’nun siyasî ve iktisadî dinamikleri ile Türkiye’nin öncelikleri aras›nda 1970’li y›llarda ortaya ç›kan farkl›laflma, Türkiye’nin bat›l›laflma ve kalk›nma projeleri aras›ndaki dengenin giderek kalk›nma-sanayileflme boyutu lehine de¤iflmesi fleklinde tezahür etti. Türkiye, Katma Protokol’de öngörülen gümrük birli¤ine geçifl sürecinin k›sa oldu¤unu, bu durumun sanayileflmesini ve ithal ikamesine dayal› kalk›nma stratejisini olumsuz yönde etkileyece¤ini düflündü. Netice itibar›yla Türkiye, 1978 y›l›nda AT’den gümrük birli¤i iliflkisinin gözden geçirilmesini talep etti ve befl y›ll›k ek bir süre istedi. Böylece, Türkiye ve Yunanistan’›n toplulukla o zamana de¤in eflit ve dengeli flekilde yürüyen iliflkileri farkl›laflmaya bafllad›.
1 2 E Y L ÜL SO N RA S I
Avrupa Toplulu¤u’nun demokratikleflme ve insan haklar› alanlar›ndaki görüflleri, 1970’li y›llarda flekillendi. Topluluk, üyelik müracaatlar›n› da -iktisadî kriterlerin ötesinde- siyasî mülâhazalar ›fl›69
¤›nda de¤erlendirme e¤ilimine girdi.1980’li y›llarda, Avrupa Toplulu¤u’yla iliflkilerimizde demokrasi ve insan haklar› konular› ön plana ç›kt›. Türkiye’de insan haklar›n›n durumu hakk›nda raporlar haz›rlanmaya baflland›. Böylece, bafllang›çta sadece ekonomik olan sorunlar, 12 Eylül döneminde ve Yunanistan’›n 1980’de toplulu¤a tam üye olmas›yla siyasî boyutlar da kazanmaya bafllad›. Toplulukla, Türkiye’nin iliflkileri donduruldu ve malî iflbirli¤ine son verildi. Katma Protokol’ün ise sadece ticarî hükümleri ifllemeye devam etti; di¤er bütün hükümleriyse at›l kald›. 1983 y›l›nda Türkiye’de sivil idarenin yeniden kurulmas› ve 1984 y›l›ndan itibaren ithal ikamesi politikalar›n› h›zla terk ederek, d›fla aç›lma sürecini bafllatmas›, iliflkileri yeniden canland›rd›. 1984 y›l› itibar›yla topluluk, -demokrasi alan›ndaki hassasiyetinden taviz vermeksizin- Ortakl›k Anlaflmas›’n› canland›rma aray›fl›na girdi. Ancak, toplulu¤a 1981 y›l›nda tam üye olan Yunanistan, iliflkilerin normalleflmesini engelledi. 1985’e gelindi¤inde serbest dolafl›m hakk› kulland›r›lmad›. Son dönem, 1986’da bafllad›. Türkiye’nin 14 Nisan 1987’de yapt›¤› tam üyelik baflvurusu, Yunanistan faktörü ile toplulu¤un reform çal›flmalar›n›n a¤›rl›k kazand›¤› bir döneme rastlam›flt›r. AT Komisyonu, bu müracaat›m›za 1989 y›l›nda verdi¤i cevapta, Türkiye’nin AT’ye tam üyelik konu70
sundaki ehliyetini teslim etmekle birlikte, toplulu¤un derinleflme ve müteakip geniflleme sürecinin tamamlanmas›n›n beklenmesini, bu arada da gümrük birli¤inin tamamlanmas›n› önermifltir. Bu geliflmenin hemen ard›ndan, toplulu¤un amac›ndan de¤ilse bile ad›ndan “ekonomi” kelimesi ç›kart›ld›. Organizasyon, Avrupa Toplulu¤u - (AT) olarak an›ld›. 09-10 Aral›k 1991’de Maastricht’te yap›lan toplant›da, organizasyonun ad› tekrar de¤iflti. “Topluluk” kelimesi, gevflek bir beraberlik kavram›n› ça¤r›flt›r›yordu. Amaç, böyle bir beraberlik de¤ildi. Bu sebeple Avrupa Birli¤i - (AB) ismi benimsendi. Sözü edilen toplant›da, isim de¤ifltirmekle yetinilmedi, üye ülkeler aras›nda: • Euro denilen tek para biriminin kullan›lmas› • Tek merkez bankas› kurulmas›, • Tek ordu oluflturulmas›, • Ortak vize uygulanmas›, kararlaflt›r›ld›. Geliflmelerin bu noktas›nda, Anayasam›z›n 90. maddesi gere¤inin yap›lmas› gerekiyordu. Maddede, “Türkiye Cumhuriyeti ad›na yabanc› devletlerle ve milletleraras› kurulufllarla yap›lacak anlaflmalar›n, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) taraf›ndan ç›kar›lacak bir kanunla geçerli olabilece¤i” amir hükmü yer al›yordu. Bu hük71
me uyulmad›. Norveç, kendi anayasas›nda yer alan benzer bir hükmü uygulad›, referanduma gitti ve referandum sonunda AB d›fl›nda kalmay› tercih etti. ‹ki y›l süren müzakereler sonunda 5 Mart 1995 tarihinde yap›lan Ortakl›k Konseyi toplant›s›nda al›nan karar uyar›nca, Türkiye ile AB aras›ndaki Gümrük Birli¤i 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlü¤e girdi. Türkiye, kendisini AB geniflleme sürecinden d›fllayan Gündem 2000’e karfl›, 12-13 Aral›k 1997’deki Lüksemburg Zirvesi’nde tavr›n› ortaya koydu. Zirvenin Sonuç Bildirisi’nde bu talep, “Türkiye’nin tam üyeli¤e ehliyeti bir kez daha teyit edilmifltir.” aç›klamas› ile karfl›land›. 15-16 Haziran 1998’deki Cardiff Zirvesi’nde de Türkiye’nin konumu “üye aday›” statüsüne getirildi. Daha sonra, 10-11 Aral›k 1999’da Helsinki’de yap›lan AB Devlet ve Hükümet Baflkanlar› Zirvesi’nde de oybirli¤i ile “AB’ye aday ülke” olarak kabul ve ilân edilerek di¤er aday ülkelerle eflit konumda olaca¤› aç›k ve kesin bir dille belirtildi.
UY UM P A KE T L E R ‹
1999 Helsinki Zirvesi’nden sonra geçen üç y›ll›k dönem içinde 2002 senesi Türkiye – AB iliflkileri aç›s›ndan en hareketli y›llardan biri oldu. 2000 ve 2001 y›llar›ndaki haz›rl›k ve geliflme safhala72
r›ndan sonra 2002 y›l› özellikle siyasî kriterler aç›s›ndan eylem y›l› olmufltur. Bir yandan Türkiye’de reform hareketleri h›zland›, di¤er taraftan aral›k ay›nda Kopenhag’da yap›lan zirvesi için yo¤un bir faaliyet yap›ld›. Kabul edilen ilk uyum yasas› paketiyle, Türk Ceza Yasas›, Terörle Mücadele Kanunu, DGM Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu gibi yasalar›m›zda önemli de¤ifliklikler yap›ld› (6 fiubat). Kabul edilen ikinci uyum yasas› paketiyle de, Siyasi Partiler, Bas›n, Dernekler, Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri, DGM, Jandarma ve ‹l ‹daresi yasalar›nda, siyasî kriterler alan›ndaki taahhütlerimiz do¤rultusunda, önemli ad›mlar at›lm›flt›r ( 22 Mart). TBMM’nin kabul etti¤i üçüncü uyum yasas› paketiyle, ölüm cezas› savafl ve yak›n savafl tehdidi hâlleri d›fl›nda Türk hukuk sisteminden ç›kar›lm›flt›r. Türk vatandafllar›n›n günlük yaflamlar›nda geleneksel olarak kulland›klar› farkl› dil ve lehçelerde yay›n yap›lmas› ve bunlar›n ö¤renilmesi önündeki hukukî engeller kald›r›lm›flt›r. Bas›n suçlar›na iliflkin hapis cezalar› para cezas›na çevrilmifltir. Az›nl›k vak›flar›na iliflkin tafl›nmaz mal rejimi, daha liberal bir hâle getirilmifltir. ‹fade özgürlü¤ü kapsam›ndaki elefltiri hakk›na aç›kl›k kazand›r›lm›flt›r. Göçmen kaçakç›l›¤› suçu Türk Ceza Kanunu kapsam›na al›nm›flt›r. Dernek ve vak›flar›n faaliyetleri kolaylaflt›r›lm›flt›r (3 73
A¤ustos). Ekonomik kriterler bak›m›ndan, kamu maliyesi ve bütçe uygulamalar›n›n basitlefltirilmesine ve bütçe denetiminin güçlendirilmesine yönelik ad›mlar sürdürülmüfltür. Yürürlü¤e konan, Kamu Finansman› ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakk›nda Kanun ile, devletin iç ve d›fl borçlanmas›na, hibe almas›na, borç ve hibe vermesine, nakit yönetiminin maliye ve para politikalar› ile koordineli bir flekilde yürütülmesine yönelik esaslar düzenlenmifltir. Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile, vergi sistemi basitlefltirilmifl ve Avrupa Birli¤i müktesebat›na tam uyum sa¤lanm›flt›r. Bankac›l›k sektörünün güçlendirilmesine yönelik yasal düzenlemelere, malî durumlar› bozulan bankalar›n tasfiyesine devam edildi; ç›kar›lan Malî Sektöre Olan Borçlar›n Yeniden Yap›land›r›lmas› Hakk›nda Kanun ile, finansal darbo¤az yaflayan reel sektörün rahatlat›lmas› ve katma de¤er yaratmaya devam edebilmeleri hedeflendi. Uluslararas› standartlar› büyük ölçüde yans›tan Devlet ‹hale Kanunu ç›kar›ld›. Kanunda bilâhare yap›lan revizyon ile, ilân süreleri ve ihale eflikleri AB normlar›na yak›n hâle getirildi; kanunun yürürlü¤e girifli için gerekli uygulama yönetmelikleri tamamland›. Bunlar›n d›fl›nda, yabanc›lar›n çal›flma izinlerine, do¤rudan yabanc› yat›r›mlar›n teflvikine, fikrî mülkiyet haklar›n›n korunmas›na iliflkin uluslararas› sözleflmelere taraf olunmas›na, devlet yard›mlar›n›n AB normla74
r›na uyumlaflt›r›lmas›na iliflkin önemli kanun tasar›lar› haz›rland›. AB, malî iflbirli¤inin daha etkin ve düzenli ifllemesi için gerekli olan iç düzenlemeleri büyük ölçüde gerçeklefltirmifltir. Art›k Türkiye-AB malî iflbirli¤inde de, PHARE prosedürleri uygulanmaktad›r. 2002 y›l› MEDA yard›mlar› ba¤lam›nda 126 milyon Euro tutar›ndaki AB hibesi projelere ba¤land›. 2003 y›l›nda tahsis edilecek 145 milyon Euro’ya dair programlama çal›flmalar› da bafllad›. Yürürlü¤e konulan yakalama, gözalt›na alma ve ifade alma; Türk vatandafllar›n›n günlük yaflamlar›nda geleneksel olarak kulland›klar› farkl› dil ve lehçelerin ö¤renilmesi; cemaat vak›flar›n›n tafl›nmaz mal edinmeleri ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunmalar›; ‹çiflleri Bakanl›¤› ‹ller ‹daresi Genel Müdürlü¤ü Dernekler Daire Baflkanl›¤›; Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Kanununun Uygulanmas› Yönetmelikleri ile cezaevi reformu ba¤lam›nda bir dizi Adalet Bakanl›¤› genelgesinin yay›nlanmas›yla birlikte, ikincil mevzuat yürürlü¤e konuldu (Eylül – Ekim). Türkiye ‹lerleme Raporu ve Strateji Belgesi AB Komisyonu taraf›ndan yay›nland› (9 Ekim). Diyarbak›r ve fi›rnak’ta geçerli ola¤anüstü hâl uygulamas› sona erdi (30 Kas›m). 3 Aral›k tarihinde TBMM’ye dördüncü uyum yasas› paketi sevk edildi. Bu pakette, iflkenceyle mücadele, ifade, bas›n ve dernek özgürlü75
¤ü, gözalt› koflullar›na iliflkin çeflitli yasa maddeleri yeniden düzenlenmekte; Siyasî Partiler Kanunu ile Milletvekili Seçim Kanunu, 2001 y›l›nda yap›lan anayasa de¤iflikli¤iyle uyumlu hâle getirilmekte; gayr-i müslim cemaat vak›flar›n›n tafl›nmaz mal edinmelerini daha da kolaylaflt›rmak amac›yla Vak›flar Kanunu’nda ilâve bir de¤ifliklik yap›lmaktad›r. 4 Aral›k tarihinde TBMM’ye gönderilen 5. uyum paketinde ise daha önce mevzuat›m›za dahil edilmifl bulunan Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi kararlar› ›fl›¤›nda yarg›laman›n yenilenmesine iliflkin düzenlemenin kapsam›n›n geniflletilmesi hedeflenmifltir. Böylece, Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi kararlar› bak›m›ndan, yarg›laman›n yenilenmesi yoluna gidilmesi kolaylaflt›r›lm›fl, ayr›ca bugüne kadar kesinleflmifl kararlar da yarg›laman›n yenilenmesine iliflkin düzenleme kapsam›na al›nm›flt›r.
KOPEN HA G’DAN GELEN H AB ER
AB Kopenhag Zirvesi 12-13 Aral›k 2002 tarihlerinde gerçeklefltirildi. Türkiye aç›s›ndan bu zirve, kendisine adayl›k statüsü verildi¤i Helsinki Zirvesi kadar büyük önem tafl›d›. Çünkü, Kopenhag Zirvesi’nde, ülkemizle 2003 y›l›nda üyelik müzakerelerine bafllanmas›na iliflkin kesin bir tarihin 76
kararlaflt›rmas› hedeflendi. AB Konseyi’nin Türkiye hakk›nda ald›¤› karar bu aç›dan beklentilerimizi tam olarak karfl›lamad›. Zirvede AB, 2004 Aral›k ay›nda, komisyonun haz›rlayaca¤› rapor ve öneriler do¤rultusunda Türkiye’nin Kopenhag siyasî kriterlerini yerine getirdi¤ine kanaat getirdi¤i takdirde, gecikmesiz olarak üyelik müzakerelerini açmay› taahhüt etti. Kopenhag Zirvesi’nde Türkiye hakk›nda al›nan di¤er kararlar, önerilenler flöyledir: • Gözden geçirilmifl Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi’nin haz›rlanmas› • Müktesebat uyum “legislative scrutiny” bulunmas› • Gümrük Birli¤i’nin gelifltirilip, derinlefltirilmesi • Malî iflbirli¤inin önemli miktarda art›r›lmas› • Ülkemize verilecek malî yard›mlar›n kat›l›m bafll›kl› bütçe kalemine al›nmas›.
A B’Y E SUN ULA N PR OGR A M
‹lki 2001 y›l›nda haz›rlanan ve bu y›l üçüncüsü Yüksek Planlama Kurulu’nca (YPK) onaylanmas›n›n ard›ndan D›fliflleri Bakanl›¤› arac›l›¤›yla 15 A¤ustos tarihinde AB Komisyonu’na iletilen program›n yap›sal reformlar bölümünde, öncelikle 77
özellefltirme ele al›n›yor. 2003 y›l›n›n Ocak-Temmuz döneminde sat›fl ve devir ifllemleri tamamlanarak 65.6 milyon dolarl›k özellefltirme gerçeklefltirildi¤i belirtilirken, bu dönemde sat›fl veya devri gerçeklefltirilen ve imza aflamas›nda olan özellefltirme uygulamalar›n›n toplam›n›n 179.7 milyon dolar› buldu¤u ifade ediliyor. Programa göre, y›l sonuna kadar, THY, Tekel ve yüzde 65.76 kamu hissesi bulunan TÜPRAfi gibi sektöründe tekel niteli¤ini haiz kurulufllar›n özellefltirilmesi hedefleniyor. Türk Telekom’un özellefltirme stratejisinin 31 Ekim 2003 tarihine kadar onaylanmas› öngörülüyor. Özellefltirme kapsam›na al›nan elektrik üretim ve da¤›t›m tesislerinin 2003 y›l› sonuna kadar özellefltirme program›na al›nmas› bekleniyor. Ayn› flekilde Türkiye fieker Fabrikalar›’n›n da bu y›l sonuna kadar programa al›nmas› planlan›yor. Programa göre, 2003-2006 döneminde, sermaye piyasalar›nda arz ve talebin art›r›lmas›na, bu piyasalara olan güvenin kal›c› hâle getirilmesine, piyasalar›n daha modern bir yap›ya kavuflturulmas›na ve bu piyasalarda gözetim etkinli¤inin art›r›lmas›na yönelik çal›flmalara h›z verilecek. Bu çerçevede, bireysel emeklilik fonlar›na iliflkin baflvurular›n sonuçland›r›lmas› ve gözetim sistemlerine iliflkin süreçlerin 2003 y›l›nda bitirilmesi planlan›yor. Vadeli ifllem ve opsiyon borsa78
s› ile küçük ve orta boy iflletmelere (KOB‹) yönelik piyasan›n faaliyete geçirilmesi için gerekli haz›rl›klar›n 2003-2004 döneminde tamamlanmas› hedefleniyor. SPK’n›n muhasebe standartlar›n›n, AB mevzuat› ve uluslararas› muhasebe standartlar› ile tam uyumunun sa¤lanmas› amac›yla haz›rlanan tebli¤in bu y›l yay›nlanmas› bekleniyor. Sermaye piyasalar›na iliflkin mevzuat›n AB mevzuat›na uyumlaflt›r›lmas› çal›flmalar›n›n 20032005 döneminde tamamlanmas› planlan›yor. KOB‹’lere ve bireysel giriflimcilere yönelik e¤itim, proje finansman, organizasyon, pazarlama ve teknoloji alan›nda sa¤lanan desteklerin daha da art›r›lmas› öngörülüyor. Türkiye-AB malî iflbirli¤i kapsam›nda Aktif ‹stihdam Programlar› Projesi’nin ihale süreci tamamlan›rken, toplam maliyeti 50 milyon Euro olan projeye 2003 y›l› Eylül ay›nda bafllanacak. Malî iflbirli¤i çerçevesinde ‹flçi Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Merkezi’nin kurumsal kapasitesinin gelifltirilmesini amaçlayan ve AB Komisyonu taraf›ndan kabul edilen proje de bafllat›l›p, 2005 y›l›nda tamamlanacak. Kamu hizmetlerinin etkin, fleffaf ve kat›l›mc› flekilde sunulmas› için gerekli yasal ve kurumsal ortam›n oluflturulmas›na yönelik kapsaml› bir Kamu Yönetimi Reformu gerçeklefltirilmesinin öngörüldü¤ü belirtilen programda, bu çerçevede yap›lacaklar s›raland›. Buna göre, Kamu Yöneti79
mi Temel Kanunu ç›kar›lacak; Devlet Personel Rejimi Reformu gerçeklefltirilecek; Yerel Yönetimler Reformu kapsam›nda, yerel yönetimler, merkezî idarenin belirleyece¤i ilke ve standartlara ve planlara uygun olarak, yerel ihtiyaçlar›n karfl›lanmas› konusunda kendi kararlar›n› alan, kaynaklar›n› oluflturan ve projelerini uygulayan ça¤dafl idarî birimler olarak yeniden yap›land›r›lacak, bölgesel kalk›nma ajanslar› kurulacakt›r. Kamu Malî Yönetim ve Kontrol Kanunu ile K‹T’lerin yeniden yap›land›r›lmas› ve yönetiflim çerçevelerinin güçlendirilmesine iliflkin yasal düzenlemelerin de 2003 y›l› içinde yasalaflmas›n›n beklendi¤i vurguland›. Tar›m alan›nda bafllat›lan reformlar ve ekonomik istikrar›n sa¤lanmas› ile birlikte AT Ortak Tar›m Politikalar›’na uyumu mümkün k›lacak di¤er tar›msal programlar belirlenerek uygulanacak. Programa göre, bir y›l içinde, AB’nin k›rsal kalk›nma politikas›n› dikkate alan bir ulusal k›rsal kalk›nma stratejisi belirlenecek. Programda, okul öncesi e¤itimde okullaflma oran›n›n AB ülkelerindeki seviyelere ulaflt›r›lmas›n›n amaçland›¤› belirtilirken, MEDA Program›’ndan finanse edilen 100 milyon Euro tutar›ndaki Temel E¤itimin Desteklenmesi Projesi’nin 2003-2007 y›llar› aras›nda gerçeklefltirilmesinin planlad›¤› ifade edildi. ‹lkö¤retimde, finansman› Dünya 80
Bankas› taraf›ndan sa¤lanan 600 milyon dolar tutar›ndaki Temel E¤itim Projesi kapsam›nda okullaflma oran›n›n yüzde yüze ulaflt›r›lmas› amaçlan›rken, Temmuz ay› itibar›yla 225 milyon dolar harcand›. Projenin 2006 y›l› sonunda tamamlanmas› öngörülüyor. Ortaö¤retimde, AB’nin katk›s›yla bafllat›lan ve 58.2 milyon Euro bütçeye sahip Mesleki E¤itim ve Ö¤retim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi’nin de befl y›lda tamamlanmas› hedefleniyor. Yüksekö¤retimde ise Yüksekö¤retim Kanunu’nun de¤ifltirilmesine iliflkin çal›flmalar›n y›l sonu itibar›yla tamamlanmas› hedefleniyor. Temel sa¤l›k hizmetlerinin gelifltirilmesi kapsam›nda ise Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n yeniden yap›land›r›lmas›, devlet, sigorta ve kurum hastanesi ayr›m›n›n kald›r›larak tüm hastanelerin tek çat› alt›nda toplanmas› öngörülüyor. Ayr›ca hastanelerin idarî ve malî yönden özerk bir yap›ya kavuflturulmas›, özel sektörün sa¤l›k alan›nda yat›r›m›n›n özendirilmesi de hedefleniyor. Telekomünikasyon sektörünün düzenlenmesi ve serbestlefltirilmesi amac›yla bafllat›lan çal›flmalar devam ederken, bu alandaki mevzuat›n da¤›n›k yap›s›n›n ortadan kald›r›lmas› ve sektörün ihtiyaç duydu¤u düzenlemelerin yap›lmas› amac›yla bir çerçeve kanunun haz›rl›k çal›flmalar›na baflland›. Kanuna iliflkin çal›flmalar›n bu y›l sonunda ta81
mamlanmas› bekleniyor. Ulaflt›rma sektöründe ise Devlet Demiryollar›’n›n yeniden yap›land›r›lmas› öncelikli reform alanlar›ndan biri olarak gösterilirken, geçen y›l haz›rlanan Demiryolu Kanun Tasar›s› tasla¤›n›n AB mevzuat› da dikkate al›narak yeniden düzenlendi¤i ifade edildi. Elektrik sektörünün özellefltirilmesine yönelik çal›flmalar›n devam etti¤i, do¤algaz sektöründe ise piyasan›n iflleyiflinde ana unsurlar› oluflturan lisans, tesisler, iletim, da¤›t›m ve müflteri hizmetleri gibi konularda yönetmelikler haz›rlanarak yürürlü¤e konuldu¤u belirtildi. Güneydo¤u Avrupa ülkeleri ile elektrik ve do¤algaz ba¤lant›lar›n›n kurulmas› konusundaki çal›flmalar›n sürdürüldü¤ü de vurguland›. Enerji Piyasas› Düzenleme Kurumu’nun kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesine iliflkin efllefltirme projesinin AB taraf›ndan finanse edilmesinin kabul edildi¤i hat›rlat›l›rken, projenin Ekim ay›nda bafllat›lmas›n›n öngörüldü¤ü ifade edildi. 2002 Aral›k ay›nda Kopenhag flehrinde toplanan AB Konseyi, Aral›k 2004’te komisyonun raporu ve tavsiyesi do¤rultusunda Türkiye’nin Kopenhag siyasî kriterlerini yerine getirdi¤inin kabul edilmesi durumunda üyelik müzakerelerinin gecikmeksizin bafllat›lmas› karar›n› ald›. Bu karar Türkiye’nin beklentilerinin alt›nda kalmas›na ra¤men, üyelik müzakerelerinin bafllat›labilece¤i net bir tarih te82
lâffuz etmesi bak›m›ndan önemli bir aflama teflkil etti. Türkiye 2003 y›l›na siyasî kriterlerle ilgili bütün düzenlemeleri bir an önce hayata geçirme ve müzakerelere en geç 2004 y›l›nda bafllama kararl›l›¤›yla girdi. Bu çerçevede arka arkaya bir dizi önemli mevzuat de¤ifliklikleri yap›ld›. Türkiye’de mevzuat›n Kopenhag siyasî kriterlerine göre yeniden düzenlenmesi amac›yla bafllat›lan çal›flmalar, TBMM’de arka arkaya kabul edilen uyum paketleri yoluyla yap›la geldi. 2003 y›l›n›n ilk 7 ay›nda, dördüncü, beflinci, alt›nc› ve yedinci uyum paketleri TBMM’den geçti. Bunlar k›saca flöyle: 2 Ocak günü kabul edilen 4. uyum paketinde, gözalt› koflullar›n›n iyilefltirilmesi ve iflkenceyle mücadeleye etkinlik kazand›r›lmas› amac›yla çeflitli kanunlarda de¤ifliklikler yap›ld›. Ayr›ca, örgütlenme özgürlü¤ü gelifltirildi. Cemaat vak›flar›n›n mülk edinmesi kolaylaflt›r›ld›. 23 Ocak günü kabul edilen 5. uyum paketinin en önemli unsurunu, Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi kararlar› uyar›nca, Türkiye’de yarg›n›n yeniden yap›lmas›n›n önünün aç›lmas› oluflturdu. 19 Haziran günü kabul edilen 6. uyum paketinde Terörle Mücadele Kanununun 8. maddesi kald›r›ld›. Günlük yaflamda kullan›lan farkl› dil ve lehçelerde yay›n yap›lmas› imkân›n›n hem kamu hem özel televizyonlarda sa¤lanmas› yasal güvenceye kavuflturuldu. Dinî ibadet yerlerinin 83
aç›lmas› kolaylaflt›r›ld›. Töre cinayetlerinde indirim öngören yasal düzenlemeler kald›r›ld›. 30 Temmuz günü kabul edilen 7. uyum paketinde, Milli Güvenlik Kurulu’nun bir dan›flma organ› niteli¤iyle uyumlu hâle getirilmesi do¤rultusunda MGK kanunda de¤ifliklikler yap›ld›. Bu çerçevede MGK genel sekreterinin görev ve yetkileri yeniden düzenlendi. Pakette ayr›ca, iflkence davalar›na iliflkin ifllemlerin “acele” ve “öncelikli” olarak görülmesi, davalar›n 30 günden daha uzun bir süre ertelenmemesi, davalara adli tatilde de devam edilmesi yolunda yasal de¤ifliklikler yap›ld›. Farkl› dil ve lehçelerin özel dershanelerde ö¤retilebilmesine iliflkin düzenlemeler yap›ld›. 2002 Aral›k ay›ndaki Kopenhag Zirvesi kararlar› uyar›nca, komisyon taraf›ndan Türkiye için haz›rlanan “Gözden Geçirilmifl Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi” AB konseyi taraf›ndan 14 Nisan 2003 tarihinde kabul edildi. Sözkonusu belgede, siyasî kriterlere uyum için öngörülen süre, Kopenhag kararlar›yla uyumlu olacak flekilde 2004 sonu olarak belirlendi.
TÜRK‹YE A B’N‹N NERES‹N DE?
Oxford Üniversitesi’nde profesör ve Yunanistan D›fliflleri Bakan› Yorgos Papandreu’nun dan›flman› olan Kalipso Nikolaydis’le Oxford Üniversite84
si’nde araflt›rmac›l›k yapan Gilles Bertrand’›n beraberce kaleme al›p bizde de Radikal Gazetesi’nde 13 May›s 2003’te tercümesi yay›nlanan makale, Avrupa’n›n Türkiye’ye bak›fl biçimlerini özetleyen bir yap›ya sahip. Makaleye göre Türkiye’nin, Avrupa Birli¤i’ndeki gelece¤ine iliflkin fikirleri üç bafll›k alt›nda toplamak mümkün. 1) Üye olmas›n, çünkü Türkiye, Avrupal› de¤il. Hem kültürü farkl› hem de Müslüman; ayr›ca böyle bir üyelik, Türkiye’nin büyüklü¤ü, nüfusu ve geliflme düzeyi aç›s›ndan da birli¤e çok ciddî sorunlar ç›kartacak. Stratejik önemine istinaden ona gerçek bir ‘ortakl›k’ teklif edelim. Avrupa’daki Hristiyan demokratlar›n yan› s›ra, çok say›da sosyal demokrat ve federalistin görüflü böyle. 2) Türkiye, Avrupal› olmad›¤› hâlde birli¤e al›ns›n. Türkiye’nin Avrupal›l›¤› sorguland›¤›nda, bu kimlik kayg›lar›na karfl› denge oluflturacak yeterli miktarda jeostratejik, ekonomik ve politik kan›t gösterilebilir. Parola: Türk demokratlar›n flevkini k›rmayal›m. K›sa vadede güçlü bir iflbirli¤i kurmak için ilk aflamalara geçelim, ama üyelik sözünü, uzun vadede verelim -en az›ndan bir nesil geçsin. Bu da liberaller ve sosyal demokratlardan bir k›sm›n›n, ayr›ca ‘Uluslar Avrupas›’ partizan› baz› egemenlikçilerin durufludur. 3) Üyeli¤inin önündeki tüm somut engellere ra¤85
men Türkiye birli¤e al›nmal›, çünkü Türkiye de Avrupal›. Kararl› biçimde ço¤ulcu, esas amac› ulusal programlar› k›ta genelinde yeniden üretmek olmayan, halklar›n birlikte yaflayabilece¤i, ortak bir projeyi kibirli ve d›fllay›c› bir ortak kimli¤e dayanmadan paylaflabilece¤i yolu yaratabilecek bir Avrupa’ya inanan herkesle birlikte, bizim de savundu¤umuz durufl bu. Avrupa’ya aidiyet ne önceden belirlenir, ne de bir kaderdir. Bu, kendini Avrupal› görebilecek vatandafllar ve ülkeler aras›nda sosyal, ekonomik, politik ve kültürel bir birlik sürecinin sonucudur. Nitekim Timothy Garton Ash’›n The Guardian’da 14 Kas›m 2002 yay›nlad›¤› “AB Kimlerden Oluflur?” bafll›kl› makalesi Türkiye’nin, AB’ye girmesini istemeyen Avrupal›lar›n görüfllerini veciz bir tonda özetlemekte. “Irak, Avrupa Birli¤i’ne ne zaman girmeli? Bunun saçma bir soru oldu¤unu düflünebilirsiniz. Ama önümüzdeki ay Avrupal› liderler Irak’›n komflusu olan Türkiye’nin birli¤e kat›l›p kat›lmayaca¤› konusunda ciddî bir görüflme yapacaklar. E¤er Türkiye girebiliyorsa, o zaman neden Irak da girmesin ki? “Çünkü Türkiye bir Avrupa ülkesi” yan›t›n› verebilirsiniz. Ama acaba öyle mi? Klasik co¤rafya aç›s›ndan bak›nca, Türkiye’nin sadece küçük bir bölümü, Bo¤az’›n bir yan› Avrupa’da bulunuyor. Avrupa tarihinin büyük bir bölümünde Avrupa, kendini 86
Türklere, Araplara ve ‹slâm’a karfl› olarak tan›mlad›. AB için Bo¤az’› geçmek hâlihaz›rda, geri dönüflü imkâns›z bir karar vermek anlam›na geliyor. Bu karar› vermek, ortak bir demokratik standart ve gelece¤in, tarihî ve co¤rafî paylafl›mla temellendirmifl yüzlerce y›ll›k uluslar fikrinin de de¤iflmesi demek. Kimileri Türkiye’nin Avrupa ve Orta Do¤u aras›nda bir köprü oldu¤unu söylüyor. Ama bu köprüye ad›m att›ktan sonra, tarihî ve co¤rafî koflullar› gözönüne alarak, Irak’a ulaflmak öyle büyük bir ad›m atmay› da gerektirmiyor. Geçti¤imiz hafta Valery Giscard d’Estaing, birçok Avrupal›n›n akl›ndan geçeni söyledi: “Asla”. Valery Giscard d’Estaing’e göre, Türkiye’nin AB üyeli¤i, AB’nin sonu anlam›na geliyor. Bu sözlerin arkas›nda çok kötü baz› sebepler var. Gelece¤in Avrupa’s› Konvansiyonu’na üye bir Türkiye, Giscard’›n Müslüman entegrasyonistlerle ayn› pencereden bakt›¤› olarak yorumland›: “O bir Hristiyan entegrasyonist. Ona göre, birlik bir Hristiyan kulübü.” Ve biz de ekleyebiliriz ki, çok zengin olmayan Hristiyanlar› görmeye bile isteksiz olan zengin beyaz adam›n Hristiyan kulübü, fakir ve fazla beyaz olmayan Müslüman Türkleri içine alm›yor. Yine de, bu kötü sebepler aras›nda bir tane iyi sebep var. Giscard sadece yafll›, beyaz, tutucu, Katolik bir Frans›z de¤il. Giscard ayn› zamanda Gelece¤in Avrupa’s› Konvansiyonu’nun da baflkan›. 87
E¤er AB’nin, Türkiye’nin kat›lmas› olas›l›¤› yerine kendi içinde nas›l daha uyumlu bir politik topluluk olabilece¤ini düflünmeye çal›fl›yorsan›z, bu sizi patlat›r. Ortak bir dili olmayan 25 Avrupa ülkeli enerjik bir demokratik toplulu¤u hayal etmek bile yeterince zor. Bunlar›n aras›na, farkl› tarihsel ve politik kültüre sahip, 70 milyon Müslüman Türkü de al›n. O zaman karfl›m›za ilginç bir tablo ç›kabilir.”
YAKIN GELECEK
Avrupa Birli¤i, son Kopenhag doru¤unda, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin ne zaman bafllayaca¤›n›n 2004 Aral›¤› doruk toplant›s›nda saptanmas› karar›n› ald›. 2004 y›l›n›n Aral›k ay›nda 13 ülkeli son genifllemeden geriye kalan tek ülke say›lan Türkiye için belki de “son karar” verilecek. 2004’te bu karar -flu veya bu nedenle- al›namad›¤› taktirde, Türkiye’nin tam üyelik dosyas› 10-15 y›ll›k bir süreyle rafa kald›r›lacak. Ekim 2003’te AB komisyonu y›ll›k ilerleme raporunu haz›rlayacak. Her aday ülke için oldu¤u gibi, Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerine uyum sa¤lay›p sa¤lamad›¤› incelenecek. Bu rapor, 2004 doru¤unda devlet ve hükümet baflkanlar›n›n karar›n› etkileyecek. May›s 2004’te ise K›br›s, fiilen tam üye olacak ve AB’deki yerini alacak. K›br›s’ta 88
bir çözüm bulabilmek için en son tarih oldu¤u için, May›s 2004’e kadar taraflar›n bir uzlaflmaya varmalar› gerekiyor. May›stan sonra ifl iflten geçmifl olacak. Rumlar, tam üyeli¤e ad›m att›ktan sonra, kendi çözümlerini bafllatacaklar veya pazarl›k marjlar›n› artt›racaklard›r. K›br›s, Türkiye’nin tam üyeli¤inin kap›lar›n› açan bir anahtar de¤il. Ancak çözüm bulunamad›¤› taktirde, K›br›s, Türkiye’nin tam üyelik kap›lar›n› s›k› s›k›ya kapal› tutacak bir anahtar. Çözüm aray›fllar›n›n bu gözle de¤erlendirilmesinde çok yarar var. Ayn› dönemde Ege sorununun da çözülmesi veya Lahey Adalet Divan›’na gidilmesi gerekiyor. • 2003 sonuna kadar tüm uyum yasalar› ç›kacak. • 2004 y›l›nda ise, uygulamalara bak›lacak. Türkiye bu yasalar› göz boyamak için ç›kartmad›¤›n›, ayn› zamanda uygulad›¤›n› da somut örnekleriyle gösterme imkan› bulacak. • Yine ayn› dönemde (özellikle 2004’ün ilk yar›s›nda) K›br›s ve Ege sorunlar› çözümlenecek. Mehmet Ali Birand’›n 9 May›s 2003 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde kaleme ald›¤› yaz› ise iyimser bir takvim içeriyor: “Avrupa Birli¤i’nde ‘Türkiye ile müzakerelerin 2005 y›l›nda bafllayabilece¤i ve tam üyeli¤in de 2011’de gerçekleflebilece¤i’ mesajlar› geliyor. fiimdiye kadar sürekli flekilde 89
barda¤›n bofl taraf›n› gören AB yetkilileri, ilk defa barda¤a daha farkl› flekilde bakmaya çal›flt›lar. Irak savafl›n›n da bu konuda rol oynad›¤› anlafl›l›yor. Özellikle kamuoylar›nda, Türkiye’nin, ABD’nin cebinde bir ülke olmad›¤› izlenimi yayg›nlafl›yor. Hükümetler kanad›nda ise, Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerine uymas› durumunda art›k yeni gerekçelerle yeni ertelemelere gidilemeyece¤i havas› esiyor. AB hükümetlerinin s›k›flmaya bafllad›klar› anlafl›l›yor. Özetle, Türkiye son flans›n› iyi kullanabildi¤i taktirde 2004 Aral›¤›nda müzakereleri bafllatma tarihi elde edip, tam üyeli¤ini güvenceye alabilecek denebilir.”
N et i c e
Bugün önümüzdeki tablo Avrupa Birli¤i’ne üye olmak için baflvuruda bulundu¤umuz 1959’dan daha az kar›fl›k de¤il. Belki de bu kar›fl›kl›k Avrupa Birli¤i’ne dahil olup-olmamak diye basitlefltirilmifl ikilemlerden daha derin problemlerle yüzleflmemifl olmam›zdan; böyle bir yüzleflmeden ›srarla kaçmam›zdan kaynaklan›yor. Nitekim Prof. Dr. Ahmet Davuto¤lu ise Küre Yay›nlar›’ndan ç›kan Stratejik Derinlik adl› kitab›nda Türkiye-Avrupa Birli¤i iliflkilerinin gelece¤e yönelik perspektifini de¤erlendirirken problemin teflhisine yönelik verimli ipuçlar› da sunuyor: “Türkiye’nin hem bir Avrupa hem de bir Asya ülkesi olmas›, Avrupa ile 90
Asya aras›nda jeokültürel geçifl hatt› üstünde bulunmas› gibi unsurlar Avrupa ile Asya aras›ndaki stratejik hatt›n esneklik kazanmas› ile birlikte yeni unsurlar getirmifltir. Türkiye son on y›l içinde bir taraftan kendisine Orta Asya’da aç›lan yeni stratejik alan içinde Asyal›l›¤› tekrar keflfederken di¤er taraftan Avrupa’dan kopmadan ve AB ile çeliflkiye düflmeden bir Avrasya stratejisi gelifltirmenin s›k›nt›lar›n› yaflam›flt›r. Türkiye tarih ve co¤rafyas› ile Asya’ya, stratejik ve ekonomik tercihleriyle Avrupa’yla irtibatl› olmak aras›nda anlaml› bir iliflki kurmak zorundad›r. Avrasya kavram›n›n uluslararas› strateji literatüründe yayg›n bir kullan›m alan› bulmas› bu aç›dan Türkiye için bir avantaj olarak görülmelidir. Türkiye, AB ile iliflkilerinde Asya derinli¤ini ihmal etmeyen bir stratejik pozisyon gelifltirmek zorundad›r. Aksi takdirde ne Avrupa nezdinde kendi tarih ve co¤rafya derinli¤inden kaynaklanan bir itibar sahibi olabilir, ne de Asya’n›n kadim stratejik kulvar›nda sözü dinlenen bir ülke olabilir.”
B ‹ R K A R fi I L A fi T I R M A : ‹ S P A N Y A - T Ü R K ‹ Y E
Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne üye olmas›n› savunanlar›n en çok kulland›klar› argüman nüfus ve co¤rafî yap›s› bak›m›ndan Türkiye’yle k›yaslanmaya en uygun ülke olan ‹spanya’n›n, 1986 y›l›nda Avrupa Birli¤i’ne üye olduktan sonra yafla91
d›klar›d›r. Avrupa Birli¤i’ne üye olmadan önce y›lda 2 milyar dolar yabanc› sermaye yat›r›m› yap›lan ‹spanya, üyeli¤in ard›ndan bu rakam› y›lda 14 milyar dolara kadar ç›kard›. Türkiye’ye yap›lan yabanc› sermaye rakamlar› y›lda ancak 900 milyon dolara kadar ulafl›rken ‹spanya ile benzer bir geliflme göstermemiz hâlinde, Avrupa Birli¤i’ne üyeli¤imizden sonra ülkemize yap›lacak yabanc› sermaye yat›r›mlar› y›lda 8 milyar dolara ç›kabilir. Türkiye’nin bugünkü ödemeler dengesi a盤›n›n da 8-10 milyar dolar civar›nda oldu¤unu göz önüne al›rsak, muhtemel yabanc› sermayenin bu boyutlara varmas›n›n önemi daha net bir flekilde anlafl›labilir. Avrupa Birli¤i’ne girmeden önce turizm gelirleri 8 milyar dolar civar›nda olan ‹spanya, birli¤e girdikten sonra bu rakam› 30 milyar dolara ç›kard›. Bugün de Türkiye’nin turizm gelirleri 8 milyar dolar civar›ndad›r. Avrupa Birli¤i’ne üyelik, uluslararas› piyasalarda Türkiye’ye güveni art›r›r. Yabanc› yat›r›mc›lar için Avrupa Birli¤i düzenlemeleri önemli bir güvence teflkil eder. Bu güvence ile Türkiye, kalk›nmas› için ihtiyaç duydu¤u yabanc› sermayeyi süratle kendisine çeker. Avrupa Birli¤i’ne girmeden önce kifli bafl›na dü92
flen gayri safi milli has›las› 4 bin dolar civar›nda olan ‹spanya, bu rakam› 14 bin dolar›n üzerine ç›kard›. Bu rakam, Yunanistan’da 5 bin dolardan 12 bin dolara, Portekiz’de 4 bin dolardan 14 bin dolara ulaflt›. Bugün Türkiye’nin kifli bafl›na düflen gayri safi milli has›las› 3 bin dolar›n alt›nda. Bu örnekler, Avrupa Birli¤i’ne girmemiz hâlinde, Türkiye’nin önümüzdeki on y›l içinde bugün bulundu¤u düzeyin yaklafl›k 4-5 kat› ilerisine ulaflaca¤›n› gösteriyor. 1998 y›l› verilerine göre Türkiye tam üye olmas› hâlinde AB bütçesine y›lda 2,8 milyar ECU katk› yapacak, buna karfl›l›k çeflitli fonlardan alaca¤› paylar›n toplam› 10,3 milyar ECU olacakt›r. Yani tam üyelik durumunda Türkiye y›lda 7,5 milyar ECU net kaynak girifli sa¤layacakt›r. Yani AB’ye ödedi¤imiz her 1 ECU’ya karfl›l›k 3,5 ECU geri alaca¤›z. Nitekim 1998 y›l›nda Yunanistan AB’ye ödedi¤i 1,29 milyar ECU’ya karfl›l›k 5,8 milyar ECU, Portekiz 1 milyar ECU’ya karfl›l›k 3,9 milyar ECU, ‹spanya 5,3 milyar ECU’ya karfl›l›k 12,2 milyar ECU, ‹rlanda 0,7 milyar ECU’ya karfl›l›k 3,1 milyar ECU katk› ald›. Ancak, Radikal Gazetesi yazar› U¤ur Gürses, ‹spanya ekonomisi hakk›nda kaleme ald›¤› ve 3 Eylül 2003 tarihinde yay›nlanan yaz›s›nda bu rakamlara farkl› bir cepheden bak›yor: “‹spanya, 93
Avrupa Birli¤i’ne (AB) üye ülkeler aras›nda, ekonomik aç›dan en çok ‘yarar’ sa¤layan ülke. Ancak bu durum, ‘d›flsal’ nedenlerle de¤il, ekonomi politikalar›ndan kaynaklan›yor. Son dört y›l içinde AB bölgesi ortalama yüzde 3.5’lik GSY‹H (Gayri Safi Yurt ‹çi Has›la) büyümesine sahipken, 2003 y›l›n›n ilk çeyre¤inde son 12 ayl›k büyüme oran› binde 9’a geriledi. ‹spanya, 2000 y›l›nda AB bölgesinde büyüme yüzde 3.5 iken, yüzde 4.2’lik bir büyümeye sahipti. 2003’e uzanan süreçte, ekonomiler yavafllarken baz› ülkelerde durgunluk görüldü. Oysa ‹spanya ekonomisinde yüksek büyüme h›z› yavafllasa da, y›ll›k büyüme yüzde 2’nin alt›na düflmedi. Bu y›l›n ilk çeyre¤inde de ‹spanya’n›n ekonomisi yüzde 2.1 büyüdü. ‹spanya ekonomisi süreklili¤i bozulmayan büyüme yolunda bu gücünü iç talepten ald›. Avrupa bölgesinde en kötü y›l olan 2002 y›l›nda iç talep art›fl› binde 2 olurken, ‹spanya’da yüzde 2.2 oldu. 2003 y›l›n›n ilk çeyre¤inde de, Avrupa bölgesinde iç talep büyümesi yüzde 1.4 olurken, ‹spanya’da yüzde 3 artt›. Eylül 2003’te ‹spanya’da iç talebin ‘motoru’, san›ld›¤› gibi hükümet harcamalar› de¤ildir. GSY‹H içinde hükümet harcamalar›n›n pay› yüzde 40 seviyesinde. Bu oran, hem Avrupa bölgesindeki yüzde 48.2, hem de AB15 ülkelerinin yüzde 47’lik ortalamas›n›n al94
t›nda. ‹ç talebin di¤er Avrupa ülkelerinden farkl› olarak daralmamas›n›n ard›nda da, bizce maliye politikalar› ve bütçe dengeleri geliyor. 2002 y›l›nda Avrupa bölgesinde bütçe aç›klar›n›n GSY‹H’ye oran› ortalama yüzde 2.2 iken ‹spanya için bu oran sadece binde 1 oldu. AB’nin iki büyük ‘amiral gemisi’ olan Almanya ve Fransa’n›n Maastricht kriteri olan yüzde 3’lük s›n›r› geçtikleri bir dönemde, ‹spanya bütçesi neredeyse ‘denk’ gerçekleflti. Dünyan›n sekizinci büyük, Avrupa bölgesinin de beflinci büyük ekonomisi, durgunlu¤un yak›n›na bile u¤ramad›. ‹spanya, sadece y›ll›k bütçe dengesi aç›s›ndan de¤il, toplam kamu borç stokunun GSY‹H’ye oran› aç›s›ndan da befl büyük ekonomi içinde ‹ngiltere’den sonra en iyi durumda olan ülke. ‹spanya’da toplam kamu borç stokunun GSY‹H’ye oran› yüzde 54. Bir baflka Maastricht kriteri olan bu göstergede s›n›r olan yüzde 60 baz al›nd›¤›nda, yine Almanya ve Fransa s›ras›yla yüzde 60,8 ve yüzde 59,1 ile s›n›rdalar. Enflasyon konusunda ise ‹spanya Avrupa bölgesinde en yüksek olanlar aras›nda. 2003 Temmuz itibar›yla, AB15 ortalamas› yüzde 1.8’lik tüketici fiyat art›fl›na karfl›l›k, ‹spanya’da yüzde 2.8 oldu. Bunun nedeni de tüm AB’nin içindeki ülkelerin durumu dikkate al›narak izlenen para politikas›95
n›n ‹spanya’daki koflullara göre ‘gevflek’ kalmas›. Avrupa Merkez Bankas›’n›n belirledi¤i k›sa vadeli faiz oran›n›n yüzde 2 oldu¤unu an›msatal›m. Y›l›n ikinci çeyre¤inde, Fransa gibi ‘devin’ ekonomisi binde 3 küçülürken, ‹spanyol ekonomisi binde 7 büyüdü. Bunun da ard›nda, yaklafl›k 3 milyar dolarl›k vergi indirimi var. Hükümetlerin harcama disiplinine sahip olduklar›nda, borç sto¤unu düflürdüklerinde, o ölçüde büyümeye katk›da bulunduklar›n›n iyi bir kan›t› ‹spanyol ekonomisi...”
GÜMRÜK B‹RL‹⁄‹ SÜREC‹
MÜS‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s› Dr. Ömer Bolat ise Gerçek Hayat Dergisi’ne verdi¤i demeçte Türkiye, Avrupa Birli¤i iliflkileri aç›s›ndan kimi açmazlara iflaret ediyor: “1 Ocak 1973’te bafllayan Türkiye ile Avrupa aras›nda imzalanan Gümrük Birli¤i antlaflmas› ile Türkiye ya 22 y›l içinde birli¤e dahil olacak ya da bir Serbest Ticaret Bölgesi Antlaflmas› imzalayacakt›. Türkiye 1987 Nisan’›nda tam üyelik baflvurusunda bulundu¤u için üyelik sürecini k›salt›r düflüncesiyle 1992 y›l› Kas›m ay›ndan itibaren Gümrük Birli¤i’nin Türkiye’ye yükledi¤i yükümlülükleri gerçeklefltirdi ve talebi do¤rultusunda 1 Ocak 1996’da Gümrük Birli¤i’ne dahil edildi. Gümrük Birli¤i Türkiye ve 96
AB’nin sadece sanayi ürünlerinde (kömür ve çelik toplulu¤u ürünleri buna dahil de¤il) iki taraf›n birbirleriyle olan ticaretinde çeflitli k›s›tlama, vergileri ve vergi benzeri tedbirleri kald›rmalar›n› öngörüyordu. “Gümrük Birli¤i”, ayn› zamanda Türkiye’nin, AB’nin üçüncü ülkelere uygulad›¤› gümrük tarifelerini ve serbest ticaret anlaflmalar›n› –belli kademelerle- aynen benimsemesini öngörmekteydi. Türkiye’nin böylece belirli karar alma mekanizmalar›na dahil olmadan AB’nin üçüncü ülkelerle yapt›¤› bütün tercihli ticaret rejimlerini uygulamas› gerekiyordu. Birli¤e dahil olurken Türkiye’deki baflta resmî merciler olmak üzere çeflitli çevrelerin ezici ço¤unlu¤u bu anlaflmayla Türkiye’nin baflta tekstil ve konfeksiyon olmak üzere ihracat›nda bir patlama yaflanaca¤›n›; o zamanki rakamlarla 8 milyar dolar civar›ndaki y›ll›k tekstil, konfeksiyon ihracat›n›n 15-20 milyar dolarlar seviyesine ç›kaca¤›n› iddia ediyorlard›. Buna karfl›n Türkiye’nin ithalat›nda geçici olarak bir patlama yaflansa bile zamanla azalaca¤›n› ve Türkiye’nin art›k kalitesiz yerli ürünler yerine kaliteli ürünlere, gümrük vergileri kalkt›¤› için ucuza sahip olabilecekti. Tüketici bundan kazançl› ç›kacakt› ve enflasyon da bundan olumlu anlamda etkilenecekti. Ayr›ca yine ayn› çevreler, Gümrük Birli¤i dolay›s›yla büyük bir sermaye ak›fl›n›n olaca¤›n› umuyordu. 97
Gümrük Birli¤i’ne dahil olunca sonuç flu oldu: Türkiye AB’ye 82 milyar dolar ihracat yapmas›na karfl›l›k 138 milyar dolarl›k ithalat yapt›. Yani geçen 6 y›l içinde Türkiye’nin AB ile olan ticari iliflkilerinde 56 milyar dolar aç›k verildi. Bu da y›lda ortalama 9.5 milyar dolar anlam›na geliyor. Tekstil, konfeksiyon ihracat›m›z sadece yüzde 24 bir art›fl gösterdi. Bafllang›çta hedeflenen 15-20 milyar dolar seviyesi hayal oldu. Çok enteresand›r bu sektörde gümrükler kald›r›ld›¤› için ithalat›m›zda da bir art›fl oldu. AB’nin ortak gümrük rejimini benimsedi¤imiz için Çin, Pakistan ve Hindistan gibi ülkelerden yapt›¤›m›z s›f›r gümrüklü hammadde ithalat›na gümrük vergisi koymak zorunda kald›¤›m›z için bunlar pahal› hâle geldi. Yabanc› sermayenin üretim amaçl› gelece¤i söyleniyordu. Ancak 1996’dan beri Türkiye’ye yabanc› sermaye giriflinde daralmalar yafland›. Y›lda 1 milyar dolar›n üstünde olan girifller, bu rakam›n alt›na indi ve söz konusu yabanc› sermayenin ezici ço¤unlu¤u üretim amaçl› de¤ildi. Oysa gerçekten kalk›nabilmemiz için Türkiye’ye y›lda 5-6 milyar dolarl›k yabanc› sermayenin girmesi gerekirdi. Enflasyon beklentisine geldi¤imizde 1996’dan itibaren Türkiye’nin enflasyonu yüzde 70’lerin alt›na inmedi. Geçen y›lki enflasyon oran›m›z yüzde 88’di. fiu anda da toptan eflyada yüzde 91’dir. 98
Türkiye’ye 3-5 y›l içinde AB’ye tam üyelik garantisi verilecekse Gümrük Birli¤i’nden dönmesi anlams›z olur. Ancak bu süreç 10-15 y›la sarkacaksa Gümrük Birli¤i’nden Serbest Ticaret Bölgesi anlaflmas›na geçerek üçüncü ülkelerle olan ticarî iliflkilerdeki s›n›rlamalar›n kald›r›lmas› flartt›r. Türkiye için Karen Fogg’un önerisine gelince, e¤er 3-5 y›l içinde tam üyelik gerçekleflecekse AB’yi Gümrük Birli¤i’nden do¤an malî zararlar› karfl›lamak için masaya oturtmaya zorlamak laz›m. Ancak ne enteresand›r ki AB, Türkiye Gümrük Birli¤i’ne dahil olmadan hemen önce 1995 sonunda Türkiye’ye 3.2 milyar dolarl›k bir malî yard›m paketi -ki bunun da büyük bir bölümü kredidir- vadetti. Ancak söz konusu paray› alamayan Türkiye büyük bir malî kriz yaflamas›na ra¤men AB’den hâlâ makroekonomik bir yard›m alamam›flt›r ve IMF ile muhatap olmak durumunda kalm›flt›r.”
99
100
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM S O N G E L ‹ fi M E L E R
17 Aral›k günü Avrupa Birli¤i liderlerinin Brüksel’de yapt›¤› zirveden Türkiye ile müzakerelere bafllama karar› ç›kt›. Türkiye ile Avrupa Birli¤i aras›nda tam üyelik müzakerelerinin 3 Ekim 2005’te bafllat›lmas› karar› al›nd›. Bundan sonra, müzakere sürecine haz›rl›k niteli¤indeki tarama sürecine bafllanacak. Tarama süreci ortalama 6 ay sürüyor. AB Komisyonu’nun Genifllemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türk gazetecilere yapt›¤› aç›klamada komisyonun tarama sürecini otomatik olarak bafllataca¤›n›, bunun için ikinci bir karara gerek olmad›¤›n› söyledi. Komisyon tarama süreci s›ras›nda bir müzakere çerçeve belgesi haz›rlayacak. Tarama sürecinde Türkiye ile AB müktesebat› mukayeseli olarak taranacak ve iki yap›n›n birbirine ne kadar uyumlu oldu¤u tespit edilecek. Böylece müzakerelerde hangi alanlara öncelik verilece¤i tespit edilmifl olacak. Tarama süreci devam ederken Türkiye’nin ayr›ca 1963 tarihli Ankara Antlaflmas›’n› K›br›s Rum Yönetimi’nin de içinde oldu¤u 10 yeni üyeye genifllet101
mesi gerekiyor. AB liderleri 3 Ekim’de müzakerelerin bafllamas›n› K›br›s Rum Yönetimi’nin fiilî tan›nmas› flart›na ba¤lad›¤› için Ankara Antlaflmas› geniflletilmeden süreç bafllamayacak.
B‹N UZMAN GEREKECEK
Tarama süreci ve Ankara Antlaflmas›’n›n geniflletilmesinin ard›ndan 3 Ekim’de bir Hükümetleraras› Konferans yap›larak müzakerelere resmen bafllanm›fl olacak. Türkiye ve AB, müzakere pozisyonlar›n› belli ederek AB müktesebat›n›n 31 bölümünden hangisi ile bafllanaca¤› ve nas›l sürece¤i konusunda bir anlay›fl gelifltirecekler. Müzakereler genelde bilimsel iflbirli¤i gibi kolay bölümlerden bafllayarak zor bölümlere geçilecek. Türkiye, müzakerelere bafllamadan önce AB mevzuat›n›n 31 bölümüyle ilgili olarak kendi durumunu tespit edecek, ard›ndan bu alanlarda müzakereye bafllayacak. Müzakere sürecinde birçok alanda çok say›da uzmana ihtiyaç duyulacak. Uzman ihtiyac›n› karfl›lamak için haz›rl›klar›n› sürdüren Ankara’n›n bu süreç için 1.000 kadar uzman› istihdam etmesi bekleniyor. AB ile 31 müzakere bafll›¤› k›sa bafll›klarla flöyle: Mallar›n, flah›slar›n ve sermayenin serbest dolafl›m›, hizmet temini hürriyeti, flirketler huku102
ku, rekabet politikas›, tar›m, bal›kç›l›k, ulafl›m, vergilendirme, iktisadî ve parasal birlik, istatistik, sosyal ifller, enerji, sanayi politikas›, küçük ve orta ölçekli iflletmeler, bilim ve araflt›rma, e¤itim ve ö¤retim, telekomünikasyon ve haberleflme, kültür ve görsel-iflitsel politika, bölgesel politikalar ve koordinasyon, çevre, tüketicilerin korunmas› ve sa¤l›¤›n temini, adalet ve içiflleri, gümrük birli¤i, d›fl iliflkiler, ortak d›fl ve güvenlik politikalar›, malî kontrol, maliye, bütçe, kurulufllar ve di¤erleri. 17 Aral›k zirvesiyle birlikte AB dönem baflkanl›¤› Hollanda’dan Lüksemburg’a geçiyor. Alt› ay sonra bu görevi devralacak olan ‹ngiltere, ekim ay›nda bafllayacak olan müzakerelerde Türkiye’nin “ilk muhatab›” olacak. Londra, AB üyesi 25 ülke ad›na yaklafl›k 3 ay boyunca tam üyelik müzakerelerini yürütecek. Müzakerelerin bafllamas›yla birlikte Ankara’n›n müzakere muhatab› AB üyesi ülkeler olacak. Bu ba¤lamda Türkiye henüz tan›mad›¤› K›br›s Rum Yönetimi ile de müstakbel üyeli¤ini müzakere etmek zorunda kalacak. Öte yandan Avrupa Politika Merkezi, müzakerelerin bafllang›c›n›n ‹ngiltere’nin dönem baflkanl›¤›na denk gelmesini Türkiye’nin avantaj› olarak gösterdi. Merkez yetkililerine göre, ‹ngiltere’nin Türkiye’ye olan deste¤i nedeniyle, müzakerelerde bir sorun ç›kmayacak. Uzmanlara göre, tam üye103
lik perspektifi içeren müzakerelerin Türkiye’yi “imtiyazl› ortak” statüsüne döndürme ihtimali de bulunmuyor.
MÜ ZAKERE DURD URULA B‹L‹R M‹?
Müzakerelerin as›l amac› her aday ülkenin AB’ye hangi flartlarda üye olaca¤›n› tespit etmektir. Yani AB üyeli¤i baz› alanlarda pazarl›¤a aç›k. Ancak adaylar›n ‘müktesebat’› kabul etmeleri gerekiyor. Müktesebat, AB’nin kurucu anlaflmalar› denen Roma, Maastricht, Amsterdam ve Nice anlaflmalar›n›n içerdi¤i teferruatl› kanunlar ve kurallardan olufluyor. Müzakereler aday ülkenin müktesebat› nas›l uyarlayaca¤›, uygulayaca¤› ve uygulamay› nas›l denetleyece¤ine odaklan›yor. Süre ve kapsam olarak s›n›rl› olmak kayd›yla geçici düzenlemeler yap›labilir. Her üye müzakereyi durdurabiliyor; ama müzakerelere bafllayan her aday ülke, AB mevzuat›n›n 31 bölümüne iliflkin kendi durufllar›n› tespit ederek müzakerelere bafll›yor. Her bir bölümün sonuçland›r›lmas› oybirli¤i karar› ile gerçeklefliyor. Dolay›s›yla 25 üyeden herhangi biri teorik olarak her an müzakereleri durdurabiliyor; ancak 10 ülkenin üye oldu¤u 5. geniflleme dalgas›nda böyle bir durum söz konusu olmad›. Bunun tam tersi de olabilir. Norveç’in 1973’te müzakerelerin sonuç104
lanmas›n›n ard›ndan üyeli¤i reddetmesi gibi Türkiye de bunu reddedebilir.
B A fi M Ü Z A K E R E C ‹ N E Y A P A C A K ?
Türkiye’nin görüflmeleri sürdürecek bir baflmüzakerecisini de seçmesi gerekiyor. Müzakerelerin bafllamas›yla birlikte en çok merak edilen konulardan biri de Türkiye’nin atayaca¤› baflmüzakerecinin kim olaca¤›. Müzakereler çok çetin geçti¤i için aday ülkeler, AB’yi çok iyi bilen ve siyasî a¤›rl›¤› olan kiflileri AB ile müzakereleri yürütmek üzere baflmüzakereci at›yor. Bu kiflinin birkaç dile hâkim olmas› tercih ediliyor. Bu konuda bas›na baz› isimler yans›m›fl; ancak hükümet bu yöndeki haberleri yalanlamay› tercih etmiflti. Bu makam için AK Parti hükümeti içinden biri atanabilece¤i gibi d›fliflleri tecrübesi olan baz› bürokratlar›n da atanma flans› bulunuyor. AB liderleri Türkiye ile müzakerelere 10 ile 15 y›l süre biçiyorlar. Öte yandan, müzakere sürecinde adaylar, AB düzenlemeleri ile kendilerinki aras›ndaki farkl›l›k durumuna göre “ek talep listesi” de sunuyor. Söz konusu ek talep say›s› baz› durumlarda ‘yüzleri’ buluyor. Müzakerede müktesebat›n tamam› üzerinde anlaflmaya var›lmadan, bölümler üzerinde anlaflmaya var›lm›fl say›lm›yor. 105
Veto ve referandum riski: Müzakerelerin baflar› ile bitmesi de teorik olarak üyeli¤i garanti etmiyor. Türkiye müzakereleri baflar› ile bitirse de üye bir ülkenin vetosunu yiyebilir. Örne¤in ‹ngiltere, 1963 ve 1967’de müzakereleri tamamlamas›na ra¤men dönemin Fransa Cumhurbaflkan› Charles de Gaulle’ün iki kez vetosunu yemiflti. ‹ngiltere, ancak 1972 y›l›ndaki referandumda Frans›zlar›n ‘evet’ demesiyle kulübe girebilmiflti. Ayn› flekilde Türkiye’nin üyelik süreci de Fransa ve Avusturya’n›n referandum tehdidinden kurtulmufl de¤il. Baflka üye ülkeler de üyeli¤imizi referanduma götürebilir. Ço¤u üye ülke söz konusu onay› meclislerinde yap›yor.
106
EK T Ü R K ‹ Y E - A V R U P A B ‹ R L ‹ ⁄ ‹ ‹ L ‹ fi K ‹ L E R ‹
1959 31 Temmuz: Türkiye, AET’ye ortakl›k için baflvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina’n›n ortakl›k baflvurular›n› kabul etti. 28-30 Eylül: Avrupa Topluluklar› Komisyonu ile Türkiye aras›ndaki ilk haz›rl›k görüflmesi yap›ld›. 1963 12 Eylül: Türkiye ile AET’yi Gümrük Birli¤i’ne götürecek ve tam üyeli¤i sa¤layacak olan Ortakl›k Anlaflmas› (Ankara Anlaflmas›) imzaland›. 12 Eylül: I. Mali Protokol imzaland›. 1964 1 Aral›k: Türkiye-AET Ankara Anlaflmas› yürürlü¤e girdi. Birinci Ortakl›k Konseyi toplant›s› yap›ld›. 1966 16-17 May›s: Birinci Türkiye-AET Karma Parlamento Komisyonu Brüksel’de topland›. 107
1968 9 Aral›k: Katma Protokol görüflmeleri bafllad›. 1970 26 Ekim: ‹lk Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi toplant›s› yap›ld›. 19 Kas›m: Ortakl›k Konseyi’nde Katma Protokol metni kabul edildi. 23 Kas›m: Katma Protokol Brüksel’de imzaland›. 23 Kas›m: II. Mali Protokol imzaland›. 1971 5 Temmuz: Katma Protokol, TBMM’de 69’a karfl› 149 oyla kabul edildi. 22 Temmuz: Senato, Katma Protokolü kabul etti. 1 Eylül: Katma Protokol’ün ticarî hükümleri “Geçici Anlaflma” ile yürürlü¤e konuldu. 1972 13 Ocak: Ortakl›k Anlaflmas›’n›n toplulu¤a kat›lacak yeni ülkelerce de kabulünü sa¤layacak Türkiye - AET müzakereleri bafllad›. 20 Temmuz: Ortakl›k Konseyi, 1.9.1972 tarihinde sona erecek olan “Geçici Anlaflma” süresini y›l sonuna kadar uzatt›. 1973 1 Ocak: Katma Protokol yürürlü¤e girdi. Birinci gümrük indirimi ve konsolide liberasyon listesi uyumu yap›ld›. 108
21 May›s: Türkiye - AET geniflleme görüflmeleri mutabakat ile sonuçland›. 30 Haziran: I. Geniflleme Anlaflmas› (Tamamlay›c› Protokol) Ankara’da imzaland›. 1974 1 Ocak: Tamamlay›c› Protokol ile ilgili geçici anlaflma yürürlü¤e kondu. 1976 1 Ocak: Türkiye, Katma Protokol’den kaynaklanan yükümlülü¤ünü yerine getirerek ikinci gümrük indirimi ve konsolide liberasyon listesi uyumunu gerçeklefltirdi. 1977 12 May›s: III. Mali Protokol Brüksel’de imzaland›. 1 Temmuz: Topluluk taraf›ndan Türkiye’ye tan›nan yeni tar›m tavizleri yürürlü¤e kondu. 1978 4-11 Ekim: Türkiye, Dördüncü Befl Y›ll›k Plan süresince yükümlülüklerinin dondurulmas› ve ayn› dönem için yaklafl›k 8 milyar dolarl›k yard›m yap›lmas› talebinde bulundu. 30 Ekim: III. Mali Protokol’ün onay ifllemleri tamamland›. 1980 30 Haziran: Ortakl›k Konseyi tar›m ürünlerinin tamam›na yak›n bir k›sm›nda Türkiye’ye uygula109
nan gümrük vergilerinin 1987 y›l›na kadar s›f›ra indirilmesini kararlaflt›rd›. (1/80 say›l› karar) 1982 22 Ocak: Avrupa Toplulu¤u, Türkiye ile iliflkilerini dondurma karar› alm›flt›r. 1986 16 Eylül: Türkiye - AET Ortakl›k Konseyi topland›. Böylece 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren dondurulmufl bulunan Türkiye-AET iliflkilerinin canland›r›lmas› süreci bafllad›. 1987 14 Nisan: Türkiye, AT’ye, Roma Antlaflmas›’n›n 237. AKÇT Antlaflmas›’n›n 98. ve EURATOM Antlaflmas›’n›n 205. maddelerine istinaden tam üye olmak üzere müracaat etti. 27 Nisan: Türkiye’nin tam üyelik talebi Topluluk Bakanlar Konseyi taraf›ndan incelenmek üzere komisyona havale edildi. 1988 7 Kas›m: Türkiye -AET aras›ndaki ticarî ve iktisadî sorunlar›n ele al›nmas› amac›yla oluflturulan AdHoc Komite, birinci toplant›s›n› gerçeklefltirdi. 20-21 Aral›k: Ad-Hoc Komite ikinci kez topland› ve Türkiye, 1978 y›l›nda ask›ya ald›¤› yükümlülüklerini yerine getirmek üzere, h›zland›r›lm›fl bir takvimi toplulu¤a verdi ve bu takvime ifllerlik kazand›rd›. 110
1989 18 Aral›k: AT Komisyonu, Türkiye’nin tam üyelik baflvurusu konusundaki “Görüfl” ünde (Avis), toplulu¤un, kendi iç pazar›n› tamamlayabilme sürecinden önce (1992) yeni bir üyeyi kabul edemeyece¤i ve Türkiye’nin kat›lmadan önce, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda geliflmesine ihtiyaç duyuldu¤u hususlar›na yer verdi. 1990 6 Haziran: Topluluklar Komisyonu, Türkiye ile her alanda iflbirli¤inin bafllat›lmas› ve h›zland›r›lmas› konusundaki önlemleri içeren bir “‹flbirli¤i Paketi”ni haz›rlayarak konseyin oluruna sundu. 1991 30 Eylül: Ortakl›k Konseyi 1986 y›l›ndan sonra ilk kez topland›. 1992 21 Ocak: Türkiye - AT aras›nda bir Teknik ‹flbirli¤i Program› imzaland›. 9 Kas›m: Türkiye - AT Ortakl›k Konseyi’nin 33. dönem toplant›s› yap›ld›. 3 Aral›k: Türkiye - AT iliflkilerinin yürütülmesinde ortaya ç›kan ticaret ve gümrüklerle ilgili teknik sorunlar›n çözümü için kurulmufl olan ve 12 Kas›m 1982’den beri toplanamayan Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi, 10. dönem toplant›s›n› gerçeklefltirdi. 111
1993 24-25 fiubat: 9 Kas›m 1992 tarihli Ortakl›k Konseyi’nde, Ortakl›k Komitesi gözetimi alt›nda çal›flmas› kararlaflt›r›lan teknik komitelerden Gümrük Birli¤i Alt Komitesi toplant›s› Brüksel’de yap›ld›.
8 Kas›m: Ortakl›k Konseyi’nin 34. dönem toplant›s› yap›ld›. 1994 19 Aral›k: Ortakl›k Konseyi’nin 35. dönem toplant›s› yap›ld›. 1995 6 Mart: Türkiye ile AB aras›nda Gümrük Birli¤i’nin gerçeklefltirilmesi ile ilgili ve Gümrük Birli¤i döneminde uygulanacak usûl, esas ve süreleri belirleyen 1/95 ve 2/95 say›l› kararlar Ortakl›k Konseyi’nin 36. dönem toplant›s›nda kabul edildi. 30 Ekim: Ortakl›k Konseyi, 1/95 say›l› Gümrük Birli¤i karar› çerçevesinde, Türkiye’nin Gümrük Birli¤i’nin iyi ifllemesi için gerekli teknik koflullar› yerine getirdi¤ini tespit eden 37. toplant›s›n› gerçeklefltirdi. 13 Aral›k: 1/95 say›l› Türkiye-AB Ortakl›k Konseyi karar› Avrupa Parlamentosu taraf›ndan onayland› (343 Kabul, 149 Ret, 36 Çekimser). 21 Aral›k: AB ile Türkiye aras›nda, AKÇT ürünlerini kapsayan Serbest Ticaret Anlaflmas› parafe edildi. 112
1996 1 Ocak: Türkiye, AB ile entegrasyonunda 22 y›l süren “Geçis Dönemi”ni 31 Aral›k 1995 tarihinde tamamlayarak, 1.1.1996 tarihi itibar›yla, tam üyelik sürecinde “Son Dönem”e, sanayi ürünlerinde ve ifllenmifl tar›m ürünlerinde sa¤lanan Gümrük Birli¤i ile girmifltir. ubat: Gümrük Birli¤i Ortak Komitesi 1. dö19 fifiu nem toplant›s› yap›ld›. 25 Temmuz: Türkiye-AB AKÇT Anlaflmas› Brüksel’de imzaland›. 1 A¤ustos: Türkiye-AB AKÇT Anlaflmas› TCRG’de yay›mlanarak yürürlü¤e girdi. 1997 20 Mart: Ortakl›k Komitesi 106. dönem toplant›s› yap›ld›. 14-16 Nisan: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 40. dönem toplant›s› yap›ld›. 24 Nisan: Ortakl›k Komitesi 107. dönem toplant›s› yap›ld›. 29 Nisan: Ortakl›k Konseyi 38. dönem toplant›s› yap›ld›. 30 May›s: Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi 19. dönem toplant›s› yap›ld›. 23 Temmuz: Gümrük Birli¤i Ortak Komitesi 6. dönem toplant›s› yap›ld›. 113
12-13 Aral›k: Avrupa Birli¤i’nin Lüksemburg’da gerçeklefltirdi¤i devlet ve hükümet baflkanlar› zirvesi sonucunda Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Slovenya, Romanya, Bulgaristan, Litvanya, Letonya, Estonya ve K›br›s Rum Yönetimi tam üyelik için aday ülkeler olarak belirlenmifltir. Türkiye ise aday ülkeler aras›nda zikredilmemifl, tam üyeli¤e ehil oldu¤u teyit edilmifltir. 1998 1 Ocak :Türkiye ile AB aras›nda karfl›l›kl› tar›m tavizlerine iliflkin 1/98 say›l› Ortakl›k Konseyi karar› yürürlü¤e girdi. ubat: Türkiye-AB Karma Parlamento Ko9-10 fifiu misyonu 41. dönem toplant›s› yap›ld›. ubat: Gümrük Birli¤i Ortak Komitesi 7. dö16 fifiu nem toplant›s› yap›ld›. 3 Mart: Türkiye-AB iliflkilerinin gelifltirilmesine yönelik olarak AB Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan”European Strategy for Turkey” bafll›kl› belge aç›kland›. 20-22 Nisan: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 42. dönem toplant›s› yap›ld›. 28 May›s: Türkiye-AB Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi 21. dönem toplant›s› yap›ld›. 30 Haziran: Ortakl›k Komitesi 108. dönem top114
lant›s› yap›ld›. 4 Kas›m: AB Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan ve AB’ye üyelik için belirlenmifl olan Kopenhag Kriterleri ›fl›¤›nda kaydedilen geliflmelere iliflkin komisyon görüfllerini içeren “‹lerleme Raporu” yay›mland›. 9-10 Kas›m: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 43. dönem toplant›s› yap›ld›. 15 Aral›k: Türkiye-AB Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi 22. dönem toplant›s› yap›ld›. 1999 1 Ocak: Avrupa Birli¤i’nde tek para (Euro) uygulamas›na geçildi. ubat: Türkiye-AB Karma Parlamento Ko18-19 fifiu misyonu 44. dönem toplant›s› yap›ld›. 23 fiubat: Türkiye-AKÇT Ortak Komitesi’nin Çal›flma Usûllerinin kabul edildi¤i ilk toplant›s› yap›ld›. ubat: Türkiye-AB Gümrük Birli¤i Ortak Ko26 fifiu mitesi’nin 8. toplant›s› yap›ld›. 30 Mart: Türkiye-AB Ortakl›k Komitesi 109. dönem toplant›s› yap›ld›. 28 May›s: Türkiye-AB Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi 23. dönem toplant›s› yap›ld›. 8 Temmuz: Türkiye-AKÇT Ortak Komitesi’nin 115
ikinci toplant›s›nda Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Anlaflmas›’n›n Menfle Protokolü’nde Türkiye’nin 1 Ocak 1999 tarihi itibar›yla Pan-Avrupa Menfle Kümülasyonu Sistemi’ne dahil olmas› çerçevesinde gerekli de¤ifliklikler yap›ld›. 13 Ekim: AB Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan ve AB’ye üyelik için belirlenmifl olan Kopenhag Kriterleri ›fl›¤›nda kaydedilen geliflmelere iliflkin komisyon görüfllerini içeren ikinci “‹lerleme Raporu” yay›mland›. 11-12 Aral›k: Helsinki’de gerçeklefltirilen Avrupa Konseyi Zirve Toplant›s›’nda Türkiye’ye adayl›k statüsü tan›nd›. 13 Aral›k: Türkiye-AB Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi 24. dönem toplant›s› yap›ld›. 2000 ubat: Türkiye-AB Gümrük Birli¤i Ortak Ko25 fifiu mitesi 8. dönem toplant›s› yap›ld›. 11 Nisan: Türkiye-AB Ortakl›k Konseyi’nin 39. dönem toplant›s› yap›ld› 5-6 Haziran: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun 45. dönem toplant›s› yap›ld›. 13 Haziran: Türkiye-AB Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi’nin 25. dönem toplant›s› yap›ld›. 13 Ekim: Avrupa Komisyonu Türkiye için 3. ‹lerleme Raporu’nu aç›klad›. 116
17-18 Ekim: Türkiye ile AB aras›nda Hizmetler ve Kamu Al›mlar› alanlar›nda müzakerelere baflland›. 21-22 Kas›m: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun 46. toplant›s› yap›ld›. 4 Aral›k: Genel ‹fller Konseyi Türkiye için Kat›l›m Ortakl›¤› tasla¤›n› kabul etti. 7-9 Aral›k: Nice’de toplanan Avrupa Konseyi, Nice Antlaflmas›’n› kabul ederek, üye ülkelerin geniflleme sürecinde AB kurumlar›ndaki temsil güçlerinde de¤iflikli¤e gitti. 8 Aral›k: Gümrük Birli¤i Ortak Komitesi’nin 10. toplant›s› yap›ld›. 19 Aral›k: Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi’nin 26. dönem toplant›s› yap›ld›. 2001 18-19 Ocak: Hizmetler ve Kamu Al›mlar› müzakerelerinin ikinci turu gerçeklefltirildi. ubat: Kat›l›m Ortakl›¤›’na iliflkin usûller ile 26 fifiu Kat›l›m Ortakl›¤› çerçevesinde ülkemizin alaca¤› yard›mlar›n temelini oluflturacak Çerçeve Yönetmelik, Genel ‹fller Konseyi’nin toplant›s›nda kabul edildi. 8 Mart: AB Bakanlar Konseyi, Türkiye için Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi’ni kabul etti. 19 Mart: TBMM “Topluluk Müktesebat›n›n Üstle117
nilmesine ‹liflkin Türkiye Ulusal Program›”n› kabul etti. 1 Haziran: Gümrük Birli¤i Ortak Komitesi’nin 11. toplant›s› yap›ld›. 12 Haziran: Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi’nin 27. dönem toplant›s› yap›ld›. 26 Haziran: Türkiye-AB Ortakl›k Konseyi’nin 40. dönem toplant›s› yap›ld›. 26-27 Haziran: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun 47. toplant›s› yap›ld›. 13 Kas›m: IV. ‹lerleme Raporu yay›nland›. 26-27 Kas›m: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun 48. toplant›s› yap›ld›. 29 Kas›m: Gümrük Birli¤i Ortak Komitesi’nin 12. toplant›s› yap›ld›. 5 Aral›k: Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi’nin 28. dönem toplant›s› yap›ld›. 2002 24 Ocak: Gümrük Birli¤i Ortak Komitesi’nin 13. toplant›s› yap›ld›. 16 Nisan: Türkiye-AB Ortakl›k Konseyi 41. dönem toplant›s› yap›ld›. 22-23 Nisan: Avrupa Akdeniz Süreci’nin 5. D›fliflleri Bakanlar› Toplant›s› Valencia’da gerçeklefl118
mifltir. 2 May›s: Avrupa Konseyi terör örgütleri ve teröristler listesini geniflletmifl ve PKK ile DHKP-C de listeye eklenmifltir. 23-24 May›s: AB’nin Gelece¤ine ‹liflkin Konvansiyon, üçüncü toplant›s›n› gerçeklefltirmifltir. 17-18 Haziran: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun (KPK) 49. toplant›s› Brüksel’de yap›lm›flt›r. 21-22 Haziran: Sevilla Avrupa Konseyi Zirvesi’nde Türkiye’nin adayl›¤›n› bir sonraki aflamaya geçirecek yeni kararlar›n Kopenhag Avrupa Zirvesi’nde, Helsinki ve Laeken Zirvesi sonuçlar›na uygun olarak al›nabilece¤i belirtilmifltir. 28 Haziran: Avrupa Birli¤i ile Türkiye aras›nda Topluluk programlar›na kat›l›m›n genel ilkelerini belirlemek üzere imzalanan Çerçeve Anlaflma, 28 Haziran 2002 tarihli Resmi Gazete’de yay›nlanarak yürürlü¤e girmifltir. 4 Temmuz: Hazine Müsteflarl›¤› “Belediye Su ve Kanalizasyon Altyap› Program›”n›n finansman›na yönelik olarak Avrupa Yat›r›m Bankas› ile 40 milyon Euro tutar›nda kredi anlaflmas› imzalam›flt›r. 11-12 Temmuz: Türkiye-AB Karma ‹stiflare Komitesi’nin 13. toplant›s› Erzurum’da gerçeklefltirilmifltir. 119
9-12 Temmuz: Avrupa gençli¤inin AB’nin gelece¤ine iliflkin yaklafl›mlar›n› ortaya koydu¤u Gençlik Konvansiyonu Brüksel’de gerçeklefltirilmifltir. 23 Temmuz: Avrupa Kömür ve Çelik Toplulu¤u Antlaflmas›, yürürlü¤e girdi¤i tarihin 50. y›l›nda sona ermifltir. 3 A¤ustos: Kopenhag siyasî kriterlerine uyum amac›yla haz›rlanan III. Uyum Paketi (14 maddeden oluflan paket ile öncelikle savafl ve yak›n savafl tehdidi hâlleri d›fl›nda ölüm cezas›n›n kald›r›lmas› ve Türk vatandafllar›n›n günlük hayatlar›nda geleneksel olarak kulland›klar› farkl› dil ve lehçelerde yay›n yap›labilmesine ve bu dillerin ö¤renilmesine imkân tan›nm›flt›r) yürürlü¤e girmifltir. 14 A¤ustos: 2002-2005 dönemini kapsayan Kat›l›m Öncesi Ekonomik Program Yüksek Planlama Kurulu taraf›ndan kabul edilerek AB’ye iletilmifltir. 3 Eylül: Türkiye Avrupa Kolordusu’na (Eurocorps) kat›lm›flt›r. 3 Eylül: “Türkiye ile Avrupa Birli¤i aras›nda oluflturulan Gümrük Birli¤i’nin Uygulanmas›na iliflkin Esaslar Hakk›nda Bakanlar Kurulu Karar›” (Türkiye-AB dolafl›m belgelerinin kullan›m esaslar› ile ilgili) Resmi Gazete’de yay›nlanm›flt›r. 120
9 Eylül: Arnavutluk, Bulgaristan, Makedonya Cumhuriyeti, Yunanistan’› da içeren ve ‹talya ile Türkiye’yi birbirine ba¤layacak olan “VIII. PanAvrupa Koridoru’na iliflkin ön anlaflma imzalanm›flt›r. 27 Eylül: Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Hansjörg Kretschmer güven mektubunu Cumhurbaflkan› Say›n Ahmet Necdet Sezer’e sunarak resmen göreve bafllam›flt›r. 4 Ekim: Türkiye-AB Gümrük ‹flbirli¤i Komitesi’nin 29. toplant›s› Ankara’da gerçeklefltirilmifltir. 9 Ekim: AB Komisyonu Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne üyelik yolunda yapt›¤› çal›flmalar› de¤erlendirdi¤i 2002 ‹lerleme Raporu’nu yay›nlam›flt›r. 18 Ekim: Avrupa Yat›r›m Bankas›’n›n yeni Avrupa-Akdeniz Yat›r›m ve Ortakl›k ‹mkân›’n›n AB üyesi ülkelere ve 12 Akdeniz ülkesine tan›t›ld›¤› toplant› Barselona’da gerçeklefltirilmifltir. 19 Ekim: AB’nin kurumsal yap›s›nda ve karar alma mekanizmalar›nda de¤ifliklikler yapan Nice Anlaflmas› ‹rlanda’da ikinci kez yap›lan referandum ile kabul edilmifltir. 24-25 Ekim: Avrupa Konseyi Brüksel Zirvesi gerçeklefltirmifltir. Zirve sonucunda yay›nlanan bildirgede Güney K›br›s, Çek Cumhuriyeti, Estonya, 121
Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya’n›n siyasî kriterleri tamamlad›klar›, 2004 y›l› bafl›ndan itibaren de ekonomik kriterleri tamamlayacaklar›n›n öngörüldü¤ü belirtilmifltir. Söz konusu ülkelerin üyelik yükümlülüklerini yerine getirecekleri gözönünde bulundurularak 12-13 Aral›k tarihlerinde gerçeklefltirilecek Kopenhag Zirvesi’nde kat›l›m müzakerelerini sonuçland›rmalar› ve Nisan 2003 tarihinde Atina’da Kat›l›m Antlaflmas›’n› imzalamalar› karar› al›nm›flt›r. Ayn› bildirgenin Türkiye’ye iliflkin bölümünde Türkiye’nin kat›l›m müzakerelerine bafllamaya yaklaflt›¤› ifade edilmifltir. 28 Ekim: Avrupa Anayasas› tasla¤› Avrupa Konvansiyonu’nun genel oturumunda Baflkan Valéry Giscard d’Estaing taraf›ndan sunulmufltur. 11-13 Kas›m: 2003 y›l› itibar›yla bafllat›lan 6. Çerçeve Program›’n›n tan›t›m›na iliflkin oturumlar›n düzenlendi¤i ve kat›l›mc› ülkelerin araflt›rma gelifltirme çal›flmalar›n› tan›tma imkan› buldu¤u aç›l›fl konferans› Brüksel’de gerçeklefltirilmifltir. 20 Kas›m: “Aday Ülkelerin Üyelik Yolunda ‹lerlemelerine ‹liflkin Tavsiye Karar›” Avrupa Parlamentosu raporu (Geniflleme Raporu), AP’nin geniflleme konulu Genel Kurul toplant›s›nda kabul edilmifltir. 122
27-28 Kas›m: Kopenhag’da toplanan Avrupa Akreditasyon Birli¤i (EA) Genel Kurulu’nda Türk Akreditasyon Kurumu TÜRKAK’›n üyeli¤i kabul edilmifltir. 28-29 Kas›m: Türkiye-AB Karma ‹stiflare Komitesi’nin 14. toplant›s›n› gerçeklefltirmifltir. 10 Aral›k: Türkiye-AB Gümrük Birli¤i Ortakl›k Komitesi’nin 13. toplant›s› Brüksel’de gerçeklefltirilmifltir. 12-13 Aral›k: Kopenhag Avrupa Konseyi Zirvesi sonucunda 10 aday ülkenin 1 May›s 2004 itibar›yla üye olmalar› karar› al›nm›flt›r. Zirve’nin Sonuç Bildirgesi’nin Türkiye bölümünde Konsey’in 2004 y›l› ‹lerleme Raporu ve Komisyon’un görüflleri ›fl›¤›nda, Aral›k 2004 tarihli Zirve’de Türkiye’nin Kopenhag siyasî kriterlerini karfl›lad›¤› karar›n› almas› hâlinde müzakerelerin gecikmeksizin bafllat›laca¤› belirtilmifltir. Zirve’de ayr›ca Bütçe ve Malî konular, 12 Aral›k 2002 Konsey Toplant›s› Bildirisi, Orta Do¤u ve Irak’a ‹liflkin Bildiriler ek metinler olarak kabul edilmifltir. 19 Aral›k: Avrupa Parlamentosu Kopenhag Zirvesi’ne iliflkin ald›¤› tavsiye karar›n› yay›nlam›flt›r. 19 Aral›k: Avrupa Komisyonu Türkiye için Yap›sal Uyum Yard›m› kapsam›ndaki 75 milyon Euro’luk ikinci ödemeyi onaylam›flt›r. 123
19 Aral›k: Avrupa Birli¤i’nin 2003 y›l› bütçesi Avrupa Parlamentosu taraf›ndan kabul edilmifltir.
20 Aral›k: Avrupa Komisyonu Türkiye için öngördü¤ü 2002 y›l› kat›l›m öncesi malî yard›m program›n› onaylam›flt›r. Program dahilinde Türkiye taraf›ndan AB üyeli¤inin gerekliliklerini üstlenmeye haz›rl›k amac›yla tasarlanm›fl 18 farkl› projeye 126 milyon Euro destek verilece¤i ifade edilmifltir. 27 Aral›k: Türkiye AB Komisyonu ile Leonardo, Socrates ve Gençlik programlar›n›n her biri için Haz›rl›k Tedbirleri Anlaflmalar› ve Socrates Program› Pilot Uygulamalar› Anlaflmas›’n› imzalam›flt›r. 2003
1 Ocak: Yunanistan Avrupa Birli¤i Dönem Baflkanl›¤›’n› Danimarka’dan devralm›flt›r. 1 Ocak: 1 Ocak 1993 tarihinde tamamlanan ‹ç Pazar’›n 10. y›l› kutlanm›fl, konuya iliflkin olarak komisyon taraf›ndan “S›n›rlar Olmaks›z›n 10 Y›l” adl› rapor yay›nlanm›flt›r. 11 Ocak: Dördüncü Uyum Paketi, Resmi Gazete’de yay›nlanarak yürürlü¤e girmifltir. Söz konusu paket baflta Siyasi Partiler Kanunu, Bas›n 124
Kanunu, Dernekler Kanunu, Dilekçe Kanunu olmak üzere toplam 16 ayr› yasada de¤ifliklik yapmaktad›r. 23 Ocak: AB’ye uyum çal›flmalar› çerçevesinde haz›rlanan Beflinci Uyum Paketi yürürlü¤e girmifltir. Paket, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda A‹HM kararlar› do¤rultusunda yarg›laman›n iadesine gidebilme konusunda önemli de¤ifliklikler getirmifltir. Ayr›ca Beflinci Uyum Paketi ile daha önce Üçüncü Uyum Paketi’nde yer alm›fl hükümlerin kapsam› geniflletilmifltir. 31 Ocak: AB Komisyonu ile Türk Hükümeti aras›nda Türkiye için öngörülen 2002 kat›l›m öncesi malî yard›m program›n›n finansman zapt› imzalam›flt›r. Söz konusu finansman zapt›n› komisyonun ad›na genifllemeden sorumlu üye Günter Verheugen imzalam›flt›r. 31 Ocak: AB Troikas› (AB dönem baflkan› Yunanistan’›n, müteakip dönem baflkan› ‹talya’n›n d›fliflleri bakanlar› ve AB Komisyonu’nu temsilen genifllemeden sorumlu komisyon üyesi Günter Verheugen’den oluflan) Türkiye’yi ziyaret etmifltir. ubat: AB’nin tarihindeki en büyük geniflleme1 fifiu nin yolunu açarak gerekli kurumsal yap›lanmay› düzenleyen Nice Antlaflmas› yürürlü¤e girmifltir. 125
ubat: Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) 5 fifiu 2004 y›l›nda tam üye olacak 10 aday ülkeye iliflkin Kat›l›m Antlaflmas› metnini onaylam›flt›r. ubat: Arnavutluk ile AB aras›nda ‹stikrar ve 13 fifiu Ortakl›k Anlaflmas›’n›n imzalanmas›na iliflkin görüflmeler bafllam›flt›r. ubat: Irak konusunda ortak bir tutum belir17 fifiu lenmesi amac›yla AB Dönem Baflkan› Yunanistan taraf›ndan Brüksel’de ola¤anüstü bir Avrupa Konseyi Zirvesi düzenlenmifltir. ubat: H›rvakistan AB üyeli¤i için resmî bafl21 fifiu vurusunu Avrupa Konseyi Baflkanl›¤›’na sunmufltur. ubat: Üçüncü AB-Fas Ortakl›k Konseyi top24 fifiu lant›s›nda Ortakl›k Anlaflmas› çerçevesinde ikili iliflkilerin güçlendirilmesi amac›yla alt komitelerin oluflturulmas›na karar verilmifltir. Al›nan bu karar sonucunda ilk defa AB ile bir güney Akdeniz ülkesi aras›nda alt komiteler kurulmufltur. 1 Mart : AB-Lübnan aras›ndaki Ara Anlaflma yürürlü¤e girdi. 9 Mart: Malta AB üyeli¤i için referandum düzenlemifltir. Maltal›lar referandum sonucunda AB üyeli¤ine evet demifltir. 13 Mart: Türkiye-AT Ortakl›k Komitesi’nin 111. toplant›s› Brüksel’de gerçeklefltirilmifltir. 126
19 Mart: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Geniflletilmifl Baflkanl›k Divan› toplant›s› Brüksel’de gerçeklefltirilmifltir. 20-21 Mart: Avrupa Konseyi Brüksel Zirvesi gerçeklefltirilmifltir. Zirve toplant›s› sonucunda Lizbon reform program›na iliflkin öncelikli amaçlar ve bu amaçlar› gerçeklefltirmek için çeflitli yönlendirmeler ve belirli önlemler üzerinde uzlaflmaya var›lm›flt›r. 23 Mart: Slovenya’da Avrupa Birli¤i ve NATO üyeli¤i referandumla kabul edilmifltir. 26 Mart: Avrupa Birli¤i (AB) Komisyonu Türkiye için gözden geçirilmifl Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi taslak metnini ve kat›l›m öncesi malî yard›ma iliflkin önerisini sunmufltur. 26 Mart: Avrupa Birli¤i (AB) Komisyonu Bulgaristan ve Romanya için gözden geçirilmifl Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi taslak metnini ve kat›l›m öncesi malî yard›ma iliflkin önerisini sunmufltur. 26-27 Mart: AB-Akdeniz iflbirli¤i çerçevesinde Barselona Süreci ‹zleme Komitesi Brüksel’de toplanm›flt›r. 2 Nisan: Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Yat›r›m Bankas› (AYB) aras›nda toplam 350 milyon Euro tutar›nda iki kredi anlaflmas› yap›lm›flt›r. 7-8 Nisan: Türkiye-Avrupa Birli¤i Karma ‹stiflare 127
Komitesi 15. toplant›s›n› ‹stanbul’da gerçeklefltirmifltir.
9 Nisan: Avrupa Parlamentosu Strasburg’da yap›lan oturumda, Aral›k 2002 Kopenhag Zirvesi’nde kat›l›m müzakerelerini tamamlayan 10 aday ülkenin birli¤e kat›l›m›n› onaylam›flt›r. 12 Nisan: Macaristan’da yap›lan referandum sonucunda AB’ye kat›l›m karar› al›nm›flt›r. 15 Nisan: Türkiye-Avrupa Birli¤i Ortakl›k Konseyi’nin 42. toplant›s› Lüksemburg’da yap›lm›flt›r. Toplant›da Avrupa Birli¤i taraf› Türkiye’ye gözden geçirilmifl Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi’ni sunmufltur. 19 Nisan: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AB Komisyonu kurulmufltur. Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne kat›l›m sürecine iliflkin geliflmeleri izlemek ve müzakere etmekle görevlendirilen sözkonusu Komisyon ayn› zamanda TBMM’ye sunulan kanun tasar› ve teklifler ile kanun hükmünde kararnamelerin AB mevzuat›na uygunlu¤unu inceleyecek ve ihtisas komisyonlar›na görüfl sunacakt›r. 10-11 May›s: Litvanya’da yap›lan referandum sonucunda AB’ye kat›l›m karar› al›nm›flt›r. 12 May›s: Avrupa Parlamentosu D›fl ‹liflkiler Ko128
mitesi toplant›s›nda Hollandal› parlamenter Arie Oostlander taraf›ndan haz›rlanan Türkiye’ye iliflkin taslak rapor, üzerinde önemli de¤ifliklikler yap›lmas›n›n ard›ndan kabul edilmifltir. 17-18 May›s: Slovakya’da yap›lan referandum sonucunda AB’ye kat›l›m karar› al›nm›flt›r. 5 Haziran: Avrupa Halk Partisi-Hristiyan Demokrat Grup üyesi Arie Oostlander taraf›ndan Türkiye’ye iliflkin olarak haz›rlanan rapor Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda kabul edilmifltir. 6 Haziran: 2004 y›l› May›s ay›nda AB tam üyesi olacak aday ülkelerin Avrupa Ekonomik Alan›na kat›l›mlar›na iliflkin 9 Ocak 2003 tarihinde bafllayan müzakereler tamamlanm›flt›r. 7-8 Haziran: Polonya’da yap›lan referandum sonucunda AB’ye kat›l›m karar› al›nm›flt›r. 12 Haziran: Türkiye için Gözden Geçirilmifl Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi 12 Haziran 2003 tarih ve L 145 say›l› Avrupa Birli¤i Resmi Gazetesi’nde yay›nlanarak geçerlilik kazanm›flt›r. 13-14 Haziran: Çek Cumhuriyeti’nde yap›lan referandum sonucunda AB’ye kat›l›m karar› al›nm›flt›r. 14 Haziran: GKRY Kat›l›m Antlaflmas›’n› onaylam›flt›r. 16-17 Haziran: AB –Türkiye Karma Parlamento 129
Komisyonu 50. toplant›s›n› ‹stanbul’da gerçeklefltirmifltir. Toplant›da Türkiye-AB iliflkilerinin yan› s›ra Türkiye’nin AB’ye kat›l›m›n›n önündeki sorunlar, Türkiye için kat›l›m öncesi stratejisinin uygulanmas›, Avrupa’n›n gelece¤ine iliflkin konvansiyon çal›flmalar› ve Avrupa Parlamentosu ile TBMM aras›ndaki iflbirli¤i görüflülmüfltür. 19-20 Haziran: Avrupa Konseyi Zirvesi Selanik’te gerçeklefltirilmifltir. Avrupa Birli¤i Dönem Baflkanl›¤›’n›n Yunanistan’dan ‹talya’ya devredildi¤i zirveye aday ülkeler gözlemci olarak kat›lm›flt›r. Zirvede Türkiye, Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül taraf›ndan temsil edilmifltir. 21 Haziran: Avrupa Birli¤i-Balkan Ülkeleri Zirvesi Porto Carras’da gerçeklefltirilmifltir. Zirvede Balkan ülkelerinin üyelik kriterlerini karfl›lamalar› hâlinde birli¤e tam üye olabilecekleri belirtilerek söz konusu ülkelerin üyelik perspektifi teyit edilmifltir. 15 A¤ustos: Türkiye taraf›ndan haz›rlanan 20032006 dönemine iliflkin 3. Kat›l›m Öncesi Ekonomik Program Avrupa Komisyonu’na sunulmufltur. 14 Eylül: ‹sveç, yap›lan referandum sonucunda Ekonomik ve Parasal Birli¤e kat›lmay› reddetmifltir. 14 Eylül: Estonya’da yap›lan referandum sonu130
cunda AB’ye kat›l›m karar› al›nm›flt›r. 20 Eylül: Letonya’da yap›lan referandum sonucunda AB’ye kat›l›m karar› al›nm›flt›r. 4 Ekim: Hükümetleraras› Konferans, Avrupa Birli¤i Anayasas› için Roma’da çal›flmalara bafllam›flt›r. Hükümetleraras› Konferans’ta, AB’ye üye ve aday ülkelerin hükümet ve parlamento temsilcileri ile Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu temsilcilerinin kat›ld›¤› Avrupa’n›n Gelece¤ine ‹liflkin Konvansiyon taraf›ndan haz›rlanan Anayasal Antlaflma Tasla¤›’na son hâlinin verilmesi hedeflenmifltir. 8 Ekim: Avrupa Birli¤i’nden sa¤lanacak malî yard›mlar›n etkin bir flekilde kullan›labilmesi için kurulan Merkezî Olmayan Malî Yap›lanma onaylanm›fl böylece AB malî yard›mlar›n›n yönetimi Türkiye’ye geçmifltir. 16-17 Ekim: Avrupa Birli¤i Brüksel Zirvesi ve 15 Birlik üyesinin yan› s›ra 1 May›s 2004 tarihinde AB tam üyesi olacak 10 aday ülke ile Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’nin gözlemci statüsü ile kat›ld›¤› Hükümetleraras› Konferans toplant›s› gerçeklefltirilmifltir. 28 Ekim: Gümrük Birli¤i Ortakl›k Komitesi’nin 14. toplant›s› Brüksel’de gerçeklefltirilmifltir. 5 Kas›m: AB Komisyonu Türkiye’nin üyelik yö131
nünde att›¤› ad›mlar› siyasî, ekonomik ve müktesebat uyumu kriterleri aç›s›ndan de¤erlendiren 2003 Türkiye ‹lerleme Raporunu ve Strateji Belgesi’ni yay›nlam›flt›r. 28-29 Kas›m: AB Bakanlar Konseyi toplant›s› Napoli’de yap›lm›flt›r. 2-3 Aral›k: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun 51. toplant›s› Brüksel’de yap›lm›flt›r. 8 Aral›k: AB Genel ‹fller Konseyi Brüksel’de toplanm›flt›r. 12-13 Aral›k: Avrupa Birli¤i Zirve toplant›s› Brüksel’de gerçekleflmifltir. Konsey, komisyonun raporu ve tavsiyeleri temelinde, 2004 Aral›k ay›nda yap›lacak olan zirvede al›nacak karar ›fl›¤›nda Türkiye ile birlikte çal›flaca¤› taahhüdünü vurgulam›flt›r. Ayr›ca konsey, tam üyelik müzakerelerine bafllanabilmesi içim yap›lan haz›rl›klar çerçevesinde kaydedilen önemli ilerlemelere dayanarak Türkiye’yi teflvik etti¤ini vurgulamaktad›r. 15 Aral›k: Türkiye ile AB malî iflbirli¤i çerçevesinde finanse edilen projelerin de¤erlendirmesinin yap›ld›¤› Ortak ‹zleme Komitesi Toplant›s› Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i’nde gerçeklefltirilmifltir. Türkiye’de aday ülke statüsünde ilk kez yap›lan toplant› sonuçlar› malî yard›mlar› kullanmada bir at›l›m oldu¤unu göstermektedir. 132
22 Aral›k: Haz›rl›k faaliyetleri Devlet Planlama Teflkilat› Müsteflarl›¤› koordinasyonunda sürdürülen Ön Ulusal Kalk›nma Plan› (2004-2006) kabul edilmifltir. 2004 1 Ocak: ‹rlanda, AB dönem baflkanl›¤›n› üstlenmifltir. 9 Ocak: ‹dam cezas›n›n kald›r›lmas›n› öngören Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi’nin 13. protokolü Türkiye taraf›ndan Strazburg’da imzalanm›flt›r. ubat: ‹nterreg III/A kapsam›nda Türkiye-Yuna9 fifiu nistan S›n›r Ötesi ‹flbirli¤i Program› onaylanm›flt›r. ubat: Annan Plan› çerçevesinde görüflme ko19 fifiu nusunda uzlaflmaya varan taraflar, müzakerelere bafllam›flt›r. 22 Mart: Makedonya Cumhuriyeti AB tam üyeli¤i için baflvuru yapm›flt›r 25-26-Mart: Brüksel Zirvesi’nde Terörle Mücadele Bildirisi yay›nlanm›flt›r. 31 Mart: Türkiye-Bulgaristan S›n›r Ötesi ‹flbirli¤i Program›’n›n stratejik çerçevesi tamamlanm›flt›r. 1 Nisan: Avrupa Parlamentosu’da Türkiye hakk›nda Arie Oostlander’in raporu onaylanm›flt›r. 133
6-7 Nisan: Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun 52. toplant›s› ‹zmir’de yap›lm›flt›r. 15 Nisan: Türkiye ile Avrupa Komisyonu aras›nda Türkiye’nin AB E¤itim ve Gençlik Programlar›’na kat›l›m›na iliflkin Mutabakat Zapt› imzalanm›flt›r. 24 Nisan: K›br›s’ta referandum yap›lm›flt›r. K›br›s Türk halk›n›n %64.9’u Annan plan›n› onaylarken K›br›s Rum kesiminde ise halk›n %75.83’ü plan› reddetmifltir. 29 Nisan: Avrupa Birli¤i Konseyi K›br›s Tüzü¤ü’nü onaylam›flt›r. Tüzükle, K›br›s’ta yap›lan referandumun ard›ndan sorunun çözüme ulaflmamas› üzerine mevcut duruma ve özellikle mallar›n dolafl›m›na iliflkin önlemler al›nm›flt›r. 1 May›s: Avrupa Birli¤i’nin 10 yeni üyeyi kapsayan (Polonya, Macaristan, Çekya, Slovakya, Slovenya, Litvanya, Letonya, Estonya, Malta, GKRY) Beflinci Genifllemesi gerçekleflmifltir. 6 May›s: Türkiye-AB Gümrük Birli¤i Ortak Komitesi’nin 15. dönem toplant›s› gerçeklefltirilmifltir. 7 May›s: Anayasa Reform Paketi TBMM’de kabul edilmifltir. 18 May›s: Türkiye-AB Ortakl›k Konseyi 43. toplant›s› Brüksel’de gerçeklefltirilmifltir. 10-13 Haziran: Avrupa Parlamentosu seçimleri 134
gerçeklefltirilmifltir. 17-18 Haziran: Avrupa Birli¤i Zirve toplant›s› Brüksel’de gerçeklefltirilmifltir.
17-18 Haziran: Avrupa Anayasas›, Brüksel Zirvesi’nde kabul edilmifltir. 22 Haziran: Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Türkiye üzerindeki denetim sürecini sona erdirmifltir. 1 Temmuz: Hollanda AB dönem baflkanl›¤›n› üstlenmifltir. 7 Temmuz: Avrupa Komisyonu K›br›sl› Türklerin izolasyonunu sona erdirmek içim kapsaml› öneriler aç›klam›flt›r. 21-22 Temmuz: 4. Euromed toplant›s› ‹stanbul’da gerçeklefltirilmifltir. 12 A¤ustos: AB Komisyonu 1 Kas›m 2004 itibar›yla göreve bafllayacak yeni komisyon üyelerini ve yürütecekleri görevleri aç›klam›flt›r. 5-9 Eylül: Avrupa Komisyonu’nun genifllemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen Türkiye’yi ziyaret etmifltir. 6 Eylül: Avrupa politikas›nda önemli görevlerde bulunmufl ya da bulunan kiflilerden Mart 2004’te oluflturulan Ba¤›ms›z Türkiye Komisyonu “Avru135
pa’da Türkiye: Bir Sözden Fazlas› m›?” isimli raporunu yay›nlam›flt›r. 6 Ekim: Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’ye yönelik Türkiye’nin siyasî kriterleri yeterli düzeyde karfl›lad›¤›n› belirten ve kat›l›m müzakerelerinin aç›lmas›n› öneren ‹lerleme ve Etki Raporlar›’yla tavsiye metnini aç›klanm›flt›r. 19-22 Ekim: AP Yefliller Grubu her y›l Brüksel d›fl›nda yapt›¤› y›ll›k toplant›s›n› bu y›l “Avrupa Birli¤i içinde Türkiye-Ortak Bir Gelecek mi?” bafll›¤› alt›nda ‹stanbul’da düzenlenmifltir. 29 Ekim: AB Anayasa’s› Roma’da imzalanm›flt›r. 4-5 Kas›m: Avrupa Birli¤i zirvesi Brüksel’de toplanm›flt›r. 22 Kas›m: Yeni AB Komisyonu göreve bafllam›flt›r. 24 Kas›m: AB Troykas›-Türkiye toplant›s› Lahey’de gerçeklefltirilmifltir. 17 Aral›k: Türkiye’nin AB’ye tam üyelik için müzakerelere 3 Ekim 2005’te bafllama karar› al›nd›. Öncelikle Türk mevzuat›n›n AB mevzuat›na ne kadar uyumlu oldu¤unun tespiti için tam ve ayr›nt›l› bir taramadan geçirilecek daha sonra da müzakere süreci bafllayacak. 136
KAYNAKÇA VE K‹TAB‹YAT
‹ n t e rn e t :
http://www.abgs.gov.tr/ http://www.abhaber.com/ http://www.ceterisparibus.net/ab/iliskiler.htm http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/Ab.htm www.dtm.gov.tr www.europa.eu.int
De r gi le r :
• 2023 Dergisi, 15 Haziran 2003. • Anlay›fl Dergisi, A¤ustos 2003. 137
• Gerçek Hayat Dergisi, 11 May›s 2001. • ‹ktisat Dergisi, Aral›k 2000. • ‹KV Bültenleri. • Umran Dergisi, Eylül 2003. • Yar›n Dergisi, Ekim 2003.
Ki tapl ar:
• Aktar, Cengiz, (Derleme). Avrupa Birli¤ine Geçifl Süreci, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul, 2002. • Aktar, Cengiz, Avrupa Yol Ayr›m›nda Türkiye, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul, 2001. • Anonim. Avrupa Toplulu¤u Nedir? (Bilsay Kuruç’un önsözüyle), Avrupa Toplulu¤u Yay›nlar›, 1975. • Avrupa Birli¤i Konseyi Y›ll›k Çal›flma Raporlar›. • Avrupa Topluluklar› Bültenleri. • Avrupa Topluluklar› Faaliyetleri Genel Raporlar›. • Aykaç, Prof. Dr. Mustafa. Parlak, Doç. Dr. Zeki. (Edisyon) Tüm Yönleriyle Türkiye-Avrupa Birli¤i ‹liflkileri, Elif Kitabevi Yay›nlar›, 2002 138
• Belge, Murat, Yaklaflt›kça Uzaklafl›yor mu? Avrupa Birli¤i ve Türkiye, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul. 2003. • Bulaç, Ali, Avrupa Birli¤i ve Türkiye, Eylül Yay›nlar›, ‹stanbul, 2001. • Çal›fl, H. fiaban, Türkiye-Avrupa Birli¤i ‹liflkileri: Kimlik Aray›fl›, Politik Aktörler ve De¤iflim, Nobel Yay›n Da¤›t›m, 2001. • Genç, Nihat, Edebiyat Derslerine Girifl, Leman Yay›nlar›, ‹stanbul, 2003. • Güney, Dr. Elmas, Küreselleflme Sürecinde Bölgesel Dengesizlikler: Avrupa Birli¤i ve Türkiye, Nobel Yay›n Da¤›t›m, 2001 • ‹KV Genel Kurul Raporlar›. • ‹lhan Suat, Avrupa Birli¤ine Neden Hay›r?, Ötüken Yay›nlar›, ‹stanbul, 2000. • ‹lhan Suat, Avrupa Birli¤ine Neden Hay›r? 2, Ötüken Yay›nlar›, ‹stanbul, 2000. • Karluk, R›dvan, Avrupa Birli¤i ve AB-Türkiye ‹liflkileri, ‹stanbul, Beta Bas›m • Manisal›, Erol, Avrupa Ç›kmaz›, Otopsi Yay›nlar›, ‹stanbul, 2001. • Tezcan, Ercüment, Avrupa Birli¤i Hukukunda Birey, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul, 2002. • U¤ur, Mehmet, Avrupa Birli¤i ve Türkiye, Eve139
rest Yay›nlar›, ‹stanbul, 2000. • Yamako¤lu, Cihan, Türkler Yine Avrupa Kap›s›nda, Akça¤ Yay›nlar›, Ankara, 1993. • Y›ld›z, Osman, (Derleme), Avrupa Birli¤i ve Sosyal Partnerler, Türkiye-AB Sendikal Koordinasyon Komisyonu, Ankara, Mart 2003.
140
141
142
143